Tekrardan Merhabalar arkadaşlar ben geldimmm Kaldığımız yerden devam edelim. International havalimanında solugu aldım ve sabah 6.15te uçağımi beklemeye koyuldum. 5-6 saat oncesinden gittigim icin bi otur bi dolan falan baya sıkıcı bir hal aldı. Sonra benimle aynı saatte baska bir eyalette WAT yapacak olan baska bir elemana rastladim ve basladik koyu bir muhabbete derken az da olsa zaman gecti ve kontrolden gecip ucus sahasina biraz daha yakinlasip duty free shoplari bir guzel inceledik vakit gecirmek niyetiylen. Duty free bahsi açılmışken sizlere birkac sey soylim bari. Oncelikle sigara kullaniyorsaniz kesinlikle sigaranizi ilk elden free shoptan almanızı tavsiye ediyorum. Kullanım sıklığına bağlı olarak olabildigince en azindan çalışma kısmını gecirmek icin bol miktarda almanızı oneririm. Mesela ben 2 karton aldim ve ne yazik ki 1 ayda dibini buldum. Ve gercekten cok pisman oldum en az bi 4 karton almadığıma. Neyse sigara dışında yolculugunuzu biraz daha bastircak 5-6 euroluk alkol alabilirsiniz. Ben weisthager diye bi likör almistim 5 euroya yolculuk sırasında baya bi ise yaradi baska türlü cekilmezdi benim icin. Zaten alkol ve sigara dışında duty free den pek birsey almanizi tavsiye etmiyorum. Bunların dışında ne götürebilirim derseniz yemek sıkıntısı icin hazır bardak corbalar mantı vb orda bulamayacaginizi düşündüğünüz gıdalar hayat kurtaracaktir. Derken ucak saati geldi ve yerimizi aldık. Daha yolculuga baslamadan ben likoru kafaya dikmeye baslamistim birsey hissetmiyordum dogrusu tabii bir yandan da uykusuzluk. Neyse ilk aktarma duragimiz Parise 3 saatlik ucusun ardından varmis bulunduk. Paris havalimani sigara icme yeri (havalandirmasiz kapali kutu) haric gayet guzeldi ve degisik bir ortami vardi dolayisiyla. 3 saatlik aktarma suresinin ardindan devasa bir ucaga binip okyanuslari astiktan sonra 2.nci duragimiz New york jfk havalimanina ayak bastık. Ve saygideger nigga abilerimizi gordukten sonra Amerika da oldugumun farkına vardim . Bir sürü kağıt isleri ve kontrolden gectikten sonra 7 saatlik aktarma süresini gecirmeye basladim. Hava limanini air trainlerle terminaller arasi gidip gelip bir guzel dolastim. Rastgele diger bekleyen insanlarla konusup vakit oldurmeye calistim. En sonunda varis yerimize gidecek olan ucakta yerimizi alip taa dogudan batiya 5 saatlik sacma sapan lanet olasıca igrenc berbat bir amerikan ic hat ucusu yasadiktan sonra gecenin bi yarısı çöl diyarı sevgili Utaha vardım. Bu arada size ucaktayken dumur oldugum bi olayı da anlatmak isterim. Biliyorsunuz ki ucakta hela isini gormek basli başına bir sorun hal böyle olunca elin gavurunda helaya gitmekte bir ayrı birsey tabii neyse iyice sıkıştim ve ihtiyacimi gormek uzere tevelete yoneldim derken tuvaletin kapisini acmaya çalışıyorum kapının kolu yok itiyorum yok çekiyorum yok acacak bir gerec ariyorum yok dolu zannettim e bos ulan biz nereye isicez..! Derken en sonunda kabin gorevlisini cagirip mahcup bir sekilde yardim istedim. Ulan meğersem yandan carkli katlanabilir kapiymis. Ve baya kizarmistim dogrusu. Neyse Utaha vardik ve isverenin gönderdigimi bir eleman beni havalimaninda karşıladı. Ve taxi diye shuttle tarzi birseye bindirdi ve eve dogru yola koyulduk. 1 saatlik kara yolculuğundan sonra sonunda evimize vardik. Shuttle da 30$ bayildik o da ayri koydu tabii ama o yorgunlukta artik para dusuncek durumda degildim dogrusu ve direk kendimi eve attim. Dilerseniz hikayeyi burada duraklatmak istiyorum. En yakın zamanda devam etmek uzere görüşürüz.