bunun cvbini vermek icin baya bir aciklama yapilmasi gerekir..sana en guzel cevabi sole verebilirim ben sanirim..yardimci olursam sevinirim
Gelişmiş dünyada merkez bankaları, artan enflasyon beklentileri karşısında faiz oranlarını kademeli olarak artırınca, Amerika’da dargelirliler aldıkları konut kredilerini geri ödeyemedi. Sorunun açığa çıkması üzerine dünya piyasalarında dalgalanma başladı. Konut kredileri karşılığı çıkartılan menkul kıymetlerin değeri bütün dünyada düştü. Bankalar, kredi risklerini yeniden değerlendirerek yatırım fonlarına eskisi gibi kolay para vermeyi durdurdu. Ellerindeki menkul kıymetlerin değerini tespit edemeyen yatırım fonları faaliyetlerine ara verdi. Bunun üzerine geçen perşembe gününden beri merkez bankaları nakit para enjeksiyonu yaparak küresel piyasaları rahatlatmaya çalışıyor ama piyasalar bir türlü düzelemiyor.

Piyasaların sinirlerini geren faktör “belirsizlik” oldu. Piyasalar tam olarak tespiti yapılamayan zararlardan hoşlanmazlar. Geçen beş işgününde dünya hisse senedi piyasalarında yaşanan sert düşüşler işte bu tespit edilemeyen yatırım fonu zararlarının belirsizliğinden kaynaklanıyor. Dalgalanmanın başladığı dört hafta önce, Amerikan Merkez Bankası konut kredilerinden doğan zararı 100 milyar dolar olarak tahmin edip kamuya açıkladı. Oysa dalgalanma Avrupa’ya da sıçrayınca hasarın miktarının daha büyük olduğu ortaya çıktı. Sanki aşırı fiyatlanmış varlıkların küçük bir düzeltme yaşayacağı düşünülürken piyasalarda ortaya çıkan dalganın küçük değil büyük bir dalga hatta bir kriz olduğu ortaya çıktı.

Piyasalarda meydana gelen dalgalanma Amerika'da başladı ve diğer ülkelere yayıldı.
iste senin sorunun cvbi:

Peki dalgalanma Amerika’da çıkmasına rağmen niye Amerika’nın parası dolar, değer kazanıyor? Dalgalı denizlerde sığınılacak en güvenli liman hâlâ dolar olduğu için. Dalgalanan piyasalarda menkul kıymetlerini satanlar dolar alır ve piyasalardaki dalga geçinceye kadar dolarda kalırlar. Dolar talebi arttığı için doların değeri yükselir. Fakat şu sıralar doların değerini artıran farklı olaylar var gündemde. Japon Yeni’nin dolar ve euro karşısında değer kazanması taşıma ticareti (carry trade) aksatacak korkusu ortaya çıktı.

Ayrıca euronun değer kaybetmesinin bir diğer nedeni de yüksek faiz veren Avrupa Merkez Bankası’nın daralan piyasalara nakit enjekte ederken eylül ayında faiz artırımına gitmesi artık pek beklenmiyor. Avrupa Merkez Bankası yaptığı son açıklamalarda, artan enflasyon beklentisi karşısında eylül ayında politika faiz oranlarını yüzde 4’ten yüzde 4,25 düzeyine çıkaracağı sinyalini vermişti. Yaşanan son dalgalanmalar faiz artırımı olasılığını zayıflatmış görünüyor. Buna karşın Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırma olasılığının yüksek olduğu anlaşılıyor. Böyle bir durumda Japon Yeni’nin “taşıma ticaret” için pek de kârlı olmadığı düşüncesinin yaygınlaşması, Avrupa parası euroya talebi azaltıyor ve değerini düşürüyor.

Bu arada Amerika’nın büyük dış ticaret açığı ve zayıf ekonomik büyüme oranına rağmen geçen salı günü açıklanan temmuz ayı dış ticaret açığındaki yüzde 1.7 oranındaki daralmanın da doların diğer ülke para birimlerine göre değer kazanmasında payı var. Farklı bir yaklaşım ise Amerikan Doları’nın euro ve sterlin karşısında düşük değerli olması sonucunda yükseldiğini ileri sürüyor ki dolar, euro karşısında hâlâ yüzde 4, sterline göre ise yüzde 3 düşük değerli bulunuyor. Bu açıdan bakılınca piyasalarda belirsizliğin süreceği anlaşılıyor. Önümüzdeki günlerde doların daha da değer kazanması olasılığı artıyor.
suleyman yasar-referans(kaynak)