Alıntı beysinCDA Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
arkadaşım bu nasıl bir yazı böyle??? ne demek istiyosun??? Kaderi anlatmaya çalışmış ama tamamen yanlış bir tespit ve hitaplara bakar mısın??? Adem dediği kişi Hz.Adem dir ve ilk peygamberdir. Sezgin in çocukluk arkadaşı değildir. Zaten bu şahıs şeytanla birlikte yanmayı göze almış, şeytanın yardımcılığını yapıyor ve kendine has bahaneler bulmuş.

Ne demek yani ben günah işledim suç Allah ın o bilmiyor mu yaptığı mı??? Saçma tamamen saçma ve şeytanın hoşuna giden, şeytana yalakalık yapan bir yazı... Allah yakmak istese zaten o kudrete, iktidara sahip, hiç bir sebep yokken yakar "Ol der olur." Allah insanları cehenneme koymak için yaratmadı....

Burda unutulan "İRADE" meselesi vardır. Allah herkese irade ve akıl vermiştir, doğru yolu bulmaları için haa kullanırsın, yanlış yere kullanırsın o senin bileceğin iş...

Yazı şeytanın cehennemden kovulmasını bile anlatmaya çalışsa konuyla uzaktan yakından alakası yoktur sadece yazı olsun diye yazılmış bir yazı,,,

Hentbol hocası, edebiyat dersinden kalmış birinin ilgilenmediği konular hakkında edebiyat olsun diye yazı yazması ne kadar doğru??? Belki yazının başını ve sonunu bilmediğim için, yani devamında ve öncesinde neler yazdığını iblmediğim için tepki veriyorum ama "Şeytanın avukatlığını yapmaya gerek yok, Zira şeytan kendisini savunur, Meleklerin hocasıdır zamanında",,,,kendi müdafasını kendisi yapar.

Daha çok yazacak şeyler varda yazı hakkında kalsın,,,
Dostum niye bu kadar alındın anlamadım. Bu bir bakış açısı, farklı bir düşünce. Düşüncelerimden ve inancımdan dolayı beni yargılamaya senin hakkın var mı? İnanç ve düşünce özgürlüğü denen bir kavram var sonuçta.

Bak bu da daha farklı bir yaklaşma mesela:

bir şirket düşünün. şirketin kurucusu ve sahibi olan patronun emrinde çalışan genel müdür yardımcısı gibi son derece afilli bir pozisyondasınız. patronun da en favori elemanısınız, kariyeriniz o biçim yani. bir de kafasını masasına gömmüş cüzi ücret karşılığı harıl harıl çalışan personel var. yıllarca şirketi başarıdan başarıya koşturmuşsunuz, personel'i eğitmişsiniz, şirket kar etmiş, patron sizi çok tutuyor, siz de patrona son derece sadıksınız.

sonra bir gün geliyor patron, tecrübesiz bir yeni yetme elemanı şirkete getirip, ''tanıştırayım, bu benim oğlum adem, artık adem bey'in emrinde çalışacaksınız, saygıyla eğilin önünde'' diyor.

neler hissedersiniz?

şeytan da işte tanrıya olan sevgisinin karşılığında büyük bir ihanetle karşı karşıya kalıyor. tanrı'nın kendisini aslında diğer melekler gibi iradesiz birer piyondan farklı görmediğini sonunda idrak ediyor. ve ondan sonra tanrı'nın gerçekte yarattığı hiçbir varlığı sevmediğini, sevmeyeceğini, zamanı geldiğinde insanı da bir kağıt parçası gibi kullanıp kenara atacağını ispatlamak için and içiyor.

tanrı da bu sözlerin altında kalmıyor ve şeytan'ı cehennem'e yollayarak sonsuza dek susturuyor. ama şeytan giderken adem'in kulağına üfleyerek kendi iradesinden bir parça veriyor. bu parça insanı insan yapan en önemli şey olan merak duygusundan başka birşey değil. tanrı'nın sadece ibadet etmesi için sorgulama ve merak duygusundan yoksun yarattığı insan şeytan'ın bu kıyağı sayesinde merak etmeye, sorgulamaya başlıyor. insanı yasak elma'yı ısırmaya sevkeden de bu sorgulama. aslında orada insan ilk defa kendi iradesini kullanıyor. tanrı'nın cinlerden sonra insanda da ''iradesi olsun ama yüzde yüz itaat etsin'' ütopya denemesi başarısız oluyor. çünkü tanrının da bilmesi gerekmektedir ki özgür iradesi olan her varlık mutlaka farklı tepkiler verecek, mutlaka farklı kararlar alacaktır, iradenin doğası budur. insanoğlu'nu bugünkü bilim düzeyine ulaştıran bu merak ve sorgulama duygusu ile birlikte iradesi değil midir zaten?


BUNLARA inanmak veya inanmamak kişinin kendi elinde. Ben sadece farklı görüş acılarını yansıtıyorum.