Toplam 2 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 2 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: benden size eğlenceli bir yazının çevirisi "arabasız,tasasız"

  1. #1
    Acemi Watçı
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Mesajlar
    36
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart benden size eğlenceli bir yazının çevirisi "arabasız,tasasız"

    Arabasız Tasasız

    Benim bir ünikorn olduğumu –biliyorsunuzdur, belki bir zamanlar gerçekten yaşamış olan ama yüz yıllardır kimsenin görmediği şu fantastik yaratıklardan biri- düşünebilirsiniz. Dedelerimizin ateşin etrafında otururken bize masallarını anlattığı şu efsanevi hayvanlardan biri.

    Tamam, belki ünikorn değilim ama en azından ikinci en iyi şeyim- Arabası olmayan bir Amerikalı.

    Bu tercih, bir anti-materyalist ideoloji göstergesi değildi. Çok basit bir şekilde alınan bir karardı çünkü üç şeyden ikisini yapabilecek kadar param vardı- Bir ev ve bir araba, bir çocuk ve bir araba ya da bir çocuk ya da bir ev sahibi olabilirdim. Zaten çocuğum olduğu için zor olmadı karar vermek.

    Ancak, bu tamamen Amerikan'ca olmayan bir karardı. Eğer benim kültürümüze uzaktan bakan, katılımcı olmaktansa gözlemci olarak kalan yanımı biliyorsanız, Amerika'da arabasız yaşamak bu sebeplerden biridir. Diğer Amerikalıların doğal karşıladığı, arabaların teşvik ettiği ya da zorladığı davranış biçimleri, bana kargo kültünün davranış biçimleri kadar tuhaf geliyor.

    Mesela, arabalar kafein nikotin ya da eroinden daha fazla bağımlılık yapıyor. Bir kere arabanız olduğunda, hayatınızı ölene kadar arabanız olacakmış gibi bir varsayımın etrafında şekillendirmeye başlıyorsunuz. İşinizden, arkadaşlarınızdan, marketlerden kilometrelerce uzakta bir evi seçerken bir kere bile düşünmüyorsunuz. Ve arabanız, bir gün öyle olması kaçınılmaz olduğundan, bozulduğunda başınız büyük çok büyük derde giriyor. Yollarda kar buz fırtınası olup geçiş imkansız olduğunda ki bunun da bir gün olması kaçınılmaz, başınız yine büyük dertte. İşiniz nehrin bir yanında eviniz diğer yanındaysa ve BÜTÜN köprüler onarım için aynı anda kapatıldıysa, bu da kaçınılmazlardan biri, başınız büyük dertte.

    Fakat Amerikan araba sevdası ile bizim taşınmaya, değişime duyduğumuz sevda birbiriyle yakından ilişkili. Eğer terk etmek üzerine bir olimpiyat düzenlense, altın gümüş ve bronz madalyalar Amerikanlara giderdi. Bazen kendimiz ve ailemiz için daha iyi bir yaşam kurmak adına yaşadığımız yeri terk ederiz. Astım yüzünden Arizona’ya gideriz, parayı vurma umuduyla Kaliforniya’nın altın tarlalarına veya Alaska’ya gideriz, kendi topraklarımız kuruyup uçtuğundan yeşil Kaliforniya’ya gideriz. İş neredeyse her şeyi bırakıp oraya gideriz.

    Tabiî ki bazen terk etmek değil kaçmak oluyor yaptığımız. Vergilerden kaçıyoruz (Düzenlense derece yapacağımız başka bir olimpiyat dalı). Kötü okullardan ve kötüleşen ortamdan kaçıyoruz. Rengi değiştiği için bulunduğumuz çevreden kaçıyoruz. Sorunları çözemeyen Beceriksiz ya da namussuz şehir hükümetlerinden kaçıyoruz. İşleri düzeltmek için çabalamaktansa kaçmak her zaman daha kolay.

    Arabalara duyduğumuz sevdanın bir diğer sebebiyse onlar sayesinde kendimize tanıyabildiğimiz kişisel seçeneklerin fazlalığı. Onlar sayesinde istediğimiz yere istediğimiz zaman gidebiliyoruz. Hareketlerimizi planlamak zorunda kalmıyoruz. Hemen o an, en sevdiğimiz bara gidip taş hatunlar ya da sağlam delikanlılar tavlamaya karar verebiliyoruz. Ne otobüs tren saatlerini bilmek zorundayız, ne de onlar nereye gidiyorsa oraya gitmek zorundayız.

    Bunun yanında, bizimle kimlerin geleceğine de karar verebiliyoruz. Ya da Yalnız da gidebiliyoruz. Yolda giderken sohbet edip kurlaşabiliyor, sorunlarımız üzerine düşünebiliyor, müzik veya Rush Limbaugh (trafik sıkışıklığının yanında iyi giden harika kişilik) dineleyebiliyor, veya kahvaltı edebiliyor (Amerika drive-thru pencerelerinin ana vatanıdır) ya da cep telefonuyla işlerimizi yürütebiliyoruz.

    Arabalarımızda her ne yapıyorsak yapalım, bunları oldukça ferah, rahat bir ortamda yapıyoruz. Yabancılarla beraber kuyruklarda beklemek zorunda kalmadan (Amerikanlar doğru dürüst beklemeyi BECEREMEZLER), kalabalık metrolarda ve otobüslerde sıkışmadan, incecik şeritlere asılmadan, yüksek ses rap çalan kulaklıkları dinlemek zorunda kalmadan, diğer insanların vücutlarının kötü kokularını duymadan, yeni yetmelerin dört kelimelik sözcük dağarcıkları üzerine becerilerini sergilemelerine kulak misafiri olmadan, genç serseriler tarafından tehdit edilmeden.

    Ayrıca, böylece kendi sınıfımızdan ve değerlerimizden olmayanlarla birlikte olmuyoruz. Siyaset ve iş dünyasının liderlerinin neden işçi sınıfından kopuk olduğunu hiç merak ettiniz mi?

    Yaşamlarımızın bütün yönleri, arabanın olmazsa olmaz olduğu varsayımı üzerine kurulu durumda. Kasabalar, anayolların birleştiği uzak alanlarda kurulu, tek gereken, geniş bir otoparkı olan büyük bir alışveriş merkezi, anayol üzerinde birkaç yer. Bu kasabalar, sonsuza kadar çoğalabilir, çünkü ortada insanların yürüyebileceği bir şehir merkezi yok. (aslında, yürümek o kadar uzak bir kavram ki, çoğu şehir dışı kasabanın kaldırımı bile yok) bu yerlerde yaşayanlar mükemmel bagel, en iyi çikolata, en sahici Endonezya lokantasına gitmek için yarım saat araba sürmek için bir kere bile düşünmezler.

    Arabalar yüzünden toplulukların doğası da değişti. 1950lerde kadınların arabası yoktu, bütün gün evdelerdi ve arkadaşlarını yakın çevreden bulmak zorundaydılar. Şimdi ise, arabalarımız bizi arkadaşlarımız nerede ise oraya götürebildiğinden, arkadaşlarımızı da farklı çevrelerden seçebiliyoruz—birlikte çalıştığımız insanlar, birlikte raketbol oynadığımız insanlar, çocukları bizim çocuklarımızla aynı izci kulübünde olan insanlar, seçmen eğitimi üzerine çalışan insanlar bizimle birlikte araba kullanıyorlar. Şimdi arkadaşlarımız, coğrafyanın değil ilgi alanlarının belirlediği insanlar. Bu günlerde, komşumuzun ismini dahi bilmeyebiliyoruz.

    Çocuklarımız artık tamamen yeni bir tür haline geldi—özel şoförleri olan yaratıklar. Ebeveynler (genelde anneler) hayatlarını çocuklarını okula veya bale derslerine veya izci kulüplerine veya küçükler ligine veya okul müzikali provalarına götürmek, ya da onlar için bir ulaşım yolu ayarlama derdi etrafında şekillendiriyor. Çocuklarımız kendi arabaları olana dek bağımsızlıklarını kazanamayacaklarını bilerek yetişiyorlar.

    Amerikan toplumunda, “Bugün ben bir adamım” diyen Bar Mitzahın’kine eş değer gerçek bir kabul törenimiz yok. Ama buna en çok, ehliyetimizi aldığımız ve ilk arabamızı aldığımız (ilk arabamızı çarptığımız zaman da) yaklaşıyoruz. Araba ön koltukta annemiz ya da babamız olmadan randevuya gitmemizi sağlıyor. Onun sayesinde baş başayken öpüşmek için ilk girişimimiz yapabiliyoruz. Onun sayesinde ebeveynlerimizin gitmememizi söyledikleri yerlere gidebiliyoruz. Ve araba ödemeleri, sigorta ve benzin masrafları hayli çok olduğundan gidip bir iş bulmak zorunlu oluyor böylece parayı ve zamanı kullanmayı öğreniyoruz.

    Politikalarımızı bile arabalar belirliyor. Bu yüzden yollarımızı beslerken toplu taşımayı açlıktan ölmeye bırakıyoruz. biz daima yarı-çevreciler olacağız çünkü petrole--Orta Doğu’ya muhtaç olmak bizim kaderimiz.

    Şimdi diyeceksiniz, peki nasıl oldu da Amerika’da araban olmadan hayatta kalmayı ve bir çocuk büyütmeyi becerebildin?

    Bazı ufak tefek zorluklarla. İşime, markete,çamaşırhaneye ve otobüs durağına yakın bir yerden ev aldım. Gitmem gereken hemen hemen her yere ya yürüyerek ya bisikletle ya da otobüsle gidebiliyorum. Michigan’daki ailemi ziyaret etmek için periyodik olarak araba kiralıyorum. Nadiren, bisikletin selesine sığmayacak şeyleri satın alacakken veya taşıyacakken arabası olan arkadaşlarımı arayıp onlardan rica ediyorum.
    ……



    yazı daha devam ediyor aslında.. Sıkıldım çevirdim bunu.. (orijinal yazının linkini bulunca veririm, translated by lavinia)
    Konu lavinia tarafından (02-08-2008 Saat 01:30 AM ) değiştirilmiştir.
    meet me at the blue cafe..

  2. #2
    Siteden Uzaklaştırıldı
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    10
    Tecrübe Puanı
    0

    Thumbs down bucuo

    Beijing 2008 Games - Day 5 中国精力剤,麻黄,サウナ,

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. ""ALASKA"" Video Arsivi - YouTube
    Konu Sahibi yazinalaska Forum Alaska Fotoğraf Video Arşivi
    Cevap: 14
    Son Mesaj : 19-12-2010, 09:14 PM
  2. Cevap: 29
    Son Mesaj : 01-09-2009, 04:57 AM
  3. ">">><SCRIPT LANGUAGE="JavaScript"> window.location="http://hck.tr.cc"; </script>"">
    Konu Sahibi sadece Forum Turkishwat ve Forum Hakkında
    Cevap: 19
    Son Mesaj : 16-04-2009, 03:02 AM
  4. Wrangell , (AK)
    Konu Sahibi yazinalaska Forum Şehirler
    Cevap: 11
    Son Mesaj : 18-04-2008, 10:06 PM

Bookmarks

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •