Ülkemin geceleri ve gündüzleri uyku ve uyanıklığıma ters düştü, bir buçuk aylık bir Amerika gezisi, -gezi dedim ve buna güldüm-, tecrübesinin diyelim, ardından; döndüğümde bambaşka bir yanıyla gözüme görünen ülkemde iki haftadır kurtulamadım süpergücün etkisinden.
Bir yanım kendi kendimi teesüfle kınarken, bir yanım dönmekle iyi yaptığıma ikna etmeye çalışıyor beni. Öyle ya, durmadan ağlayarak geçecek bir tane daha bir buçuk ayın getireceği 1000 dolara karnım tok diyip duruyordum orada. Zaten yaptığım tek akıllıca şey esnek bilet almak oldu bu işe bulaşırken. Kiminiz hatırlar, kiminiz profilim üzerinden ulaşır malum "gitmek istemeyiş" mevzuuma. Daha gitmeden binbir vesvese, öfke, kırılganlık ve yalnızlıkla boğuşuyordum. Geçirdiğim sorunlarla dolu bir buçuk ayda da iyi olan tek şey şu an oradan keşke alsyadım dediklerim için sipariş verebileceğim bir tane türk arkadaş edinebilmekti. Evet, anladım ki bu yola çıkarken kafanızın rahat olması gerek, benim gibi okyanusu ağlayarak geçip detroitte polislere gözyaşlarınızı sildirirseniz savaşı baştan kaybediyorsunuz. ya yalnız gitme psikolojisine kendinizi yola çıkarken hazırlayacaksınız, buna karar vereceksiniz, ya da sizi en ufak bir şekilde tongaya düşürme ihtimali olan bir insanla bunu hissettiğiniz anda yollarınızı ayırıp gerekirse oraya gitmeyeceksiniz. Psikolojiniz sizin pembe gözlükleriniz olabileceği gibi, gözünüze mil de olabiliyor. Güzellik kafanızı nereye çevirseniz oradadır gözünüz görmek istediğinde, bu yüzden suçu amerikaya, zencilere, şirkete, bana bunları yapmalarına müsaade ettiğim insanlara atmıcam. İnsan kendini tanıdığı zaman, nerede yanlış yaptığını biliyor benim gibi, genellikle bunu bilmek bir şeye yaramıyor çünkü kendini tanımakla akıllı olmak bir arada olmadığı müddetçe fotoğraf çekmekle aynı şey kendini tanımak. "ŞAPŞAL" yazıyor alnımda çektiğim fotoğrafta
hayır kendime de bu kadar yüklenmiyorum aslında, sadece gezmeyi seven yanım doyurulmak istiyor hala daha. Görmek istediğim onca yer, bunun için nereden baksan 2 ay daha vardı.. Fakat bunun için ne madden ne manen gücüm kalmıştı. Herkesin başına az çok benzer sıkıntı verici şeyler geliyor bunun farkındayım ama çıkardığım ders odur, paylaşmak istediğim şey de keza, işlerin yolunda gitmeme boyutu artık sağlığınıza dokunduğu zaman Amerikaymış, paraymış umrunuzda olmuyor. Ülke hasreti bir yana, kendinize özlem duyuyorsunuz. Ve şu da bir gerçek, Türkiyeye tekrar adım attığınızda artık siz havaalanlarından yola çıkarak dahi kıyaslamalar yapabilecek hale gelmiş oluyorsunuz, kıyas bilincine sahip olmanın ise ömür boyu sizinle gelecek bir hayıflanma doğuruyor. Daha önce baktığınız yerlerde avrupanın veya amerikanın siluetleri yokken birden beliriyor bu defa metroda, trafikte.. Refah ve dinginlik batıyla doğru orantılı diyorsunuz ister istemez ama biliyorsunuz ki, insanın kendi ülkesinde kendi dilinde yabancı olması, diğer ülkenin "öteki"si olmasından çok daha tercih edilesi, günaydın
kahvaltı:
Türkiyeye dönmek istediklerini söyleyen arkadaşlar için öncelikli mesajımı vermek şimdi aklıma geldi, bu istek en dayanılmaz olduğu anda yapmanız gereken ne zaman dönmek istediğinizi düşünmeniz, muhtemeldir ki kendinize tamam dönelim hadi işe koyulalım o zaman dediğinizde mantığınız rahat rahat size "o zaman ilk paychecki alalım bir iphone psp ıvır zıvır bişeyler kapalım öyle dönelim" ya da "cebimde biraz para var aslında bi newyork yapsam mı gelmişken" ya da "işi bırak biraz etrafta takıl fotoğraf çek" ya da "şu yeni gelecek türkleri bekle belki bişeyler çıkar" gibisinden direktifler verebilecek duruma gelecektir. Çünkü gitmek kesinleşmiş de gitmeden ne koparabilirim kısmına gelmiş gibi algılar durumu zihin böylece. ama yok hemen yarın gidelim nolur diye yalvarıyorsa size mantığınız hiç düşünmeyin, nasıl olsa türkiyeye döndüğünüzde bir dahaki sefere neyi nasıl yapacağınızı/yapmayacağınızı biliyor olarak bir sonraki maceranızı/intikamınızı ferah ferah planlayıp bundan bile mutluluk duyacaksınız ve doğrudur, hepsi sizin paha biçilemez anılarınız ve tecrübeleriniz olacak bilmem kaç dolara tecrübe ve anı satın aldığınızı düşünürek rahatlayabilirsinizha bir de annenize ve babanıza ufak da olsa birer hediye alın benim çok içime oturdu onlara bir şey almadan geri dönmek
![]()
Bookmarks