Arkadaşlar herkese selamlar. Forumu uzun süredir takip ediyorum. Aslında bu yazıyı vize günü yazacaktım ancak aktivasyon mailim gelmediği için üyeliğimi açamamıştım. O yüzden bugüne sarktı. (Kısa kes dediğinizi duyar gibiyim )

Öncelikle çok gergin arkadaşlara tavsiyelerimi yazayım. Össde 10 dakikayı tuvalette geçirecek kadar rahat bir insanım. Ancak vizeye 3 gün kala ne doğru düzgün uyudum ne de yemek yedim. Hele son gece hiç uyumadım sadece otobüste 1 saat kadar yorgunluktan sızmışım. Ama size söyleyeyim gerilmeyin rahat olun.

Neyse, görüşmem sabah 7.30 daydı. 7 gibi ordaydım. Genel kontroller, güvenlik, evrak derken asansöre binip zurnanın zırt diyeceği yere geldim.Numaramı aldım önce evraklar ardından parmak izine girdim. Bu arada bir noktaya parmak basıcam. Oradaki amerikalılar türklerden daha iyi ve güleryüzlü. Kesinlikle aşşağılamak için demiyorum ancak amerikalı memurlar günaydın efendim, (belki benden 10 yaş büyük bu adam) şeklinde konuşurken, türklerin buraların kralı benim lan tavırlarıyla gezmesi pek hoş değildi. Tam olarak yaptıkları "el şeyiyle gerdeğe girmek". Konu dağıldı özür diliyorum. Parmak izinden sonra oturup beklemeye başladım. Önce 3 numaralı gişe açıldı. Hafif toplu bi abi var bilenler bilir onun gişesiydi. Kendisi %95 herkese vizelerini verdi. Yardımsever iyi bir insanmış. Daha sonra 4 ve 1 numaralı gişeler açıldı. Bu iki gişeye giren 3 arkadaşın red aldığını gördüm ve tansiyonda düşme gözlerde kararma olmaya başladı . O iki gişe insanları baya bir zorladı normalde 1 dakikada bitecek muhabbeti 5-6 dakikaya uzattılar dikkatli olun. Ve zaman geçti sıra bana geldi 3 numaralı gişeye düştüm.

Memur -
Ben B

(Konuşma İngilizceydi Ama Şu Üşendim Direk Türkçe Giriyorum

- Günaydın Nasılsın?
B İyiyim Teşekkürler Siz Nasılsınız?
- Teşekkür Ederim. Basketbol mu Futbol mu seviyorsun ? Dakka 1 Gol 1
B Futbolu seviyorum.
- Hangi takımlısın? Galatasaray, Fenerbahçe?
B Beşiktaşlıyım.
- Hangi okulda okuyorsun?
B Kocaeli Üni.
- Kaçıncı sınıftasın?
B Son senem
- 4. yıl mı?
B Evet
- Hangi bölümdesin?
B İşletme
- Güzell. Nereye gideceksin? (Bu arada evrak kontrollerini yapmaya devam etti. Bi ara duraksadı korktum meğerse pc de sorun varmış)
B Virginia ya gidiyorum. Williamsburg...
- Nerde çalışacaksın?
B Mcdonalds
- Mcdonalds ı seviyor musun?
B Evet
- Döndüğünde ne iş yapacaksın?
B Aile şirketimiz var orda çalışıcam.
- Ne üzerine?
B Cafeterya
- Bunu okudun mu? (insan kaçakçılığı meselesi)
B Okudum biliyorum. (Okumayı bırak hatim ettim korkudan)
- Ok. Take this card and go to ups desk. (Hayatımda duymaktan en hoşlandığım ingilizce cümle olduğu için türkçe yazmadım. ) Have a good holiday.
B Teşekkür ederim. İçses: (Senin ups diyen dillerini yisinler.Ulan şu camı indirip adama bi sarılsam, kardeşim benm diye bağrıma bassam problem olur mu ki?)

Ondan sonrası ups masası adres alıp vermeler 11 lira kargo ücreti. Aynı gün saat 5 gibi kargoya verilmiş pasaport ve 29 u öğlen 1 gibi elimdeydi.

Daha girmemiş arkadaşlara tavsiyem şudur orada taş çatlasın 5 dakika geçireceksiniz gerilirseniz el ayak birbirine dolanır kalakalırsın. Bunu düşünün 5 dakika "hadi koçum altı üstü 2 muabbet edicez sen yaparsın" diye kendinizi gaza getirin. Faydasını görürsünüz.