Work and Travel 2025
Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
Toplam 58 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 30 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Texas Yolcusu

  1. #1
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Thumbs up Texas Yolcusu

    Merhaba arkadaşlar, dün gece içimden gelip yazdıklarımı bugün tekrar düşününce birkaç şey daha ekleyebileceğimi düşündüm ve bunları da sizinle paylaşmak istedim. Ayrıca fark ettim ki yazı genel wat hikayelerinin aksine oldukça fazla duygu içeriyor ama söylemek isterim ki benim hikayem, kendi açımdan sıradan bir gezi veya seyehat değildi; aksine bir çok duygunun aynı mekanda yaşanabildiği yaz sezonundan daha da uzun soluklu bir hikayedir. Yazının son halini aşağıda tamamlıyorum.
    2009 yazında Amerika'dan döndükten sonra çok sık giremedim foruma, ki bu forum gitmeden önce beni tekrar tekrar heyecanlandıran, yeri geldikçe rahatlatan, Amerika heyecanıma anlam katan ve o duygunun gelişmesine olanak sağlayan bir sığınak olmuştu.Necro arkadaşımızın ilkini attığı bu hikayeler bölümünde şu an belki benimkinden çok daha renkli hikayeler vardır ama yine de boşa gideceğini düşünüyorum bu anılar içimde kalırsa
    WAT'ın DOĞUŞU ve HAZIRLIKLAR
    Üniversite hazırlıktan beri hayalini kurduğum Amerika macerası için 2008-2009 yılında 5 arkadaş kolları sıvamıştık. Biraz tedirginlikle giriştik bu işe ama iş seçeneklerini falan görünce içimde oldukça büyük bir kıpırdanma olmuştu.Hele ki acentaya yapılan sık ziyaretler sayesinde kendimizi iyice kaptırmış bulunduk bu maceraya. Sıkı araştırmalarımız sayesinde bahşişli işlerin kazancının iyi olduğuna kanaat getirdik ve Şubat-Mart aylarında NY eyaletindeki Lake George kasabasındaki feribotlarda garsonluk işi bulduk. Her şey iyi güzel derken vizeye 1 hafta kala yaklaşık mayısın ortalarında işimiz çat diye aniden iptal oldu.Kriz dolayısıyla işçi azaltımına gittiğini söyleyen işveren hepimizi derinden üzmüştü. Telaşla yeni iş ara falan derken, 5' imizin ortak gidebileceği bir tek Teksas'daki Kodak fotoğrafçılığı olduğunu öğrendik. Aslında giden bir çok kişiden Kodak hakkında kötü yorumlar almıştık ve daha bu iş belli olmadan önce "Kodak mı üff amelelik "gibi yorumlar yapıyordum kendimce,ama elimiz mahkum kaldı işte... Vize mize derken bileti de aldık, ilk 3 günlük oteli de ayarladık, forumdan gerekli bilgileri ve tavsiyeleri aldık ve sonunda büyük gün geldi.
    YOLCULUĞUN İLK ADIMLARI
    5 yoldaşım ve kardeşimden biri İstanbul'da oturduğu için 2 gün önceden oraya gittik ve ayrılmadan son kez İstanbul’umuzu görelim diye 2 gün boyunca deli gibi gezdik Hele akşam süpermarkete gittiğimizde yolluk alırkenki yorgunluğumuz ve bezginliğimiz yüzünden Amerika'da ilk haftalarda çok aç kaldık. Sucuk, kuruyemiş gibi geleneksel lezzetleri almak gibi ısrarlarıma karşı çıkıldı ve nitekim Amerika’da onları arar olmuştuk.O gece kendimizi saat farkına alıştırmak için uyumadık ( aslında çoğumuz heyecandan uyumadı ama jet lag ayağına yattık ) ve sabaha varınca arkadaşımın babası şehir içi dolmuşuyla bizi havalimanına götürdü. Pul mul gibi ufak tefek aksiliklere rağmen bekleme yerine geçtik. Free shoptan üstümüze biraz deneme parfüm sıktıktan, biraz ikramlık lokumlardan yedikten ve gazete bayisinde elimize birer dergi alıp sadece fotoğrafları karıştırdıktan sonra beklemeye başladık. Akşamki heyecan hala damarlarımda gezmekteydi ama bir o kadar da sakindim önceki Avrupa seyehatlerimin verdiği özgüven nedeniyle. Neyse saat geldi ve Air France uçağağımıza bindik.Fransız madam ve mösyo büyüklerim bizi yönlendirerek yerlerimize oturttular. Dışarıyı seyretme aşkına alakasız yerlere oturunca da kalkış sırasında oldukça ilginç diyaloglar yaşadık görevlilerle yol sırasında da su-water'a "voççır" diyen yaşlı host abimizle gergin anlarımız sıkça oldu.
    REZALETLER SİLSİLESİ BAŞLASIN! PARİS VE NEW YORK
    Paris havalimanına indiğimizde etraftaki playstationlar ve değişik elektronik cihazları görünce Amerika yoluna yaklaştığımı anlamaya başladım.Böyle uçak kapısının önünde zenciler filan dolanmaya başlamıştı. Aktarma nedeniyle uçak kapısının yanındaki bekleme yerlerinde bir süre bekledikten sonra Amerikan İngilizcesiyle resmen tanıştım ve heyecan iyice sardı beni.Okyanus aşırı yolculuk ve 3 kolonlu koltuklarda en ortada oturmanın ve de saatlerce bir aksiyon görmeden beklemenin verdiği huzursuzlukla depresyonum başladı Türk olmanın verdiği ayrıcalıkla yol boyu mutfaktaki meyve sularını ve kolaları bitirerek New York'a inmiş bulunduk.Vize kontrol sırasındayız ve her tarafta İngilizce konuşuluyor..Aman Allah'ım film gibi. Yabancı dil bilmeyen apaçiler gibi mal mal sırıtıyoruz ve laaa luu diye hala Türkçe konuşuyoruz sanki bizim Türk olduğumuzu anlasınlar da yol versinler dercesine. Tabi yol verme filan olmadı... Veeee ilk şok!! Bavulum dakikalarca gelmedi Vay arkadaş... Korkak İngilizcemle görevlinin yanına gidiyordum ki beyaz bir tahtada ismimi gördüm ve o an anladım ki bir şeyler ters gidiyor. Panikle dışarı çık, Air France ofisine filan git, derdini saatlerce anlat derken bir an havalimanında kayboldum sandım. Adamın dediğine göre bavulum uzak doğuya mı ne gitmiş ve 7-8 saate gelecekmiş. Bekleme sırasında planladığım NY gezisi de anlayacağınız suya düşmüş oldu o koşturmaca içerisinde. Uykuyla uykusuzluk arasında geçen ve oldukça büyük tuvalet sorunlarının yaşandığı dakikaların üstüne bir de yanımızda bayılıp duran ve üstümüze üstümüze gelen, sanki birazdan yakamıza yapışacakmış gibi bizim ve bavullarımızın çevresinde 40-45 kere dönen bir psikopat eklenince bekleyişimiz çekilmez olmuştu. Ailemi arayamadım, kimseye ulaşamadım. Hiçbirimizde bozukluk yok..Bir büfeden para boz diyorum bozukluk veriyor(sonradan öğrendim ki isteyene bozuk para vermemek ayıpmış), yok tüm paramı boz ben senden para istemiyorum diyorum adam o zaman olmaz diyor Neyse ki MCdonaldsdan ice tea aldım ve paramı bozdum, ama ağzıma aldığım ilk yudumla beraber tükürmem bir oldu o “sweet tea” denen şeyi.Gelmeden önce hazırladığımız peynirli sandviçlerin tadı da hala ağzımda. 1 gün boyunca 3 öğün onu yedik sadece. Bavul geldi, sonunda bir akrabama ulaştım ailemi bilgilendirsin diye ama bitmiştim ben. Düşünün ki 15-16 saat boyu yarım yamalak uyumuş olun ve bir şey yemeden içmeden sadece stres dolu anlar yaşayın..Bir ara düşünmeye başladım; ben neden geldim buralara, ne işim var falan diye.Hatta uçağa binip geri dönmeyi bile düşünmüştüm. Emin olun o ortamda geçirilen 1 saat normal zamandaki 3-4 saate eşdeğerdir.Neyse Delta'dan önceden ayırttığımız uçağa sonunda bindik ve aktarma serisine başladık yeniden Uçakta sözlük karıştırıyorum çünkü inanılmaz bir İngilizce kompleksine girdim. Bildiğiniz konuşamadığımı düşünüyorum. Güvenlik kontrolünde ceket çıkar diyormuş ben anlamadan mal mal bakıyorum. Kemerini çıkar diyo anlamıyorum. Sonra zaten çıkarınca bayan polis baksırımın yarısını görünce aramızdaki soğukluk ısınıvermişti..
    NİHAYET TEKSAS
    Önce Buffalo, 1 saat bekleme, ardından Atlanta, 1 saat de orada, sonra Dallas Fort Worth havalimanı nihayet. Arada geçirilen uçak yolculukları, müthiş tatlı uykular.. İndik ve bavul bekliyoruz.Herkesin tahminler diğer arkadaş üzerinde bu sefer . Bir türlü gelmiyor bavullar. Ama ben rahatladım çünkü 3. sırada benimki geldi. Bu sefer sıra onda.. Ama Allah'tan tekrar öyle bir şey olmadı. Fakat etrafta sarı sarı kızlar manken gibi, renkli gözler, lost-prison break ingilizcesi filan bir değişik geldi bize. Dışarı adımı bir attık; Amannn Tanrımmm!!! Cehennem sıcağı...Nem... Kalakaldık öyle. Ee şimdi ne yapıyoruz dedik birbirimize. Otele nasıl gidicez? Ellerde bavullar saf saf yürüyoruz kaldırım boyu. Otobüs yok bişey yok..Oradan esmer Meksikalı bi abla bize seslendi nere gideceniz diye. Tr'deyken tuttuğumuz otelin adresini falan verdik bir güzel pazarlık yaptık yola düştük. 5 şeritli 4 katlı otobanlar, kurak topraklar, yer yer yeşertilmiş güzel müstakil Amerikan tarzı evler binalar filan. Etrafta böyle koca koca arabalar... O kadar farklı ki herşey. Ama 3 aylık Teksas yaşamımda da gördüm ki bir Truck(Kamyonetimsi hayavni motorlu arabalar) sahibi olmak orada olağan. Herkesde kamyonet var ve benzin sudan ucuz olduğu için kamyon motoru takılı neredeyse her birinde. Şoförümüz bir zenci. Orabanın dikiz aynada bir şey asılı üzerinde şöyle yazıyor:" What did you do for God today?", Türkçesi:" Bugün Allah için ne yaptın?". Biz nasıl bir yere düştük lan diye hepimiz birbirimize baktık Neyse otele geldik ve kaptanımız fazla para istedi. 1 sokak farkıyla başka ilçeye gelmişiz haritada dolayısıyla tarife farklı. Biz çirkeflik filan yaptık Allah razı olsun adam da tamam gençler dedi kabul etti eski fiyatı. Resepsiyonda 2 Hintli. Zaten tam anlamıyorum henüz İngilizceyi, adamları hiç anlamıyorum Biz de sizi bekliyorduk der gibi bir şey istemeden söylemeden direk anaktarı alıp bizi odaya götürdüler. Bir tehlike olmadığını anladıktan sonra bir anda herkes sarılmaya başladı "başardık beyler!!" diye. İlk iş Gencay’ın laptopu açıp ailelere ulaşmak ama saat farkının farkına geç vardık. Ha bu arada, bu laptopu da öyle zorla getirttik ki arkadaşa.. Adam diyor gerek yok orada internet cafe vardır. Abi ne kafesi kantır mı oynuyor onlar ayrıca orada herkesde internet var, pc var diyorum yok kesin vardır cafe diyor. (Devam ediyor aşağıda)
    Konu tarick06 tarafından (23-07-2014 Saat 03:39 PM ) değiştirilmiştir.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  2. #2
    TW Üstün Hizmet Watçısı
    Üyelik tarihi
    Feb 2010
    Mesajlar
    934
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    hakikaten cok guzel anlatmissin gozumu alamadim

  3. #3
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    ARLİNGTON SOKAKLARINDA İLK ADIMLAR VE ÇALIŞMADAN BOŞ BOŞ GEÇİRİLEN İLK 15 GÜN
    Herneyse, meraktan ölüyorum ama ben. 2 gündür ABD sınırlarının içindeyim ama bir caddesinde gezememişim. 2 kişi yattı ve biz de uyanık kalabilen diğer 2 arkadaşla kısa bir tura çıktık. Resepsiyondan tarif aldık ve Wal-Mart yoluna düştük birkaç yiyecek almak için. Güya yakın dediler ve biz de aldanıp yürüyoruz o sıcakta.Git git yok..Soruyoruz ilerde diyor herkes. Dallas Cowboys sahasını filan geçtik Six Flagsi gördük ama Wal-Mart hala yok. Baş dönmeye başladı göz kararmaya başladı derken bulduk sonunda. Yel gibi girdik ve elimizde 3-5 parça şeyle çıktık. Hava kararmış ve kaldırımda oturarak tıkınıyoruz. Gelen geçen bize bakıyor sanki uzaylıymışız gibi. Polis molis geçerken bir yavaşlıyor yanımızda Dedik ilk günden sorun çıkarmayalım ve eve dönüş yoluna koyulduk. 45 dakikalık dönüş yolundan sonra yatağa giriş ve sabah uyanış bir oldu. Peynir ekmekle geçiştirilen kahvaltıdan sonra yine Wal-mart yolu.Bir pre-paid telefon, bikaç yiyecekle döndük ve devamlı kalacak bir yer bulup ertesi gün oraya taşındık. Telefon alırken oradaki kadın yurt dışı aramalar kapalı demişti ama eve gelince bir arkadaşım denedi. Duygusal arkadaşımın konuşması aynen şöyle: “ Abi çalıyo lan bu tel, valla çalıyo…Alo anne?...Anne ağlama anne! Ehüehüehü ” ve odadan dışarı çıkar Bu arada John karaktersizini de(supervisor) aradık ve biz geldik dedik ama adam yok. 2 gün boyu aradık yok. Dımdızlak kalakaldık. Dedik galiba WAT'zedeler kervanına karıştık. Neyse ki bulup edip supervisorla konuştuk sonunda ve işin garantisini aldık ama sosyal güvenlik ofisi ve Wal-Mart yolunda tam 15 günümüz geçti boş boş çalışamadan. Yeni taşındığımız sitenin lobisindeki teyzeyle olan karşılıklı birbirini anlayamamalarla dolu pazarlıklar,günlerce TV de Ninja Warrior izleme, spor yapma,aynı işte çalışacağımız ve tesadüfen bizle aynı yerde kalan ve halen Amerikada okuyan Tacik ve Özbek arkadaşlarımızla yaptığımız batak ve Çin lokantası aktiviteleri de bu arada yaptığımız şeylerdi tabi. Vallahi o 15 gün bize sanki 1 ay gibi gelmişti ve Amerikan kültürüne iyice alışmıştık. Yolda kenarında yürürken ( yol dediğimin çoğu anayol ya da otoban)her geçen bize bakıyor çünkü ortada başka yürüyen yok. Saat ne olursa olsun..Işıktan karşıya geçiyoruz ve ışıkta duran arabalar geri vitese takıp bizden uzaklaşıyorlar. Biz Teksas'dayken bir teori kurmuştuk: Bir tv kanalı devamlı bizi gözetliyor. Uydudan filan gözetliyolar bizi ve naklen yayındayız hep. İzleyen varsa Jim Carey'nin Truman Show filmi ya da BBG gibi. Çünkü etrafta hep polisler helikopterler. Arabalardan bize dönüp bakıyorlar hep ve kimisi de camdan çıkıp bağırarak laf atıyor. Hattaaaa yasak çitlerin filan üstünden atlarken gece vakti bir helikopter yaklaştı bize ve tepemizde uçuyor. Gencayın bacağında bir lazer ışığı ve pııvvvn diye bir ses geliyor. Gencay tam kaçarken vuruluyor ve koşan atı bacağından vurmuş gibi yere yıkılıyor “ anam” diyerek. Devamlı bu sahneyi bekledik orada ama olmadı bir türlü Yaşanan bu günlerden sonra bir ara Alaska'ya gitmeyi de düşünmedik değil ama Teksas tüm büyüsüyle artık bizi içine almaya başlamıştı.
    İŞLER DEĞİŞTİ!
    Derken oryantasyon günü geldi ve bizi Six Flagse değil oraya bağlı Hurricane Harbor'a çağırıdlar oryantasyona. Yani Aqua park. 2 gün sonra da 3 ümüzün su parkında diğer 2 nin roller coasterların olduğu parkta çalışacağı belli oldu. Bir taraf sevinirken diğer taraf üzüldü ama kader.. İlk günler biz kendimizi aqua parkta eğlenceye kaptırmışken, yarım saatte çekmemiz istenen 50 fotoyu 10 dakikada çekip 20 dakika yüzerken diğer tarafta çalışan arkadaşlar, oraya ameleliğe,yanmaya gelmediklerini belirterek Türkiye'ye dönme kararı aldılar ama sonunda geri ikna ettik. Çaktırmayın kira artacaktı o zaman kişi başına düşen
    DERBEDER GÜNLER
    Çoook güzel anılar yaşadık. Yeri geldi sağanak yağmurlar gördük o çölümsü sıcaklarda. Oradaki çalıştığım yerde bir kız yüzünden Türkiye'deki sevgilimden ayrılma noktasına geldim ama sonra kurtardım ilişkimi. İlk günlerdeydi ve bizim John employee breakroomda kızların konuşmasını duymuş. "Tall Kodak guy" filan diyomuş biri baya övmüş beni "so sexy" falan Geldi bana anlattı john ve gaza geldim. Ertesi gün bir şekilde tanıştık ve yanlış anlamalar sebebiyle saçma bir noktaya geldik. Bu kızın varlığını sevgilim duydu bir şekilde ve acılı günler.. Ama çok şükür kurtardım ilişkimi.Bir süre sonra devlet memuru gibiydik. İşe git.Çalış. Dön. Yemek ye. Yat... Araba yok.Araba alacak para yok.
    ÇAKALLIKLAR BAŞLIYOR. KORK BİZDEN ARTIK TEKSAS!
    Ama Türkler olarak insan ilişkilerindeki ustalığımız sembolik 1 kutu kola komisyon karşılığı komşuların bizi alışverişe götürmesini sağladı daha sonra. Araba bulamadığımız günlerde sıcakta 2 günde bir 1 saatlik walmart yolu ve dönüşünden kaçışımız olmadı tabi. Tek güzel yan 2 parktaki oyuncuklardan beleşe yararlanmak (Titan rollercoaster favorimdi) ve gün boyu havuzlarda fotoğraf çekme ayağına yüzmemdi. İşi kapınca da kaytarmaya, işi sallamaya başladık ve değerli- para getiren elemanlar da olduğumuz için adamlar bizi çalıştırmaya mecbur olduklarından bir şey diyemiyordu. İşimiz gereği her 50 fotoğrafta bir hafıza kartı değiştirmek gerekiyordu ve ben geçen çoluğun çocuğun fotosunu değişik açılardan 3-4 kere çekerek 5-10 dakikada tamamlıyordum turumu ve bu fotolar güzel de satılıyodu çünkü çocuk, ebeveynlerin zayıf noktasıydı. Sonra da 20 dakika mis gibi yüzüyor eğleniyordum. Tuvaletlerde saatlerce uyumamız ve patronların koca parkta bizi saatlerce araması ( ne kadar çok saat o kadar para) Arada dostlarımızın arabalarıyla bizi gezdirmesi; Dallas gezileri falan. Bu arada bir arkadaş Amerikalı bir kızla aşka düştü ve onlarla kanka olduk.Kızın abisi ve onun sevgilisi de six flagsde çalışıyor ve bizle aynı sitede kalıyor. Bu nedenle arkadaşımız Levent'in yatağı kaç gece boş kaldı hatırlamıyorum Bolca bizi walmarta götürdüler ve biz de her seferinde eve davet ettik yemeğe. Ellerindeki ufak “hooker” dedikleri basit nargilelerini günlerce sömürdüğümüz de çok oldu
    YENİDEN DOĞUŞ
    Artık sıkılmaya ve diğer watçıların nerede kaldıklarını düşünmeye başlamıştık ki kovuklarını bulduk. Baya baya 5 kişi olarak onlardan bihaber, soyutlanmış olarak yaşıyormuşuz biz bir nevi. Son 1 ayımız orada muhteşem geçti. "Dayı" diye çağırdığımız sandalet ve şortuyla gezen hafif göbekli, esmer, süper yemek yapan ve hala iletişimde olduğumuz David çıktı karşımıza. Öyle bir insandı ki hepimiz Amerika'dan değil ondan ayrılmaya üzüldük. Hüngür hüngür ağladık.Hani denir ya kelimeler yetmez diye..Öyle bir şey ki cidden yetmiyor. Oradaki dostlarla gezilerimiz, dayının bizi kamyonetinin kasasında alışverişe götürmeleri filan...Ukraynalı,Koreli,Tayvanlı, Ekvadorlu, Brezilyalı, Bangladeşli,Azerbaycanlı bir sürü dostlarımız oldu orda ve paso havuz başı mangal barbekü partileri. Hatta bir çok arkadaşımız ilişkilerini ilerletip sevgili ayaklarına bile sıkça girdiler. Aidin isimli koca kalıplı esmer ama bir o kadar da duygusal Azeri arkadaşımız ve kardeşimiz bize o kadar bağlanmış ki veda günü böğürerek ağladı. Acıya dayanamayıp “hadi gidin artık yeter!” diye bağırıyor her defasında, her birimize yeniden sarılıyordu. David dayı da sağolsun her partiyi finanse eden ve yiyeceklerin çoğunu sağlayan kişiydi. O kadar bonkör ve insan canlısı birisini Amerika’da göremedim inanır mısınız...
    "DON'T MESS WITH TEXAS"
    Denk geldi Amerika'nın en büyük stadyumu olan Cowboys Stadiımda Club America- Chelsea maçına gittik, nice büyük mall'leri gezdik, kaçak beyzbol maçına girdik elde walmart poşetleriyle ama hiçbiri dayının kasasındaki gezilerimize değemedi. 16 kişi ufak bir kamyonet kasasında. Maç nedeniyle trafik sıkışık ve polis kaynıyor her yer. Herkes birbirinin üzerine yatmış ve gözükmemeye çalışıyor. Arada inip kalkan kafalar, bacaklar, kollar filan. Kramplar girmiş bacaklara derken gökyüzünde bir kafa beliriyor. Şapkasına "Police" yazıyor ve biz de yattığımız yerden ona bakıyoruz tavuk gibi. Manzarayı düşünün Kızlı erkekli... Mülteci gibiyiz. Dayının yanına gidip aynen şöyle diyor polis:" They're not good at hiding"."They're gonna learn" oluyor dayının cevabı ve yola devam.. Böyle günlerdi..Her gün bir macera, her gün parti, havuz başında, inanılmaz değişik insanlar, mükemel dostluklar, kardeşlikler, yoksulluk içinde zenginlik, aç kalarak ama açlığın farkına varmadan geçirilen günler. Herkesin yaşayıp görmesi gereken deneyimler. Bir Alanya, Antalya gibi ihtiyaç( ne türünü anlarsanız) giderilecek bir yer gibi değil de bir başka yuva gibi algılarsanız orayı inanın tadından yinmeyecektir… Berkan zaten demişti ilk günler “ Abi bu ne beklediğim hiçbişeyi bulamadım burada hayal kırıklığı” diye. Ben de dedim “ Abi her zaman böyledir. Son 20 gün öyle bir geçecek ki tadı damağında kalacak ve öyle ayrılacaksın buradan”. Öyle de oldu...
    Bir anımdan daha bahsedeyim size. Parkta foto çekiyorum ve yapay bir ırmaktayım. Season pass'i(kombine) olan bir velet her geçişte su fırlatıyor bana. 1 oldu 2 oldu uyardım ama durmuyor. Zaten birkaç da küfür filan etti bana iyice sinirlendim. Makineyi boynuma doladım ve çocuğu köşede kıstırdım. Boyu yarım kadar(Benim boy 1.94). Boynundan tuttum ve kafayı suya bastım. Arada çıkarıyorum nefes alıyor tekrar basıyorum. Çıkarıyorum yeniden. İnsanlar dehşet dolu gözlerle bana bakıyor. Sonra bıraktım gitti ve beni şikayet etmiş. Fakat Türk olmanın ayrıcalığıyla bir kez daha kovulmadan yırttık. Ama Berkan o kadar şanslı değildi. Önce tabiri caizse kuyruk sallayan daha sonra da bundan tırsıp kaçan bir cankurtaran kıza musallat oldu. Kıza birkaç da mail attı. Arabasına not bıraktı sileceğine filan. Kız gitmiş bunları biriktirmiş ve şikayet etmiş delillerle. Cinsel tacizden diğer parka sürüldü son 1 ay Berkan.
    "FIVE TURKIES IN TEXAS"
    İş yeri anımız oldukça fazlaydı anlatmakla bitmez. Parkta asla Türk göremezsiniz. Daha doğrusu Teksas'da hiç göremezsiniz ( Bu arada Teksas Amerikanın en özgün eyaletidir. Sanılanın aksine kovboylar, rüzgarda kurak toprakta yuvarlanan otlar filan yoktur. Evet sıcaktır ama yeşildir de. İnsanları sıcaktır. Ayrıca ABD'nin en büyük şirketleri, ünlü isimleri, başkanları oralıdır. Araştırırsanız her şeyde bir Teksas bulabilirsiniz). Türk’süzlüğün verdiği boşlukla biz resmi bir Türkçeyi unutmuşuz tabi. Bir kere sabah ana kapıda foto çekiyoruz ve bir aile girdi. "Gel oğlum" filan dedi küçük çocuğa annesi. Biz de heyecanla yaklaşıp sorduk Türk’müsünüz diye. Azcık muhabbet ettik ayaküstü. Adam soruyor nerelisiniz diye. “ Eee biz Ankaral’lıyız. ODTÜ'de okuyoruz da buraya geldik çünkü çalışmak için biz” gibi saçma bir Türkçemiz var. E unutmuşuz abi aramızda seviyesiz bir Türkçe kullanmaktan 3 ayda toplam 3-4 Türk gördük orda ve çoğu aileydi. Ayrıca Dallas’ta bir gün yana döne aradığımız Türk restoranının sahibi de önce bize bir hayat nutku çekip sonra hesabı kitlemişti. Türk’ün Türk’ten başka dostu vardır emin olun. Bazen daha da iyisi hem de….
    Konu tarick06 tarafından (23-07-2014 Saat 04:12 PM ) değiştirilmiştir.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  4. #4
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    ZENCİLERLE BAŞ DERTTE!
    Ha bir de bizim oraya ait olmadığımızı 1 mil öteden tanırdı herkes. Böyle roller coastera atletle binen Gencay, aletin bozulması nedeniyle yarım saat tepede o halde mahsur kalmıştı. Bir de bize el sallıyordu hatta öyle rezil. Zaten Gencay'ın zencilere karşı da antipatisi vardı. Niyeyse çok korkardı.Çalışmadığımız ilk o 15 günde etrafta kalacak daha iyi bir yer ararken bir motelden Hintli dostça bir resepsiyonist bir adres vermişti bize. "Selamımı söyleyin iyi fiyat çeker onlar size" gibisinden bişeyler dedi ve yola koyulmuştuk yine öldürücü sıcakta. Adresi arıyoruz ama beyinler durmuş , basmıyor. 3 kişi yine çöktü kaldırıma dayanamadı. Biz 2 kişi adres soracak yer arıyoruz Gencay'la. O sırada beyaz bir Mercedes Benz başında 3 zenciyi gördük. Diğerleri gölgede yayılmış oturuyor te 300 m ötede.Mekan sanayi sitesi gibi bir yer. Küçük dükkanlar var eski püskü ve tam varoş. Adresi verdik adamlara ve son teknoloji telefonlarının gps'i ile aradılar ama yok, bulamadılar.Daha sonra elemanlardan biri kağıdı aldı içeri gitti dükkana ama biz tırstık baya çünkü daha ilk günlerimiz ve zenciler hakkında Tr'deyken söylenenler ve önyargılarımız falan... Baya uzun süreden sonra adam "I got it" diyerek çıktı dışarı tam zenci edasıyla sallana sallana. Gencay'ın gözlere baktım ifade aynen benimki gibi:" Kesin içerde birine anlattı elimde 2 tane mal var çok sağlam" filan diye. Bize tarif ettiler mekanı ilerdeymiş ve sonra eklediler biz de oraya gidiyoruz sizi götürelim diye Kem küm derken arabada bulduk kendimizi. Gözden çıkardım artık böbreğin tekini filan ama yine de ölmek istemiyorum yaşamak istediğim şeyler var. Giderken arabaya bakıyorum bir arbede olsa naparım diye. Kapının kilit sistemini filan inceledim, kenardaki kaldırımlara bakıyorum kapıyı açıp atlasam kafamı vurur muyum diye. Az ilerde moteli gördük ve adamlar içeri girdiler. Tam ana kapıda bir kız telefonla konuşuyor. Kafaları camdan çıkarıp "Hey yaa beybi...." gibi sözler, kahkahalar ve bizi motelin avlusunda indirdiler. O an o kadar rahatladım ki böbreğimin geri yerine konulduğu için anlatamam. Sözleşmeyi imzaladığımız gün de bir watçı çıkagelmişti işyerine. İsmi Janiel. Dominik Cumhuriyetinden ve zenci neredeyse. Kalacak yeri yokmuş ve John bize sordu yanınıza alır mısınız diye. Yan odada 3 kişi kalıyor. Gencayla ben diğer odada 2 kişiyiz ama yemek bizde yapılıyor. Yani Janiel gelirse bizde kalacak. Gencay bir tırstı "olmaz abi yok yaaa" filan dedi. Yarası olan yavru kuş gibi çırpınmaya başladı çocuğu maalesef alamadık ama aynı siteden oda arkadaşı bulduk ona. Gerçi son 10 gün baya kaynaştık ve bizde kaldı ama o ilk günler bize yapışmış sülük gibiydi. Hatta ilerleyen günlerde bi kaç sefer bizim odamıza kız arkadaşını alınca oda boşken, Gencay bir gün kızdı yatağımın hayrını kaçırıyorsun diye ama tabi tercüme edip de anlatamadık bunu
    TEKSAS'TA SON SOLUKLAR VE BUYUK TEKSAS PROJESİ
    Son günler yaklaşıyor. Kızla bir ayrılıp bir barışan Levent'e rağmen kızın abisigile Teksas gezisi teklifi götürdük bir gece ve kabul ettiler. Onların daha önceden gezmelerinin bilgeliğiyle bir transporter tarzı araba kiralayıp son günleri onunla geçirme kararı aldık. Arabaya bir bindik ki Leventin ex de gelmiş abisigille. Levent’in yeni Taylandlı sevgilisi de orada. Soğuk anlar... Aimee (ex sevgili) bana soruyor çıkıyolarmı diye ben diyorum eee bilmem ki kem küm sanırım yok.Neyse Levent tercih yaptı ve Taylandlı elendi gitti ama şerefsizlik yaptığı için onu hiç affetmedik. Türkçe 45 lik müziklerle filan önce Teksasın başkenti Austin, sonra San Antonio. Mükkemmel bir şehir. Buram buram tarih kokuyor. Ertesi gün Houston ve Nasa Uzay İstasyonu. Her gün aynı oteller zincirinde kaldık. Müthiş ucuz ve konforlu. Ertesi gün de civardaki outletlerde alışverişler ve eve dönüş. Bir hışımla yeniden Gateway(diğer watçıların kaldığı son 1 ayın geçtiği yer) ve dostlara veda. Ağlayışlar, üzüntüler. Aidin yeniden ağlamaya başladı, diğer Azeri Farid ağlıyor. Aidin bağırıyor "Bu iş burada bitmedi Türkiye’ye sizin yanınıza geleceğim" diye....
    EYVAH UÇAK KAÇIYOOOR! ŞANSSIZLIKLARLA VE ARDINDAN BÜYÜK ŞANSLA NEW YORK'A VARMAYI BAŞARDIK
    Eve döndük ve zaman kısıtlı. Bir iki arkadaşımın sorumsuzluğu ve dakikalara oynaması yüzünden ve benim uçağın terminalini not almamam yüzünden, ve de ayrıca gişedeki zenci abinin anlaşılmayan İngilizcesi yüzünden uçak kaçtı. Ama sorumsuzluklar cidden diz boyu. X şahsı sevgilisiyle son kez vakit özel geçirmek için bizi odadan çıkarıyor ve bavul hazırlıkları tıkanıyor. Ama cidden çok kızmıştık. Daha sonra Y şahsının ağır hareketleri ve “yetişir abi aman ne acele ediyonuz” sözleri. İnanılmaz diyaloglar yaşadık ayrıca havalimanında ayrıntıya gerek yok ama talih yaver gitti ve gelen ilk uçağa direk 5 kişilik boş yer bulduk ( o sezonda immmmkansız normalde. ben 2-3 gün beklemeyi göze almıştım havalimanında) 2 aktarmadan sonra New Jersey, bir ulaşım ve adres krizinden sonra tren ve sonra metro ile Jamaika van Wyck durağı. Heyecan dorukta çünkü çocukluğumdan beri hayalini kurduğum NY'ye ilk defa çıkacağım Dışarı bir çıktık şakır şakır yağmur. Gecenin bir saati ve insan yok ortalıkta. Mekan hayal kırıklığı. Bildiğin Türkiye'nin herhangi bir ilçesi gibi. Metrodan çıkınca ansızın yardıma koşan ve bu sebeple bizi başta işkillendiren bi gencin yardımıyla oteli bulduk ve yarım saat yürümeden sonra ıslanmış bir halde ulaştık. Tıka basa dolu bavullardan taşan kıyafetleri iyi ki üstümüze geçiştirmişiz ki hasta olmadık Yine de yaz günü kalın kürkümsü Hollister polar ile ortalıkta gezince bi deli damgası yemişimdir tabi şanlı Amerika halkı gözünde.
    IŞIL IŞIL NY GECELERİ
    Teksastan iş arkadaşlarımız; Tacik ve Özbek dostların yönlendirmesiyle ertesi sabah metroya bindik ve Time Square'e çıkan durakta indik. Yavaş yavaş merdivenlere yaklaşıyoruz ve çıkmaya başladık. Kafamı kaldırarak yukarı çıktım ve yüzüm hafiften sırıtmaya başladı. Köyden İstanbul'a gelip Haydarpaşa merdivenlerinde elinde bavuluyla etrafa sırıtan yurdum insanı gibi. Gökdelenler gerçekten göğü deliyor gibiydi. Filmlerdekinin aksine o kadar orijinal ve güzeldiler ki. Attığım her adım, soluduğum her nefes muhteşemdi orada. Aynı otelde 6 gün kaldık ve 6 gün boyunca sabah 2 ye kadar uyuyup 2 den sonra şehri gezdik. Geceleri bomboş sokaklarda bağıra çağıra gezdik. 5. caddede bağdaş kurup oturduk yolun ortasına. Rastgele feribotlara binip alakasız yerlere gittik nereye gittiğimizi bilmeden. Rockefeller Centre’dan müthiş NY manzarasını izledim ki kesinlikle Empire State’den 1000 kat güzel manzarası var. Çin mahallesinde pazarlıklar, küçük İtalya, yıkık dünya ticaret merkezi ve Time Square. Time Square artık Ankara'nın Kızılay meydanı gibi olmuştu bize 6. Günün sonunda. Günde 7-8 kere aynı yerden geçip her seferinde de burda biraz takılınca bir anlam ifade etmiyor tabi. Teksas'ta yaşadığımız 2 buçuk ayın yarısı görkemi NY de bir haftada yaşadım kendi adıma.
    GURBETTEN DÖNÜŞ VE KÜLTÜR ŞOKU!
    Dönüş günü geldiğinde de sorumsuzluk ve geç hazırlanma yüzünden yine uçak kaçırıyorduk ama neyse ki yetiştik son anda ve İstanbul'a döndük.Orada bir gece ve sonrasında Ankara. Eve geldiğimde sanki misafirmişim gibi hissediyordum. Yatağım, odam bana yabancıydı. Ağlamak üzereydim. Dün nerede ne yapıyordum, bugün ne yapıyorum.Dışarıdan patates soğancı sesi. Gece lastik sesleri, kornalar, dımtıs dımtıs müzikle geçen arabalar. Ertesi gün belediye otobüsüyle Kızılay'a gittim. Ve ABD de yaşayamadığım KÜLTÜR ŞOKU’nu tatmış oldum

    ABD İZLENİMLERİ
    Gitmeden önce WAT'ın kısmen bir amelelik olduğunu düşünürdüm. Hatta gitme amacım ülkemin ve yaşam standartlarımın kalitesini kendimce kanıtlamaktı. Kanıtladım da bir miktar. Fakat Amerika'da kültür ve yaşam o kadar farklı ki mukayese etmek aslında büyük bir hatadır. Ordayken gurbet özlemiyle dönmeyi ve bir daha oraya gitmemeyi düşünüyordum ama şu foruma girmememin sebebidir bu sene tekrar aynı heyecanı yaşayamamak. Arkadaşlar; ABD öncesini ve gidişi diğer hikayelere nazaran uzun tuttum çünkü; bence yolculuğun en heyecanlı kısmı oralar. Sizinle o heyecanı paylaşmak istedim. Oraya varınca her şey o kadar olağan oluyor ki sanki yıllarca orada yaşıyormuş gibi. Her konuda elbet istisnalar vardır ama bahsedeceğim mukayeseler tecrübelerim neticesinde edindiğim genellemelerden ibarettir. Birincisi kusura bakmasınlar ama kesinlikle de bir Türk'ün dünyaya değer olduğunu düşünüyorum. Bir Amerikalı evini bulamazken biz her yeri öğrenip, çakallıkları öğrenip, her şeyden faydalanıyorduk. İş yerinde herkesi parmağımızda oynatıyorduk deyim yerindeyse. Anlattığım gibi bana sataşan o çocuğu suda boğmama rağmen işten atılmadım Normalde bu tür şeyler ciddi ceza gerektiren şeyler aslında orada ( diğer arkadaş cinsel tacizden diğer parka transfer edildi o ayrı konu). Amerikalı kasarak günde 500 foto çekerken biz bir saatin 50 dakikası oturup gezip kalan 10 dakika çalışarak aynı sayıyı çekiyorduk. Ve yabancı olmamıza, pazarlama kısmında dilde yetersiz kalmamıza rağmen baya sattırıyorduk. O kadar çok örnek verebilirim ki kanımca biz Akdeniz insanları oldukça zekiyiz oranın insanlarına göre.
    KÜLTÜR FARKI
    Bir diğer konu ise oranın kültürüdür. Damak tadı olmayan -ki Teksas bile damak tadında ön sıralardadır genel amerika ortalamasında- hayatları iş ve içkiden ibaret, eğlence anlayışları eğlence parklarına para bayılmaktan başka bir şey olmayan insanlar. Zaten bizim eğlence ve sosyal hayat konusunda muhattabımız genelde diğer watçılardı bi süreden sonra. Ayrıca zenci insanlar kadar nazik, sıcak, dostça ve temiz kalplilerini nadir gördüm orada. Kimse sakın aksini düşünmesin.
    EN HEYECANLI KISIMLARDAN BİRİ: ALIŞVERİİŞ
    Alışverişten de bahsetmeden edemicem. Ben Teksas eyaleti ve NYC(New York City) de bulundum. Teksasta bolca Walmart ve alışveriş mall'leri var. Ayrıca yer yer outletler var. Ama en güzeli, kaynağını bulursanız pawn shop'lar ve giyecek dükkanları. Pawnlarda 2. el ya da kullanılmadan satılan inanılmaz ucuza aklınıza gelecek her türlü elektronik eşya, müzik aleti, bisiklet vb gibi şeyler bulabilirsiniz. Elbise shoplarda ise 2. el elbiseler ya da iplik hatası gibi basit nedenlerle defoya ayrılmış Hollister, American Eagle gibi markalar bulursunuz. Mağazasının 2-3 katı ucuza satılır ve mükemmeldirler.
    WAT'IN SEYRİNİ BELİRLEYEN BİR KONU: YEMEK
    Yemek konusunda da her yerde bulunan Çin lokantalarından vazgeçmeyin Türk damağına en uygun etler ve otlar oradadır her ne kadar sushi gibi bize uzak yemek kültürleri mevcut bulunsa da. Ayrıca suşi gibi extreme deniz ve kara ürünleri denemek de ayrı bir tecrübe tabi. Fiyatları caziptir ve açık büfe olması en güzel yanı. Bir de fast foodçulardan Subway güzel sandviç ve pizzalar yapıyor. Döner ekmek gibi bir sandviç var tavuklu. Köfte ekmeği filan var. Oldukça bize yakın kesin seversiniz...Ayrıca ilk günlerde çok garibime gitmişti ama süper olduğu kadar bir o kadar da kötü konu sınırsız yani "refill" usulü içecek. Yani fast foodçuda aldığınız bardakla sınırsız içebiliyorsunuz. Ama maalesef kötü sonuçları oluyor bunun..

    Neyse, kapanış duygularımı belirteyim size. Bazen düşünüyorum tekrar gideyim oraya diye aynı yerde çalışayım. Ama bir kaç kişi dışında aynı insanlar olmayacak orda. Aynı şeyleri yaşayamayacağım. Yaşadıklarımın büyüsü bozulacak ve güzel anılarım yerini tatminsizliğe bırakacak. O yüzden zaman zaman o anıları düşünüp tatlı tatlı kederlenmek, gitmek isteyip özleyip gitmemek gidememek bana hoş geliyor. O yaz yaşadıklarım ve duygularım, dinlediğim şarkısından attığım adımına kadar her şey benzeri bir daha olmayacak şeylerdi. İş için veya başka amaç için o ülkeye o yere tekrar gitsem de o "İLK" i yaşayamayacağım.

    Ne kadar kötü bir şey değil mi?

    Zaman zaman fotoğraflara bakınca bile mesela otoban kenarında yürürüken bir arabadan sırtıma fırlatılan ve 150-160 km/s hızla bana çarptıktan sonra sırtımın şeklini alan kutu kola şişesini ve sırtımın kola şişesi şeklinde kızarmasına bile gülüyorum. Hatta iş aralarında her gün sabit olarak yediğim iğrenç peynir ekmek sandviçi ve bir bardak koladan duyduğum tiksinti bile hoş geliyor. Evin kapısında nöbet tutan ve kapıyı açınca içeri dalan hamamböceklerine duyduğum nefret ve korku.. . San Antonio'da nehirin başından sonuna kamyon tekerinin şişirilmiş devasa şamyeline oturup gidişimiz, akıntıda devrilip suda çırpınmam, ayağıma değen yosunlar ve bağırışlarım. Bir daha zor gideceğim NASA gezisi boyunca uyuklamam. Kaçırılan uçaklar, stresler. Çin lokantasında haftada bir kez kendimize ödül olarak verdiğimiz açık büfe ziyafetler ve etraftakilerin şaşkın bakışları sırasında sırayla götürüp getirilen tabaklar; ızgaralar, balıklar, meyveler...Walmarttan paraya kıyıp zevkle yediğimiz bir tane yeşil elma. Çıkmaz sokağa girip yarım saat bilmeden yürümemiz ve yolu tekrar dönmememiz. Çamaşır sırası bana gelince toplayıp laundry de yıkatmamız. Berkan’ın kendi tuvaletleri kirlenmesin diye gelip bizimkine gimesi. İş dönüşü front destken beleşe içtiğimiz o leziz kahveler. Employee partylerde yediğimiz beleş ama bir o kadar da lezzetli yemekler ve içecekler. Dr. PEPPER, MOUNTAIN DEW. Bize ara ara pizza veya karpuz partileri düzenleyen işverenimiz Allison ( Mama Ally). Ve bir çoğu... En değişiği de ne biliyor musun? İstanbul'a dönünce Gencay'ın babasının dolmuşuna binip eve giderken geride bıraktıkların ve gerideyken özlediğin şeylere kavuşma heyecanı. O karışık ve hüzünlü duygu...
    Konu tarick06 tarafından (23-07-2014 Saat 05:18 PM ) değiştirilmiştir.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  5. #5
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart



















    Konu tarick06 tarafından (30-03-2010 Saat 01:06 AM ) değiştirilmiştir.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  6. #6
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Sağolasın Hocam
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  7. #7
    Araştırmacı Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2010
    Yaş
    36
    Mesajlar
    71
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    eline sağlık..
    Konu karainci tarafından (31-03-2010 Saat 05:26 PM ) değiştirilmiştir.

  8. #8
    Uzman Watçı
    Üyelik tarihi
    Dec 2009
    Yaş
    33
    Mesajlar
    307
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    vay be çok güzel anlatmışsın

  9. #9
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Çok sağolun. Umarım herkesin wat'ı kazasız belasız; mutlu geçer ve bitiminde lanet okunan bir yaz olmaz.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  10. #10
    Acemi Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2010
    Mesajlar
    32
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    Ellerine sağlık , çok güzel bi yazı olmuş

  11. #11
    Wat Profesörü
    Üyelik tarihi
    Dec 2009
    Mesajlar
    740
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    eline sağlık süper ötesi soluk almadan okudum

  12. #12
    Hayalperest Watçı
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    15
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    Eline sağlık resimlerde çok güzel..
    DÜMDÜZ BİR HAYAT SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA ELDE KALAN TEK VAROLUŞ BİÇİMİ YAKINMAKTIR.HİÇ BİR ŞEYİ OLMAYAN İNSANIN TÜM KONUŞMALARI MUHAKKAK KENDİNE YÖNELİR.

  13. #13
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Oldukça fazla imla hatam var ama İnşallah sonra düzelteceğim
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  14. #14
    Deneyimli Watçı
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Mesajlar
    156
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Cok guzel bir yazi olmus. Ayrintili bir sekilde anlattigin icin ayrica tesekkurler. Ancak benim kanima dokunan bazi noktalari oldu biraz. Suphesiz cok guzel gecmis wat'in. Her wat'cinin Turkiye'ye dondukten sonra dusundugu (buyuk cogunlugun) "Aptal" Amerikalilar dusuncesi. Amerikalilar yalnizca eglence parklarina giderek eglenmiyorlar arkadaslar. Yazin gidilen eglence parki var tabiki. hanginiz yazin denize gitmiyor ya da gitmek istemiyor. Yanlis anlamayin tabiki bazi Amerikalilar yeri geliyor seni cigirindan cikarip aptal diye bagirttiriyor kendine ama ben bunun butun Amerikalilara ya da ABD de yasayanlara mal edilmesine karsiyim. Asil mesele ise burada Turklerin biraktigi izlenim. Eglenceli gibi geliyor isleri sallamak ama ardinizdan biraktiginiz izlenim hic iyi olmuyor ne yazikki. Benim iki yil ust uste gittigim park bile bu yil sinirladi Turk watcilari. ABD'liler genellikle yaptiklari en ufak isleri ciddiye alarak yapiyorlar. Buraya gelen watcilarinda islerini ciddiye alarak yapmalari gerek. unutmayin sizin yasadiginiz tecrubeleri yasamak isteyen baska watcilar olacak ileride. Bunu dusunerek kendi ulkemizi temsil ettigimizi unutmamaliyiz.

    umarim ilerde wat yoluyla ya da baska bir sebeple tekrar ABD ye gelip daha da guzel deneyimler yasarsin.
    Saygilarimla

  15. #15
    Üstad
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    2.584
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart

    yazi iyiymis wallahi, daha yeni okudum.Ben sizin su David amcaniz gibi bir amerikaliyla hic karsilasmadim.Bir de su mangallar,partiler felan...
    Peki.

  16. #16
    Uzman Watçı
    Üyelik tarihi
    Mar 2010
    Yaş
    34
    Mesajlar
    250
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    çok iyi ya inş. bizimde bu kadar güzel ve duygu yuklu anlatacak hıkayelerımız oolur =) bir solukta okudum
    kill them all-spartacus

  17. #17
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Alıntı thepassenger Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Cok guzel bir yazi olmus. Ayrintili bir sekilde anlattigin icin ayrica tesekkurler. Ancak benim kanima dokunan bazi noktalari oldu biraz. Suphesiz cok guzel gecmis wat'in. Her wat'cinin Turkiye'ye dondukten sonra dusundugu (buyuk cogunlugun) "Aptal" Amerikalilar dusuncesi. Amerikalilar yalnizca eglence parklarina giderek eglenmiyorlar arkadaslar. Yazin gidilen eglence parki var tabiki. hanginiz yazin denize gitmiyor ya da gitmek istemiyor. Yanlis anlamayin tabiki bazi Amerikalilar yeri geliyor seni cigirindan cikarip aptal diye bagirttiriyor kendine ama ben bunun butun Amerikalilara ya da ABD de yasayanlara mal edilmesine karsiyim. Asil mesele ise burada Turklerin biraktigi izlenim. Eglenceli gibi geliyor isleri sallamak ama ardinizdan biraktiginiz izlenim hic iyi olmuyor ne yazikki. Benim iki yil ust uste gittigim park bile bu yil sinirladi Turk watcilari. ABD'liler genellikle yaptiklari en ufak isleri ciddiye alarak yapiyorlar. Buraya gelen watcilarinda islerini ciddiye alarak yapmalari gerek. unutmayin sizin yasadiginiz tecrubeleri yasamak isteyen baska watcilar olacak ileride. Bunu dusunerek kendi ulkemizi temsil ettigimizi unutmamaliyiz.

    umarim ilerde wat yoluyla ya da baska bir sebeple tekrar ABD ye gelip daha da guzel deneyimler yasarsin.
    Saygilarimla
    haklısın tabiki hepsi aptal değil. Oturup ciddi ciddi politika konuştuğum tarihi baya iyi bilen oralı arkadaşlarım filan vardı benim mesela. Ama istisnaya değil de biraz istatistiğe vurursak olayı haksız olduğumu düşünmüyorum. 2. si de kötü temsil etmeyin ülkemizi diyorsun abi ama şöyle bir örnek vereyim. Aynı mekanda iki fotoğrafçının olması normalde yasaktı ve biz Türk'lere izin verilmiyordu. 2 Amerikalı beraber foto çekince ise bir şey demiyorlardı. Adam benden daha az performansla çalışıp benle aynı maaşı alırsa ben de elbet onun seviyesine düşürürüm performansı.

    Bizden öndeki senelerde de Türkler gitmiş aynı yere patron sayıyordu. Onlar da kaytarıyormuş patronun yüzüne işe lanet okuyorlarmış bildiğin. Adam bunu güzel anı olarak anlatıyordu gülerek. Bence adamlara badik atıp, onlarla çok ters düşmedikten sonra teknik ayrıntılar çok fark yaratmaz.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  18. #18
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Alıntı azuhazu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    yazi iyiymis wallahi, daha yeni okudum.Ben sizin su David amcaniz gibi bir amerikaliyla hic karsilasmadim.Bir de su mangallar,partiler felan...
    Türkiye'de bile az gördüm zaten öyle birini Biz de burdan ona mesir macunları lokumlar falan gönderdik. Hala iletişimdeyiz
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  19. #19
    Siteden Uzaklaştırıldı
    Üyelik tarihi
    Jan 2010
    Yaş
    35
    Mesajlar
    447
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    böyle uzun yazılar bana sıkıcı gelir hep ama bunu bi kerede okudum eline sağlık güzel olmuş ben de dönüşte yazarım artık

    bu arada değindiğin bi noktaya ozellikle katılıyorum o da zencilerin ne kadar sıcakkanlı ve yardımsever oldukları ford'da staj yaparken nijerya asıllı ingiliz bir zenci arkadaş edinmiştim adı adeboye o kadar sevecen espritüel dostcanlısı ve yardımseverdi ki hakikaten şaşırmıştım hala daha konuşuruz hayatımda edindiğim en iyi arkadaşlıklardan biridir benim için dediğin gibi kesinlikle bir türk dünyaya bedeldir sözünü çürütür nitelikteydi kendisi

  20. #20
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Mesajlar
    451
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    gerçekten çok guzel bir yazı olmus eline saglık.

  21. #21
    Deneyimli Watçı
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Mesajlar
    156
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Alıntı tarick06 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    haklısın tabiki hepsi aptal değil. Oturup ciddi ciddi politika konuştuğum tarihi baya iyi bilen oralı arkadaşlarım filan vardı benim mesela. Ama istisnaya değil de biraz istatistiğe vurursak olayı haksız olduğumu düşünmüyorum. 2. si de kötü temsil etmeyin ülkemizi diyorsun abi ama şöyle bir örnek vereyim. Aynı mekanda iki fotoğrafçının olması normalde yasaktı ve biz Türk'lere izin verilmiyordu. 2 Amerikalı beraber foto çekince ise bir şey demiyorlardı. Adam benden daha az performansla çalışıp benle aynı maaşı alırsa ben de elbet onun seviyesine düşürürüm performansı.

    Bizden öndeki senelerde de Türkler gitmiş aynı yere patron sayıyordu. Onlar da kaytarıyormuş patronun yüzüne işe lanet okuyorlarmış bildiğin. Adam bunu güzel anı olarak anlatıyordu gülerek. Bence adamlara badik atıp, onlarla çok ters düşmedikten sonra teknik ayrıntılar çok fark yaratmaz.
    Haklisin tabi bazi isverenler "zaten adamlar 3 ayligina geliyor, bir de ogrenciler, eglenmeye de haklari var" felan diye dusunebiliyor. Anladigim kadariyla senin isvereninde oyleymis cok sansliymissin. Zaten yanlis anlama sana kotu temsil etmissin demedim, yazdiklarindan guzel bir izlenim biraktigin belli. Benim calistigim parkin sahibi Yunan bir adamdi. Bizde Turkuz tabi adam kole gibi bakiyo sana isten kaytardigin zaman direk supervisor lari uzerine gonderiyor. Bir Turk arkadas day off larinda gelip punch in yapti. Attilar isten. Sonra herkes Turk yapti dedi. Bize de o gozle bakmaya basladilar. Ben boyle seyleri kastetmistim.

  22. #22
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Alıntı thepassenger Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Haklisin tabi bazi isverenler "zaten adamlar 3 ayligina geliyor, bir de ogrenciler, eglenmeye de haklari var" felan diye dusunebiliyor. Anladigim kadariyla senin isvereninde oyleymis cok sansliymissin. Zaten yanlis anlama sana kotu temsil etmissin demedim, yazdiklarindan guzel bir izlenim biraktigin belli. Benim calistigim parkin sahibi Yunan bir adamdi. Bizde Turkuz tabi adam kole gibi bakiyo sana isten kaytardigin zaman direk supervisor lari uzerine gonderiyor. Bir Turk arkadas day off larinda gelip punch in yapti. Attilar isten. Sonra herkes Turk yapti dedi. Bize de o gozle bakmaya basladilar. Ben boyle seyleri kastetmistim.
    çok hainmiş o herif de..Ben sevmem ayrım yapmak ama Yunanlar cidden bir garip oluyorlar. Amerikalılar da zaten yunanları çok seviyorlar ve Yunanistana gitmek de çoğunun hayali niyeyse anlamadım. Ama Türkiye'liyim diyince de bir çoğu seviyordu. Yerini bilmeselerde iyi bir izlenimimiz var vatandaşında Ama bazı çalışanlar bu kaytarmanın cidden dozunu kaçırıyorlarmış O konuda haklısın. Abartmamak gerek biraz akıllıca kullanmak gerek.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  23. #23
    Hayalperest Watçı
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    11
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    biz 3 arkadaş teksas galvestona gidices, bi fikri olan warmı o yerle ilgili, iş bulma imkanımız we konaklama yapacağımız surf motel ile ilgili ne biliosanız paylaşın

  24. #24
    Hayalperest Watçı
    Üyelik tarihi
    Feb 2010
    Mesajlar
    6
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    mrb. ben de 10 haziran da texas austine gidiyorum kuzenimle veraber. taco cabana restaurantlarında çalışmak için. geçen sene de new jersey deydim. texas istemiyoduk ama iş ii olduğu için kabul ettik aynı yere gitmek istemedik değişiklik olsun diye. benim merak ettiğim bi kaç soru vardı? genel olarak san antonio, austin,dallas şehirleri nasıl? alışveriş merkezleri outletleri var mı? araba kiralansa nerelere gitmek cazip yakınlık açısından, gezilmek açısından.. ama en önemlisi alışveriş olayı yaa bilgin varsa cvp verirsen şimdiden teşekkürler.

  25. #25
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    440
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    auistin'e hiç gitmedim ama güzel bi yer olduğunu duymuştum. özellikle 6th streeti çok anlatıyolardı. texas'ın eğlence merkeziymiş o cadde. alışveriş konusunda ise sıkıntı çekeceğini zannetmiyorum hiç. austin'de kesin güzel mağazalar vardır. texas'ın başkenti sonuçta... houston yakınlarında premium outlete gitmiştim ben. orayı da tavsiye edebilirim. gezme açısından da san antonio, dallas, houston, nasa. buralara gidilebilir..
    Konu blueblood tarafından (05-06-2010 Saat 01:34 PM ) değiştirilmiştir.

  26. #26
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    440
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Alıntı negronaz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    biz 3 arkadaş teksas galvestona gidices, bi fikri olan warmı o yerle ilgili, iş bulma imkanımız we konaklama yapacağımız surf motel ile ilgili ne biliosanız paylaşın
    geçen sene galveston'a gitmiştim ben. çok sıcak bi yer, nemli. araba alırsanız daha rahat edersiniz. araba olmasa da mutlaka bisiklet edinin, ulaşım yürüyerek zor olur.. 2. iş konusundaysa sıkıntı çekeceğinizi zannetmiyorum. schlitarbahn su parkı var adada. ve her zaman işçi ihtiyaçları oluyor. lifeguard olarak çalışabilirsiniz orda. hatta çalışanlara istedikleri kadar saat veriyolardı. onun dışında galveston, work and travel için gayet uygun bi yer bence. ucuz alışveriş için ross, marshalls, academy gibi mağazalar var.

  27. #27
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Alıntı busee'88 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    mrb. ben de 10 haziran da texas austine gidiyorum kuzenimle veraber. taco cabana restaurantlarında çalışmak için. geçen sene de new jersey deydim. texas istemiyoduk ama iş ii olduğu için kabul ettik aynı yere gitmek istemedik değişiklik olsun diye. benim merak ettiğim bi kaç soru vardı? genel olarak san antonio, austin,dallas şehirleri nasıl? alışveriş merkezleri outletleri var mı? araba kiralansa nerelere gitmek cazip yakınlık açısından, gezilmek açısından.. ama en önemlisi alışveriş olayı yaa bilgin varsa cvp verirsen şimdiden teşekkürler.
    Austin üniversite şehri bolca öğrenci var. Taco larla ilgili fast foodçular da oldukça iyi yersin bol bol tadı güzel oluyor San antonio, dallas, austin, houston ve fort worth başlıca şehirleri ve hepsi gökdelenli filan koca şehirler. çok güzel gezilecek yerler var içinde. Araba kiralamak genel olarak pahalı ama. yaş küçüldükçe pahalanıyor ve de sanırım amerikalı olmayanlara çoğu yer vermiyor kiralık araba. Son 3 gün amerikalı bi arkadaşımıza kiralattık biz ve 9 kişi gezdik transporter gibi bişeyle. Öyle arabalar daha ucuza geliyor ve benzin de çok ucuz texasta inanılmaz ucuz.O yüzden mesafe hiçbir şekilde dert olmuyor Alışveriş merkezleri de bolca var. Anayollarda büyük outletler oluyor her türlü marka oluyor nerdeyse , ayrıca yine mall ler oluyor. Az daha pahalı oluyor ama ucuzluk ürünleri de var. Küçük mağaza şeklinde giyim dükkanları da fazlaca var ve küçük iplik hatalı malları mesela 10 dolara alıyorsun ki bunun piyasa değeri 40- 50 dolar. Elektronik için de pawn shoplar oluyor şehir yakınlarında ve 2. el çoook temiz ve ucuz şeyler bulursun. Sadece elektronik değil aklına gelen herşey var oralarda eski antikalardan müzik aletlerine kadar. Çokça da wal-mart bulursun texasta ve bunlar gruplaşırlar hep. Yani bir yerde wal-mart, best-buy, .. gibi büyük mağazaları bulurusn ki o sıcakta gezmesi kolay oluyor. Ben gezerken new jerseyde new yorkta da bulundum ama Texasa gidince oralardan çok farklı özgün biyer olduğunu göreceksin. İlk hafta belki sıcak sizi bayacak ama sonra ona da alışırsınız.
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

  28. #28
    Acemi Watçı
    Üyelik tarihi
    Apr 2010
    Mesajlar
    36
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    Auistine Bende Gidiyorum 18 Haziranda Ben gitmeden Bir Hafta Önce Araba Alacak Bana İş Veren Tanıdık Çevreye Ulaşım Sadece Kendi Arabanla Gerçekleşiyomuş Oyuzden Mecbur Kaldım Yani Anlayacağın Herkezin Arabası Varmış...Ve toplu ulaşım gibi olaylar ne yazıkki yok...Herkezin aracı varmış...

  29. #29
    Hayalperest Watçı
    Üyelik tarihi
    Feb 2010
    Mesajlar
    6
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    alışveriş merkazlerinin bolca olmasına gerçekten çok sevindim hiç aklımızda yoktu texas hatta orada iş bulununca moralim bile bozulmuştu, sonra iş yerinin ii olduğunu sadece 2 ve üstü gelenleri kabul eden bi yer olduğunu öğrenince fikrimiz değişti.. pek hoşuma gitmemesinin nedenide yerinin doğu yakasına uzak olmasıydı. geçen sene biz new jerseyden çok memnun kaldık sea ısle şehrindeydik ve atlantic city, new york city baya yakındı gezebilmiştik..bu sene farklı bi yer farklı bi iş mantığıyla hareket ettik bakalım işallah texas tanda memnun kalırız gerçi gidene kadar cnm çıkıcak ama :S tam 4 uçak değiştiricem. ist-paris , paris-ny, ny- washinghton dc, dc- texas(austin) işimiz geç belli oldu doğal olarakta biletlerimiz son dakka alındı. ben 10 unda gidiyorum kuzenim 28 inde gelicek. hangi şehrinde olucağımızda şuan belli değil austinde managerle görüştükten sonra ihtiyaca göre yerleştirilcekmişiz. sıcaklık konusuna gelince anladığım kadarıyla okyanus kenarında olamıycaz buda serinliyemiycez anlamına geliyo, nefret ederim çok sıcaktan. bu durum baya cnmı sıkıyo.. alışılıyo demişsin işallah ööledir

  30. #30
    Profesyonel Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    478
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Alıntı xerdalx Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Auistine Bende Gidiyorum 18 Haziranda Ben gitmeden Bir Hafta Önce Araba Alacak Bana İş Veren Tanıdık Çevreye Ulaşım Sadece Kendi Arabanla Gerçekleşiyomuş Oyuzden Mecbur Kaldım Yani Anlayacağın Herkezin Arabası Varmış...Ve toplu ulaşım gibi olaylar ne yazıkki yok...Herkezin aracı varmış...
    Evet bizim orda da toplu taşım yoktu çok sıkıntı oldu başlarda ama sonra başkalarından rica ettik hep bizi alışverişe fln giderken hiç kırmadılar.

    @buse

    Texasta yükselti olmadığı için okyanus nemi her yerine dağılıyor. dallasta bile nasıl nem vardı dşün haritadaki yerini. Texasta sıcaktan kurtulmak yok maryland ve ny gezdiysen bir daha gitmeye gerek yok kanımca. Texas tek başına koca eyalet ve bolca gezilcek yeri var zaten. Hani hiç olmadı son 5 gün kalk git chiagoya orda gez. bişey değil 70 80 dolar uçak. Ayrıca giderken biizm de canımız çıkmıştı. ist-paris paris-ny ny-buffalo buffalo-atlanta atlanta-dallas yani 5 aktarma. üstüne ny de bavulun gelmemesi filan... ama hepsi atlatılıyo
    Bindik bi alamete, gediyoz kıyamete

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Everything is bigger in TEXAS
    Konu Sahibi barasorlu Forum Work and Travel Hikayeleri
    Cevap: 6
    Son Mesaj : 03-06-2012, 01:31 AM
  2. Texas
    Konu Sahibi amerikayolcusu1 Forum Diğer Eyaletler
    Cevap: 74
    Son Mesaj : 25-05-2011, 05:26 PM
  3. Six flags over texas, dallas - fiesta texas, san antonio
    Konu Sahibi tarick06 Forum Eğlence Parkları
    Cevap: 6
    Son Mesaj : 02-05-2009, 02:06 PM
  4. texas sea world yolcusu kalmasın
    Konu Sahibi amerikayolcusu1 Forum Tanışalım-WAT Arkadaşı arıyorum!
    Cevap: 4
    Son Mesaj : 18-05-2008, 07:58 PM
  5. Texas
    Konu Sahibi Turizmci Forum Vize ve Pasaport Süreci
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 19-04-2008, 10:22 AM

Bookmarks

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •