Work and Travel
Toplam 13 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 13 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Vize Görüşmesi (Dikkat: Detay içerir.)

  1. #1
    Acemi Watçı
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    30
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart Vize Görüşmesi (Dikkat: Detay içerir.)

    Vay anasını sayın seyirciler.. Vizede kılık, kıyafet, dil konusundaki kifayet hep gözümde büyümüştü. Belki anlatılanlardan, belki benim psikolojimden dolayı bilemem ama zihnimde yer edenden daha bir kolaymış vize görüşmesi.

    Sabah kalktım, sıkı bir kahvaltı yaptım ve randevu aldığım saatten 15dk önce konsolosluğun önüne gittim. Biraz kalabalıktı sanki... Kapıdaki güvenliğe pasaportları verdik ve sıramız gelince X-ray'den geçmek üzere içeri ilk adımı attık. X-ray'den geçip fiş için sıraya girdim. Açıkçası sırada beklemek çok sıkıyor. İçimden olmadık, abuk subuk iğrenç şarkıları söyleyerekten vakiti geçirdim ve sıra bana geldi. Onca belge toplamıştım ama öğrenci belgemi bile almadılar. Sadece transkript, dekont ve isimlerini hatırlamadığım 3 ingilizce evrak daha. Klasik evrak düzenleme ve fiş alma işlemlerinden sonra gişelerin olduğu salona geçip aşağıdaki resimdeki bayık kurbağa gibi oturarak sıramın gelmesini beklemeye başladım.



    Velhasıl sıra numaram geldi ve sarı saçlı güler yüzlü ve sesiyle beni neşelendiren "parmak izi alıcı" bayanın olduğu gişeye gittim:


    + : Ben
    - : Görevli

    - Hi!
    + Hi!
    - i will take your fingerprints. Firstly left four finger like this. aha... Tenk you..
    + heehheee..
    - Now your right hand's four fingers like this.. Ahaa.. Thank you..
    + ehuheee..
    - Now your both hands' first fingers like this.. Errmm.. Can you rub your hand with your t-shirt (Buna benzer bi cümle kurmuştu tam hatırlamıyorum) (birsürü dosya tutmaktan sağ elimin başparmağı terlemişti)
    - A-ha.. Thank you.. We will call you again.
    + Ok, thank you.

    Epey bi süre sıramın gelmesini bekleyip ortamda geçen konuşmalara kulak misafiri olduktan sonra beklenen an geldi ve numaram yandı. Hızlı adımlarla gişeye doğru yürüdüm, çünkü alışmışım; Türkiye'deki bankalarda gişede numaram yandığı zaman 5 saniyen var. Sonra hemen numaran geçer. O manzarayı gözüme getirerek hızlı adımlarla gişeye vardım:

    + Hi!
    - ... (evrakları düzenliyor cevap vermedi)
    - Hi "Abdülselam!". (Belgelere bakıp ismimi okumaya çalıştı)
    + Hi!
    - How are you?
    + I'm fine, thank you. what about you?
    - Thank you. You want to go USA, right?
    + Yea. I want sir.
    - First, i must test your English ok?
    + No problem, its ok.
    - So.. Where will you planning to work?
    + in bla bla, at bla bla.
    - Do you know about your job?
    + Absolutely yes. I will work as a X worker.
    - So.. When will you be graduated?
    + 2 years later.
    - Errrmm... I am looking your GPA. Seems like a good average. What is your GPA?
    + Two point fourtyfive sir. And i will increase it from 2.45 to 2.55 or over at the end of spring semester.
    - Well... Did you read it? (Elimdeki antitrafficking formunu gösteriyor. Bu arada suratı sürekli somurtuyor. Belli ki günde 54756856445 kişiye vize vermekten sıkılmış)
    + Yea. It mentions about my rights in USA. And it's written that my employer can not discriminate me about my origin, my language or any other things. Also, if i come across with a problem or i am in danger, i must call 911. (bu cümleden sonra nedense yüzü gülmeye başladı. Tam nedenini merak ediyordum ki..)
    - Great! Its so important; every one who awaits for the visa must know their rights while in USA. (belki waits demiş olabilir ama ben awaits anladım) And i must confess that your English is impressing.
    + Thank you for compliment but i need more and more practise.
    - So... Senin bussiness onaylandi. UPS kargo disarida. Oraya git. İyi tatiller "Abdülselam". (Adam Türkçe konuşmaya başladı. Ben dumur oldum, ne diyeceğimi bilemedim.)
    + Eyvallah. Tenk yu, sağol. Have a good day.

    (PS:Vizedeki memur insanının dediklerini tam hatırlamıyorum ama 3 aşağı 5 yukarı bu şekilde konuşmuştu.)
    (PS2: İsmim Abdulselam değil, emsal teşkil etsin diye verdim.)

    Ve vizemi aldım. Zaten benden önceki 464784 kişiye de vize verdiler. Red alan yoktu. Kaldı ki daha önce okuduğum bir başlıkta bir arkadaşımızın dediği gibi kulak misafiri olduğum konuşmalardan birisinde arkadaşımızın biri sadece "hi. yes. yes. no. yes. no. no. thank you." diyerek vizeyi aldı. Tamam biraz abartmış olabilirim ama buna yakın bi görüşmesi vardı. sanırım notları 2'nin altında olanlara da verdiler vizeyi.

    Giriş ve gelişme bölümünden sonra sonuç bölümü: Düşündüğünüz kadar kasmanıza gerek yok arkadaşlar. Çünkü düşünmediğinizden daha az kastıracaklar sizi. Bakın düşünmediğinizden daha az diyorum.. O kadar kolaymış yani vizeyi almak.. Hatta siz almıyorsunuz, onlar neredeyse zorla veriyorlar vizeyi. Saygılar efenim.

    PS3: Fiş almak için kuyrukta beklerken arkadaşların bazıları "içeride şöyle böyle soruyorlarmış. Ona şu cevabı veririz buna da bu cevabı veririz" gibisinden konuşuyorlardı. Gözlemlediğim kadarı ile quiz olacaklarmış gibi bir hava vardı ve bu yüzden de heyecan yapıyorlardı. İlk kez girecek arkadaşlar; sakin, dingin, Bezgin Bekir gibi, Usta Splinter gibi olmak lazım. Heyecan yaptıkça kuracağınız cümleler birbirine girebilir. Relax..
    Konu perfectly-nothing tarafından (29-04-2011 Saat 08:27 AM ) değiştirilmiştir.

  2. #2
    Üstad
    Üyelik tarihi
    Apr 2010
    Mesajlar
    1.908
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart

    Alıntı perfectly-nothing Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Vay anasını sayın seyirciler.. Vizede kılık, kıyafet, dil konusundaki kifayet hep gözümde büyümüştü. Belki anlatılanlardan, belki benim psikolojimden dolayı bilemem ama zihnimde yer edenden daha bir kolaymış vize görüşmesi.

    Sabah kalktım, sıkı bir kahvaltı yaptım ve randevu aldığım saatten 15dk önce konsolosluğun önüne gittim. Biraz kalabalıktı sanki... Kapıdaki güvenliğe pasaportları verdik ve sıramız gelince X-ray'den geçmek üzere içeri ilk adımı attık. X-ray'den geçip fiş için sıraya girdim. Açıkçası sırada beklemek çok sıkıyor. İçimden olmadık, abuk subuk iğrenç şarkıları söyleyerekten vakiti geçirdim ve sıra bana geldi. Onca belge toplamıştım ama öğrenci belgemi bile almadılar. Sadece transkript, dekont ve isimlerini hatırlamadığım 3 ingilizce evrak daha. Klasik evrak düzenleme ve fiş alma işlemlerinden sonra gişelerin olduğu salona geçip aşağıdaki resimdeki bayık kurbağa gibi oturarak sıramın gelmesini beklemeye başladım.



    Velhasıl sıra numaram geldi ve sarı saçlı güler yüzlü ve sesiyle beni neşelendiren "parmak izi alıcı" bayanın olduğu gişeye gittim:


    + : Ben
    - : Görevli

    - Hi!
    + Hi!
    - i will take your fingerprints. Firstly left for finger like this. aha... Tenk you..
    + heehheee..
    - Now your right hand's four fingers like this.. Ahaa.. Thank you..
    + ehuheee..
    - Now your both hands' first fingers like this.. Errmm.. Can you rub your hand with your t-shirt (Buna benzer bi cümle kurmuştu tam hatırlamıyorum) (birsürü dosya tutmaktan sağ elimin başparmağı terlemişti)
    - A-ha.. Thank you.. We will call you again.
    + Ok, thank you.

    Epey bi süre sıramın gelmesini bekleyip ortamda geçen konuşmalara kulak misafiri olduktan sonra beklenen an geldi ve numaram yandı. Hızlı adımlarla gişeye doğru yürüdüm, çünkü alışmışım; Türkiye'deki bankalarda gişede numaram yandığı zaman 5 saniyen var. Sonra hemen numaran geçer. O manzarayı gözüme getirerek hızlı adımlarla gişeye vardım:

    + Hi!
    - ... (evrakları düzenliyor cevap vermedi)
    - Hi "Abdülselam!". (Belgelere bakıp ismimi okumaya çalıştı)
    + Hi!
    - How are you?
    + I'm fine, thank you. what about you?
    - Thank you. You want to go USA, right?
    + Yea. I want sir.
    - First, i must test your English ok?
    + No problem, its ok.
    - So.. Where will you planning to work?
    + in bla bla, at bla bla.
    - Do you know about your job?
    + Absolutely yes. I will work as a X worker.
    - So.. When will you be graduated?
    + 2 years later.
    - Errrmm... I am looking your GPA. Seems like a good average. What is your GPA?
    + Two point fourtyfive sir. And i will increase it from 2.45 to 2.55 or over at the end of spring semester.
    - Well... Did you read it? (Elimdeki antitrafficking formunu gösteriyor. Bu arada suratı sürekli somurtuyor. Belli ki günde 54756856445 kişiye vize vermekten sıkılmış)
    + Yea. It mentions about my rights in USA. And it's written that my employer can not discriminate me about my origin, my language or any other things. Also, if i come across with a problem or i am in danger, i must call 911. (bu cümleden sonra nedense yüzü gülmeye başladı. Tam nedenini merak ediyordum ki..)
    - Great! Its so important; every one who awaits for the visa must know their rights while in USA. (belki waits demiş olabilir ama ben awaits anladım) And i must confess that your English is impressing.
    + Thank you for compliment but i need more and more practise.
    - So... Senin bussiness onaylandi. UPS kargo disarida. Oraya git. İyi tatiller "Abdülselam". (Adam Türkçe konuşmaya başladı. Ben dumur oldum, ne diyeceğimi bilemedim.)
    + Eyvallah. Tenk yu, sağol. Have a good day.

    (PS:Vizedeki memur insanının dediklerini tam hatırlamıyorum ama 3 aşağı 5 yukarı bu şekilde konuşmuştu.)
    (PS2: İsmim Abdulselam değil, emsal teşkil etsin diye verdim.)

    Ve vizemi aldım. Zaten benden önceki 464784 kişiye de vize verdiler. Red alan yoktu. Kaldı ki daha önce okuduğum bir başlıkta bir arkadaşımızın dediği gibi kulak misafiri olduğum konuşmalardan birisinde arkadaşımızın biri sadece "hi. yes. yes. no. yes. no. no. thank you." diyerek vizeyi aldı. Tamam biraz abartmış olabilirim ama buna yakın bi görüşmesi vardı. sanırım notları 2'nin altında olanlara da verdiler vizeyi.

    Giriş ve gelişme bölümünden sonra sonuç bölümü: Düşündüğünüz kadar kasmanıza gerek yok arkadaşlar. Çünkü düşünmediğinizden daha az kastıracaklar sizi. Bakın düşünmediğinizden daha az diyorum.. O kadar kolaymış yani vizeyi almak.. Hatta siz almıyorsunuz, onlar neredeyse zorla veriyorlar vizeyi. Saygılar efenim.

    PS3: Fiş almak için kuyrukta beklerken arkadaşların bazıları "içeride şöyle böyle soruyorlarmış. Ona şu cevabı veririz buna da bu cevabı veririz" gibisinden konuşuyorlardı. Gözlemlediğim kadarı ile quiz olacaklarmış gibi bir hava vardı ve bu yüzden de heyecan yapıyorlardı. İlk kez girecek arkadaşlar; sakin, dingin, Bezgin Bekir gibi, Usta Splinter olmak lazım. Heyecan yaptıkça kuracağınız cümleler birbirine girebilir. Relax..
    hayırlı olsun adamın türkçe konuşması garip olmuş tabi güler adam sen 911 i arayacam dediğinde türkiyede biri sana başıma bişey gelirse 112 yi ararım merak etme dese sen gülmez misin
    ya olduğun gibi görün yada gözüme görünme!!!

  3. #3
    Acemi Watçı
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    30
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    Alıntı matador_36 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    hayırlı olsun adamın türkçe konuşması garip olmuş tabi güler adam sen 911 i arayacam dediğinde türkiyede biri sana başıma bişey gelirse 112 yi ararım merak etme dese sen gülmez misin
    Çok kırık bir Türkçe ile konuştu. Bizim "ı" harfi kullandığımız yerlerde "i" harfi kullandı; kulağa eğlenceli geliyordu.

    Hocam konuyu saptırmak gibi olmasın ama az kalsın 188 33'ü arayacağımı söyleyecektim, dilimin ucuna geldi. 911 hak getire..

  4. #4
    Üstad
    Üyelik tarihi
    Apr 2010
    Mesajlar
    1.908
    Tecrübe Puanı
    22

    Standart

    Alıntı perfectly-nothing Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Çok kırık bir Türkçe ile konuştu. Bizim "ı" harfi kullandığımız yerlerde "i" harfi kullandı; kulağa eğlenceli geliyordu.

    Hocam konuyu saptırmak gibi olmasın ama az kalsın 188 33'ü arayacağımı söyleyecektim, dilimin ucuna geldi. 911 hak getire..
    reklamın yan etkileri
    ya olduğun gibi görün yada gözüme görünme!!!

  5. #5
    Deneyimli Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2011
    Mesajlar
    227
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    Alıntı perfectly-nothing Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Vay anasını sayın seyirciler.. Vizede kılık, kıyafet, dil konusundaki kifayet hep gözümde büyümüştü. Belki anlatılanlardan, belki benim psikolojimden dolayı bilemem ama zihnimde yer edenden daha bir kolaymış vize görüşmesi.

    Sabah kalktım, sıkı bir kahvaltı yaptım ve randevu aldığım saatten 15dk önce konsolosluğun önüne gittim. Biraz kalabalıktı sanki... Kapıdaki güvenliğe pasaportları verdik ve sıramız gelince X-ray'den geçmek üzere içeri ilk adımı attık. X-ray'den geçip fiş için sıraya girdim. Açıkçası sırada beklemek çok sıkıyor. İçimden olmadık, abuk subuk iğrenç şarkıları söyleyerekten vakiti geçirdim ve sıra bana geldi. Onca belge toplamıştım ama öğrenci belgemi bile almadılar. Sadece transkript, dekont ve isimlerini hatırlamadığım 3 ingilizce evrak daha. Klasik evrak düzenleme ve fiş alma işlemlerinden sonra gişelerin olduğu salona geçip aşağıdaki resimdeki bayık kurbağa gibi oturarak sıramın gelmesini beklemeye başladım.



    Velhasıl sıra numaram geldi ve sarı saçlı güler yüzlü ve sesiyle beni neşelendiren "parmak izi alıcı" bayanın olduğu gişeye gittim:


    + : Ben
    - : Görevli

    - Hi!
    + Hi!
    - i will take your fingerprints. Firstly left for finger like this. aha... Tenk you..
    + heehheee..
    - Now your right hand's four fingers like this.. Ahaa.. Thank you..
    + ehuheee..
    - Now your both hands' first fingers like this.. Errmm.. Can you rub your hand with your t-shirt (Buna benzer bi cümle kurmuştu tam hatırlamıyorum) (birsürü dosya tutmaktan sağ elimin başparmağı terlemişti)
    - A-ha.. Thank you.. We will call you again.
    + Ok, thank you.

    Epey bi süre sıramın gelmesini bekleyip ortamda geçen konuşmalara kulak misafiri olduktan sonra beklenen an geldi ve numaram yandı. Hızlı adımlarla gişeye doğru yürüdüm, çünkü alışmışım; Türkiye'deki bankalarda gişede numaram yandığı zaman 5 saniyen var. Sonra hemen numaran geçer. O manzarayı gözüme getirerek hızlı adımlarla gişeye vardım:

    + Hi!
    - ... (evrakları düzenliyor cevap vermedi)
    - Hi "Abdülselam!". (Belgelere bakıp ismimi okumaya çalıştı)
    + Hi!
    - How are you?
    + I'm fine, thank you. what about you?
    - Thank you. You want to go USA, right?
    + Yea. I want sir.
    - First, i must test your English ok?
    + No problem, its ok.
    - So.. Where will you planning to work?
    + in bla bla, at bla bla.
    - Do you know about your job?
    + Absolutely yes. I will work as a X worker.
    - So.. When will you be graduated?
    + 2 years later.
    - Errrmm... I am looking your GPA. Seems like a good average. What is your GPA?
    + Two point fourtyfive sir. And i will increase it from 2.45 to 2.55 or over at the end of spring semester.
    - Well... Did you read it? (Elimdeki antitrafficking formunu gösteriyor. Bu arada suratı sürekli somurtuyor. Belli ki günde 54756856445 kişiye vize vermekten sıkılmış)
    + Yea. It mentions about my rights in USA. And it's written that my employer can not discriminate me about my origin, my language or any other things. Also, if i come across with a problem or i am in danger, i must call 911. (bu cümleden sonra nedense yüzü gülmeye başladı. Tam nedenini merak ediyordum ki..)
    - Great! Its so important; every one who awaits for the visa must know their rights while in USA. (belki waits demiş olabilir ama ben awaits anladım) And i must confess that your English is impressing.
    + Thank you for compliment but i need more and more practise.
    - So... Senin bussiness onaylandi. UPS kargo disarida. Oraya git. İyi tatiller "Abdülselam". (Adam Türkçe konuşmaya başladı. Ben dumur oldum, ne diyeceğimi bilemedim.)
    + Eyvallah. Tenk yu, sağol. Have a good day.

    (PS:Vizedeki memur insanının dediklerini tam hatırlamıyorum ama 3 aşağı 5 yukarı bu şekilde konuşmuştu.)
    (PS2: İsmim Abdulselam değil, emsal teşkil etsin diye verdim.)

    Ve vizemi aldım. Zaten benden önceki 464784 kişiye de vize verdiler. Red alan yoktu. Kaldı ki daha önce okuduğum bir başlıkta bir arkadaşımızın dediği gibi kulak misafiri olduğum konuşmalardan birisinde arkadaşımızın biri sadece "hi. yes. yes. no. yes. no. no. thank you." diyerek vizeyi aldı. Tamam biraz abartmış olabilirim ama buna yakın bi görüşmesi vardı. sanırım notları 2'nin altında olanlara da verdiler vizeyi.

    Giriş ve gelişme bölümünden sonra sonuç bölümü: Düşündüğünüz kadar kasmanıza gerek yok arkadaşlar. Çünkü düşünmediğinizden daha az kastıracaklar sizi. Bakın düşünmediğinizden daha az diyorum.. O kadar kolaymış yani vizeyi almak.. Hatta siz almıyorsunuz, onlar neredeyse zorla veriyorlar vizeyi. Saygılar efenim.

    PS3: Fiş almak için kuyrukta beklerken arkadaşların bazıları "içeride şöyle böyle soruyorlarmış. Ona şu cevabı veririz buna da bu cevabı veririz" gibisinden konuşuyorlardı. Gözlemlediğim kadarı ile quiz olacaklarmış gibi bir hava vardı ve bu yüzden de heyecan yapıyorlardı. İlk kez girecek arkadaşlar; sakin, dingin, Bezgin Bekir gibi, Usta Splinter olmak lazım. Heyecan yaptıkça kuracağınız cümleler birbirine girebilir. Relax..
    hayırlı olsun abdülselam bro :P

    When you want something in life, you just gotta reach out and grab it.. ~ A.Supertramp.

  6. #6
    Wat Profesörü
    Üyelik tarihi
    Mar 2010
    Mesajlar
    614
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    hayırlısı olsun.. bu watdan her türlü amerika karlı çıkıyo zaten niye öğrencilere red versinki... vize için para ödüyoruz 1... yüksek sezonda kötü işlerde amerikalılarla kıyaslayınca ucuz işçi görevi görüyoruz 2...
    kazandığımız parayı amerikada harcayıp bilimum kıyafet, elektronik vs alıp ekonomiye can veriyoruz 3... bu işten her türlü onlar karlı çıkıyolar.....
    bizim içinse bir tecrübe oluyor... bir kaç güzel anı fln..

  7. #7
    Acemi Watçı
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    30
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    Eyvallah gençler, darısı vize tarihini bekleyenlerin başına... Buarada aynen dediğin gibi Aysin, ABD her türlü kârda. Hiç alışveriş yapmayanımız bile çalıştığımız ucuz işçilik dahil kişi başı aylık $1000-$1500 gibi bir parayı zaten ABD'ye hediye ediyoruz. Ama olsun, dediğin gibi biz bunu bile bile gidiyoruz zaten.

  8. #8
    Araştırmacı Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Mesajlar
    86
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    hayırlı olsun valla 1o numara anlatım olmuş

  9. #9
    Profesyonel Watçı ByLyric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2011
    Mesajlar
    514
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Alıntı WebCodeRMasTeR Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    hayırlı olsun valla 1o numara anlatım olmuş
    Hayırlı olsun gerçekten de.
    ---wat where amazing happens---http://www.turkishwat.net/image.php?type=sigpic&userid=7507&dateline=1307807  820

  10. #10
    Deneyimli Watçı
    Üyelik tarihi
    Apr 2011
    Mesajlar
    249
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    Alıntı perfectly-nothing Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Vay anasını sayın seyirciler.. Vizede kılık, kıyafet, dil konusundaki kifayet hep gözümde büyümüştü. Belki anlatılanlardan, belki benim psikolojimden dolayı bilemem ama zihnimde yer edenden daha bir kolaymış vize görüşmesi.

    Sabah kalktım, sıkı bir kahvaltı yaptım ve randevu aldığım saatten 15dk önce konsolosluğun önüne gittim. Biraz kalabalıktı sanki... Kapıdaki güvenliğe pasaportları verdik ve sıramız gelince X-ray'den geçmek üzere içeri ilk adımı attık. X-ray'den geçip fiş için sıraya girdim. Açıkçası sırada beklemek çok sıkıyor. İçimden olmadık, abuk subuk iğrenç şarkıları söyleyerekten vakiti geçirdim ve sıra bana geldi. Onca belge toplamıştım ama öğrenci belgemi bile almadılar. Sadece transkript, dekont ve isimlerini hatırlamadığım 3 ingilizce evrak daha. Klasik evrak düzenleme ve fiş alma işlemlerinden sonra gişelerin olduğu salona geçip aşağıdaki resimdeki bayık kurbağa gibi oturarak sıramın gelmesini beklemeye başladım.



    Velhasıl sıra numaram geldi ve sarı saçlı güler yüzlü ve sesiyle beni neşelendiren "parmak izi alıcı" bayanın olduğu gişeye gittim:


    + : Ben
    - : Görevli

    - Hi!
    + Hi!
    - i will take your fingerprints. Firstly left four finger like this. aha... Tenk you..
    + heehheee..
    - Now your right hand's four fingers like this.. Ahaa.. Thank you..
    + ehuheee..
    - Now your both hands' first fingers like this.. Errmm.. Can you rub your hand with your t-shirt (Buna benzer bi cümle kurmuştu tam hatırlamıyorum) (birsürü dosya tutmaktan sağ elimin başparmağı terlemişti)
    - A-ha.. Thank you.. We will call you again.
    + Ok, thank you.

    Epey bi süre sıramın gelmesini bekleyip ortamda geçen konuşmalara kulak misafiri olduktan sonra beklenen an geldi ve numaram yandı. Hızlı adımlarla gişeye doğru yürüdüm, çünkü alışmışım; Türkiye'deki bankalarda gişede numaram yandığı zaman 5 saniyen var. Sonra hemen numaran geçer. O manzarayı gözüme getirerek hızlı adımlarla gişeye vardım:

    + Hi!
    - ... (evrakları düzenliyor cevap vermedi)
    - Hi "Abdülselam!". (Belgelere bakıp ismimi okumaya çalıştı)
    + Hi!
    - How are you?
    + I'm fine, thank you. what about you?
    - Thank you. You want to go USA, right?
    + Yea. I want sir.
    - First, i must test your English ok?
    + No problem, its ok.
    - So.. Where will you planning to work?
    + in bla bla, at bla bla.
    - Do you know about your job?
    + Absolutely yes. I will work as a X worker.
    - So.. When will you be graduated?
    + 2 years later.
    - Errrmm... I am looking your GPA. Seems like a good average. What is your GPA?
    + Two point fourtyfive sir. And i will increase it from 2.45 to 2.55 or over at the end of spring semester.
    - Well... Did you read it? (Elimdeki antitrafficking formunu gösteriyor. Bu arada suratı sürekli somurtuyor. Belli ki günde 54756856445 kişiye vize vermekten sıkılmış)
    + Yea. It mentions about my rights in USA. And it's written that my employer can not discriminate me about my origin, my language or any other things. Also, if i come across with a problem or i am in danger, i must call 911. (bu cümleden sonra nedense yüzü gülmeye başladı. Tam nedenini merak ediyordum ki..)
    - Great! Its so important; every one who awaits for the visa must know their rights while in USA. (belki waits demiş olabilir ama ben awaits anladım) And i must confess that your English is impressing.
    + Thank you for compliment but i need more and more practise.
    - So... Senin bussiness onaylandi. UPS kargo disarida. Oraya git. İyi tatiller "Abdülselam". (Adam Türkçe konuşmaya başladı. Ben dumur oldum, ne diyeceğimi bilemedim.)
    + Eyvallah. Tenk yu, sağol. Have a good day.

    (PS:Vizedeki memur insanının dediklerini tam hatırlamıyorum ama 3 aşağı 5 yukarı bu şekilde konuşmuştu.)
    (PS2: İsmim Abdulselam değil, emsal teşkil etsin diye verdim.)

    Ve vizemi aldım. Zaten benden önceki 464784 kişiye de vize verdiler. Red alan yoktu. Kaldı ki daha önce okuduğum bir başlıkta bir arkadaşımızın dediği gibi kulak misafiri olduğum konuşmalardan birisinde arkadaşımızın biri sadece "hi. yes. yes. no. yes. no. no. thank you." diyerek vizeyi aldı. Tamam biraz abartmış olabilirim ama buna yakın bi görüşmesi vardı. sanırım notları 2'nin altında olanlara da verdiler vizeyi.

    Giriş ve gelişme bölümünden sonra sonuç bölümü: Düşündüğünüz kadar kasmanıza gerek yok arkadaşlar. Çünkü düşünmediğinizden daha az kastıracaklar sizi. Bakın düşünmediğinizden daha az diyorum.. O kadar kolaymış yani vizeyi almak.. Hatta siz almıyorsunuz, onlar neredeyse zorla veriyorlar vizeyi. Saygılar efenim.

    PS3: Fiş almak için kuyrukta beklerken arkadaşların bazıları "içeride şöyle böyle soruyorlarmış. Ona şu cevabı veririz buna da bu cevabı veririz" gibisinden konuşuyorlardı. Gözlemlediğim kadarı ile quiz olacaklarmış gibi bir hava vardı ve bu yüzden de heyecan yapıyorlardı. İlk kez girecek arkadaşlar; sakin, dingin, Bezgin Bekir gibi, Usta Splinter gibi olmak lazım. Heyecan yaptıkça kuracağınız cümleler birbirine girebilir. Relax..
    adam senin ing. konusmandan sıkılmış olacak ki türkçe konuşmaya başlamış

  11. #11
    Site Yöneticisi break - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Mesajlar
    5.193
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart

    Tebrikler ayrintili yazi ile daha hos olmus.
    # Holiday in America: 2008 , 2009 , 2010 ...

    # Internship in Israel: 2011 ...

    # MSc. and I. Europe Trip: 2012 ...

    # Retired Worker & Traveler: 2013 ...

    # Maldive Island: 2016

    # II. Europe Trip: 2017

  12. #12
    Acemi Watçı
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    30
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    Alıntı break Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Tebrikler ayrintili yazi ile daha hos olmus.
    Eyvallah. : )

  13. #13
    Acemi Watçı
    Üyelik tarihi
    Oct 2010
    Mesajlar
    34
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    sana puanım dohuz kankam.hayırlı olur inş dönüştede beraber olaydık iyiydi ama

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. Birkaç Ufak Detay
    Konu Sahibi anton Forum Serbest Kürsü ve Anket Bölgesi
    Cevap: 3
    Son Mesaj : 11-06-2010, 01:45 AM
  2. Dikkat!Ev Kiralarken Depozitoya dikkat!
    Konu Sahibi memetcetinkaya Forum Konaklama Şeçenekleri
    Cevap: 19
    Son Mesaj : 06-06-2010, 04:28 PM
  3. 17 mayıs vize görüşmesi
    Konu Sahibi fituji Forum 2010 Vize Görüşmeleri
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 19-05-2010, 03:30 AM
  4. 24 mayıs vize görüşmesi
    Konu Sahibi e_can Forum 2010 Vize Görüşmeleri
    Cevap: 4
    Son Mesaj : 05-05-2010, 10:51 PM
  5. Vize görüşmesi !
    Konu Sahibi 10712056 Forum Soru-Cevap Alanı (Yardım Masası)
    Cevap: 5
    Son Mesaj : 18-04-2010, 11:25 PM

Bookmarks

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •