Work and Travel
Toplam 58 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 30 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Texas Yolcusu

Konulanmış Görüntüleme

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    17

    Thumbs up Texas Yolcusu

    Merhaba arkadaşlar, dün gece içimden gelip yazdıklarımı bugün tekrar düşününce birkaç şey daha ekleyebileceğimi düşündüm ve bunları da sizinle paylaşmak istedim. Ayrıca fark ettim ki yazı genel wat hikayelerinin aksine oldukça fazla duygu içeriyor ama söylemek isterim ki benim hikayem, kendi açımdan sıradan bir gezi veya seyehat değildi; aksine bir çok duygunun aynı mekanda yaşanabildiği yaz sezonundan daha da uzun soluklu bir hikayedir. Yazının son halini aşağıda tamamlıyorum.
    2009 yazında Amerika'dan döndükten sonra çok sık giremedim foruma, ki bu forum gitmeden önce beni tekrar tekrar heyecanlandıran, yeri geldikçe rahatlatan, Amerika heyecanıma anlam katan ve o duygunun gelişmesine olanak sağlayan bir sığınak olmuştu.Necro arkadaşımızın ilkini attığı bu hikayeler bölümünde şu an belki benimkinden çok daha renkli hikayeler vardır ama yine de boşa gideceğini düşünüyorum bu anılar içimde kalırsa
    WAT'ın DOĞUŞU ve HAZIRLIKLAR
    Üniversite hazırlıktan beri hayalini kurduğum Amerika macerası için 2008-2009 yılında 5 arkadaş kolları sıvamıştık. Biraz tedirginlikle giriştik bu işe ama iş seçeneklerini falan görünce içimde oldukça büyük bir kıpırdanma olmuştu.Hele ki acentaya yapılan sık ziyaretler sayesinde kendimizi iyice kaptırmış bulunduk bu maceraya. Sıkı araştırmalarımız sayesinde bahşişli işlerin kazancının iyi olduğuna kanaat getirdik ve Şubat-Mart aylarında NY eyaletindeki Lake George kasabasındaki feribotlarda garsonluk işi bulduk. Her şey iyi güzel derken vizeye 1 hafta kala yaklaşık mayısın ortalarında işimiz çat diye aniden iptal oldu.Kriz dolayısıyla işçi azaltımına gittiğini söyleyen işveren hepimizi derinden üzmüştü. Telaşla yeni iş ara falan derken, 5' imizin ortak gidebileceği bir tek Teksas'daki Kodak fotoğrafçılığı olduğunu öğrendik. Aslında giden bir çok kişiden Kodak hakkında kötü yorumlar almıştık ve daha bu iş belli olmadan önce "Kodak mı üff amelelik "gibi yorumlar yapıyordum kendimce,ama elimiz mahkum kaldı işte... Vize mize derken bileti de aldık, ilk 3 günlük oteli de ayarladık, forumdan gerekli bilgileri ve tavsiyeleri aldık ve sonunda büyük gün geldi.
    YOLCULUĞUN İLK ADIMLARI
    5 yoldaşım ve kardeşimden biri İstanbul'da oturduğu için 2 gün önceden oraya gittik ve ayrılmadan son kez İstanbul’umuzu görelim diye 2 gün boyunca deli gibi gezdik Hele akşam süpermarkete gittiğimizde yolluk alırkenki yorgunluğumuz ve bezginliğimiz yüzünden Amerika'da ilk haftalarda çok aç kaldık. Sucuk, kuruyemiş gibi geleneksel lezzetleri almak gibi ısrarlarıma karşı çıkıldı ve nitekim Amerika’da onları arar olmuştuk.O gece kendimizi saat farkına alıştırmak için uyumadık ( aslında çoğumuz heyecandan uyumadı ama jet lag ayağına yattık ) ve sabaha varınca arkadaşımın babası şehir içi dolmuşuyla bizi havalimanına götürdü. Pul mul gibi ufak tefek aksiliklere rağmen bekleme yerine geçtik. Free shoptan üstümüze biraz deneme parfüm sıktıktan, biraz ikramlık lokumlardan yedikten ve gazete bayisinde elimize birer dergi alıp sadece fotoğrafları karıştırdıktan sonra beklemeye başladık. Akşamki heyecan hala damarlarımda gezmekteydi ama bir o kadar da sakindim önceki Avrupa seyehatlerimin verdiği özgüven nedeniyle. Neyse saat geldi ve Air France uçağağımıza bindik.Fransız madam ve mösyo büyüklerim bizi yönlendirerek yerlerimize oturttular. Dışarıyı seyretme aşkına alakasız yerlere oturunca da kalkış sırasında oldukça ilginç diyaloglar yaşadık görevlilerle yol sırasında da su-water'a "voççır" diyen yaşlı host abimizle gergin anlarımız sıkça oldu.
    REZALETLER SİLSİLESİ BAŞLASIN! PARİS VE NEW YORK
    Paris havalimanına indiğimizde etraftaki playstationlar ve değişik elektronik cihazları görünce Amerika yoluna yaklaştığımı anlamaya başladım.Böyle uçak kapısının önünde zenciler filan dolanmaya başlamıştı. Aktarma nedeniyle uçak kapısının yanındaki bekleme yerlerinde bir süre bekledikten sonra Amerikan İngilizcesiyle resmen tanıştım ve heyecan iyice sardı beni.Okyanus aşırı yolculuk ve 3 kolonlu koltuklarda en ortada oturmanın ve de saatlerce bir aksiyon görmeden beklemenin verdiği huzursuzlukla depresyonum başladı Türk olmanın verdiği ayrıcalıkla yol boyu mutfaktaki meyve sularını ve kolaları bitirerek New York'a inmiş bulunduk.Vize kontrol sırasındayız ve her tarafta İngilizce konuşuluyor..Aman Allah'ım film gibi. Yabancı dil bilmeyen apaçiler gibi mal mal sırıtıyoruz ve laaa luu diye hala Türkçe konuşuyoruz sanki bizim Türk olduğumuzu anlasınlar da yol versinler dercesine. Tabi yol verme filan olmadı... Veeee ilk şok!! Bavulum dakikalarca gelmedi Vay arkadaş... Korkak İngilizcemle görevlinin yanına gidiyordum ki beyaz bir tahtada ismimi gördüm ve o an anladım ki bir şeyler ters gidiyor. Panikle dışarı çık, Air France ofisine filan git, derdini saatlerce anlat derken bir an havalimanında kayboldum sandım. Adamın dediğine göre bavulum uzak doğuya mı ne gitmiş ve 7-8 saate gelecekmiş. Bekleme sırasında planladığım NY gezisi de anlayacağınız suya düşmüş oldu o koşturmaca içerisinde. Uykuyla uykusuzluk arasında geçen ve oldukça büyük tuvalet sorunlarının yaşandığı dakikaların üstüne bir de yanımızda bayılıp duran ve üstümüze üstümüze gelen, sanki birazdan yakamıza yapışacakmış gibi bizim ve bavullarımızın çevresinde 40-45 kere dönen bir psikopat eklenince bekleyişimiz çekilmez olmuştu. Ailemi arayamadım, kimseye ulaşamadım. Hiçbirimizde bozukluk yok..Bir büfeden para boz diyorum bozukluk veriyor(sonradan öğrendim ki isteyene bozuk para vermemek ayıpmış), yok tüm paramı boz ben senden para istemiyorum diyorum adam o zaman olmaz diyor Neyse ki MCdonaldsdan ice tea aldım ve paramı bozdum, ama ağzıma aldığım ilk yudumla beraber tükürmem bir oldu o “sweet tea” denen şeyi.Gelmeden önce hazırladığımız peynirli sandviçlerin tadı da hala ağzımda. 1 gün boyunca 3 öğün onu yedik sadece. Bavul geldi, sonunda bir akrabama ulaştım ailemi bilgilendirsin diye ama bitmiştim ben. Düşünün ki 15-16 saat boyu yarım yamalak uyumuş olun ve bir şey yemeden içmeden sadece stres dolu anlar yaşayın..Bir ara düşünmeye başladım; ben neden geldim buralara, ne işim var falan diye.Hatta uçağa binip geri dönmeyi bile düşünmüştüm. Emin olun o ortamda geçirilen 1 saat normal zamandaki 3-4 saate eşdeğerdir.Neyse Delta'dan önceden ayırttığımız uçağa sonunda bindik ve aktarma serisine başladık yeniden Uçakta sözlük karıştırıyorum çünkü inanılmaz bir İngilizce kompleksine girdim. Bildiğiniz konuşamadığımı düşünüyorum. Güvenlik kontrolünde ceket çıkar diyormuş ben anlamadan mal mal bakıyorum. Kemerini çıkar diyo anlamıyorum. Sonra zaten çıkarınca bayan polis baksırımın yarısını görünce aramızdaki soğukluk ısınıvermişti..
    NİHAYET TEKSAS
    Önce Buffalo, 1 saat bekleme, ardından Atlanta, 1 saat de orada, sonra Dallas Fort Worth havalimanı nihayet. Arada geçirilen uçak yolculukları, müthiş tatlı uykular.. İndik ve bavul bekliyoruz.Herkesin tahminler diğer arkadaş üzerinde bu sefer . Bir türlü gelmiyor bavullar. Ama ben rahatladım çünkü 3. sırada benimki geldi. Bu sefer sıra onda.. Ama Allah'tan tekrar öyle bir şey olmadı. Fakat etrafta sarı sarı kızlar manken gibi, renkli gözler, lost-prison break ingilizcesi filan bir değişik geldi bize. Dışarı adımı bir attık; Amannn Tanrımmm!!! Cehennem sıcağı...Nem... Kalakaldık öyle. Ee şimdi ne yapıyoruz dedik birbirimize. Otele nasıl gidicez? Ellerde bavullar saf saf yürüyoruz kaldırım boyu. Otobüs yok bişey yok..Oradan esmer Meksikalı bi abla bize seslendi nere gideceniz diye. Tr'deyken tuttuğumuz otelin adresini falan verdik bir güzel pazarlık yaptık yola düştük. 5 şeritli 4 katlı otobanlar, kurak topraklar, yer yer yeşertilmiş güzel müstakil Amerikan tarzı evler binalar filan. Etrafta böyle koca koca arabalar... O kadar farklı ki herşey. Ama 3 aylık Teksas yaşamımda da gördüm ki bir Truck(Kamyonetimsi hayavni motorlu arabalar) sahibi olmak orada olağan. Herkesde kamyonet var ve benzin sudan ucuz olduğu için kamyon motoru takılı neredeyse her birinde. Şoförümüz bir zenci. Orabanın dikiz aynada bir şey asılı üzerinde şöyle yazıyor:" What did you do for God today?", Türkçesi:" Bugün Allah için ne yaptın?". Biz nasıl bir yere düştük lan diye hepimiz birbirimize baktık Neyse otele geldik ve kaptanımız fazla para istedi. 1 sokak farkıyla başka ilçeye gelmişiz haritada dolayısıyla tarife farklı. Biz çirkeflik filan yaptık Allah razı olsun adam da tamam gençler dedi kabul etti eski fiyatı. Resepsiyonda 2 Hintli. Zaten tam anlamıyorum henüz İngilizceyi, adamları hiç anlamıyorum Biz de sizi bekliyorduk der gibi bir şey istemeden söylemeden direk anaktarı alıp bizi odaya götürdüler. Bir tehlike olmadığını anladıktan sonra bir anda herkes sarılmaya başladı "başardık beyler!!" diye. İlk iş Gencay’ın laptopu açıp ailelere ulaşmak ama saat farkının farkına geç vardık. Ha bu arada, bu laptopu da öyle zorla getirttik ki arkadaşa.. Adam diyor gerek yok orada internet cafe vardır. Abi ne kafesi kantır mı oynuyor onlar ayrıca orada herkesde internet var, pc var diyorum yok kesin vardır cafe diyor. (Devam ediyor aşağıda)
    Konu tarick06 tarafından (23-07-2014 Saat 03:39 PM ) değiştirilmiştir.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Everything is bigger in TEXAS
    Konu Sahibi barasorlu Forum Work and Travel Hikayeleri
    Cevap: 6
    Son Mesaj : 03-06-2012, 01:31 AM
  2. Texas
    Konu Sahibi amerikayolcusu1 Forum Diğer Eyaletler
    Cevap: 74
    Son Mesaj : 25-05-2011, 05:26 PM
  3. Six flags over texas, dallas - fiesta texas, san antonio
    Konu Sahibi tarick06 Forum Eğlence Parkları
    Cevap: 6
    Son Mesaj : 02-05-2009, 02:06 PM
  4. texas sea world yolcusu kalmasın
    Konu Sahibi amerikayolcusu1 Forum Tanışalım-WAT Arkadaşı arıyorum!
    Cevap: 4
    Son Mesaj : 18-05-2008, 07:58 PM
  5. Texas
    Konu Sahibi Turizmci Forum Vize ve Pasaport Süreci
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 19-04-2008, 10:22 AM

Bookmarks

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •