Vocabulary Inside! (Kelime Öğrenme Sistemi)

[Fiorex]

Merhaba Arkadaşlar,
İşte size Turkishwat.com'dan yeni bir hizmet daha ! Vocabulary Improving System ( Kelime Haznesi Geliştirme Programı). Bu alana isteyen herkes belirlediği yeni kelimeyi, cümle içinde kullanımları ile birlikte yazıyor ve bütün kelimeleri konunun ilk mesajı olan bu mesajda karşılıkları ile birlikte indexliyoruz...Bu proje ile birlikte hem kendi haznemizi geliştiriyoruz hem de birçok Work and Travel öğrencisine eşşiz bir kaynak yaratıyoruz. Şimdiden herkese başarılar!

Önemli Uyarılar : Konu dışında olan tüm mesajlar açıklama yapılmazsızın silinecek, ilgili üyelere 1 günlük uzaklaştırma cezası uygulanacaktır.

* Konunun bütünlüğünün sağlanması açısından ilk mesajdaki örnek renk kalıplarını kullanmanızda yarar var.

turkishwat.net
__________________________________________________ _______________

INDEX

VOMIT = Kusmak
ACCEPT = Kabul etmek, onaylamak
FASCINATING = Büyüleyici, etkileyici
CONTAGIOUS = Bulaşıcı
PROFOUND = Derin
SUBSCRIBE = Abone olmak
IMPROVE = Geliştirmek
DEDICATE = Adamak
SUPPLY = Tedarik etmek
DEMAND = İstek
GET RID OF = Kurtulmak, başından savmak
EXTRAVAGANT = Müsrif, Savurgan
FETCH = Getirmek
FIGURE OUT = Anlamak, çözmek
SKIM = Taramak, göz gezdirmek
BUCKLE UP = Bağlamak (Em.Kemeri vs)
AMONG = Arasında, arasına
IDEA = Fikir, düşünce
REMAIN = Aynen kalmak, geriye kalmak
MESS = Karışıklık, düzensizlik
AWARD = Ödül
UPSET = Üzgün
INTENTION = Maksat, niyet
DEBATE = Tartışma
DECADE = 10 yıllık süre zarfı
PICK OUT = Seçmek
GET TO = Ulaşmak
LOOK OUT FOR = Beklemek
GIVE UP = Bırakmak
AWESOME = Harika
WISH = İstemek, Dilemek
CONTINENT = Kıta, anakara
WITHDRAW = Parayı hesaptan çekmek, geri çekilmek
UNIQUE = Eşsiz, yegane
BILATERAL = İki taraflı
FRAGILE = Kırılgan
CONFIRMATION = Doğrulama
RIVER = Nehir
CASH = Nakit
COME OFF = Çıkmak, kopmak
FAITH = İman etmek, inanmak
EXCHANGE = değiş tokuş, değişim
MELT = Erimek-eritmek
EXCEPT = Hariç tutmak, dışında tutmak
BE CAREFUL (WATCH OUT)= Dikkat etmek
ANYHOW = Her nasılsa, ona rağmen
CONVINCE = Israr etmek
CONSIST = İkna etmek
COMPARE = Karşılaştırmak
DISDAINFUL = Küçümseyen, kibirli
GLACE AT = Bakmak, göz atmak
PORRIDGE = Bir tür yulaf ezmesi
PRECONDITION = Ön koşul
FRANKLY = Açıkçası
SHORTCOMING = Kusur, ihmal
FAMILIAR = Tanıdık, bilinen
UTTER = Düpedüz
TRUST = Güven-mek
HUMBLE = Alçakgönüllü
FEAR = Korku
TWIST = Burkmak
ANNOUNCE = İlan etmek
BLOW= Üflemek
ALIVE = Canlı
GROW UP= Büyümek

[Fiorex]

VOMIT : Kusmak
I was almost vomiting ---- Az kalsın kusuyordum

ACCEPT: Kabul etmek, onaylamak
I never accepted him as president----Onu hiçbir zaman başkan olarak kabul etmedim

FASCINATING: Büyüleyici, etkileyici
I watched fascinating show this morning on CNN---Bu sabah CNN'de etkileyici bir şov izledim

[anton]

well done fiorex looks lıke thıs gonna be very useful for everyone here...
here are my words

CONTAGIOUS: Bulaşıcı
he is caught to very contaigious disease---O çok bulasıcı bır hastalıga yakalandı

PROFOUND: Derin
the story you told was pretty profound--- Anlattıgın hikaye oldukça derindi

SUBSCRIBE: Abone olmak
in order to purchase you need to subscribe--- Satın alabılmek ıcın abone olman gerekıyor

[m3lijh]

Improve:Geliştirmek
Education of my university is 100% English, so I have to improve my English

Dedicate:Adamak
She dedicated herself for the future of children

Supply:Tedarik etmek
We are ready to supply your requirements

Demand:İstek
Your demands are instruction for us

[ozgursum]

benden de baslangic icin 3 kelime

Get Rid Of: Kurtulmak, Basindan savmak
You must get rid of these old shoes !--- Bu eski ayakkabilardan kurtulmalisin !
Extravagant: Musrif , Savurgan
Women are too extravagant --- kadinlar cok savurgandir.
Fetch:Gidip getirmek
Fetch the bottle to me --- Siseyi bana getir

[YETO]

Dedicate:Adamak
She dedicated oneself for the future of children

fazla copy paste yapma
she dedicated oneself olmaz she dedicated herself
okey my new words are here :

figure out=understand
The police are still trying to figure out who killed Jackson.

skim: look over
I was skimming the book while i was waiting for her in the library.

buckle up: to fasten seatbelt
do you guys all buckle up whilst driving?

[Fiorex]

AMONG = Aralarında, arasına
The ball is hidden among the balloons-----Top, balonların arasında saklı

IDEA = Fikir, düşünce
That was a good idea.------ İyi bir fikirdi.

REMAIN = Aynen kalmak, geriye kalmak
How many exams remain to be take--- Geriye kaç tane gireceğin sınav kaldı?

[anton]

MESS:karışıklık düzensizlik
what is all that mess---Bu ne karışıklık boyle

AWARD:Ödül
Michael C. Hall got the golden globe award for his role in dexter---Michael C. Hall dexter daki rolü için golden globe odülünü aldı

UPSET:Üzgün
Everybody is upset because of NBC's decision on conan obrien show---NBC nin conan obrien hakkındakı kararı yuzunden hersek üzgün

[anton]

İNTENTİON:Maksat Niyet
We dont know his intention on the matter--- Konu üzerindeki niyetini bilmiyoruz

DEBATE:Tartışma
There is a debate between China and İndia about border issue---Çin ve Hindistan arasında arasında sınır sorunu nedeniyle tartışma var

DECADE:10 Yıllık süre
Nobody remember a thıng from past decade--- Kimse geçen 10 yıldan birsey hatırlamıyor

[Roma]

Pick out Secmek
Melissa picked out a shirt and brought it to the dressing room.

Get to Ulasmak
I'm just calling to see if the letter I sent has gotten to you yet.
Look out for Beklemek
Look out for the waiter and ask him for some water if he comes by.

[anton]

GİVE UP:Vazgeçmek
Dont give up no matter what-- Ne olursa olsun vazgecme

AWESOME:Harika
we have an awesome idea---Harika bir fikrimiz var

WİSH:İstemek Dilemek
I will show you the car if you wish--- Eger istersen arabayı gosteririm

[Fiorex]

CONTINENT = Kıta
İstanbul, the only city in the world on two continents --- İstanbul iki kıta üzerinde bulunan dünyada ki tek şehirdir.

WITHDRAW= Parayı hesaptan çekmek, geri çekilmek
I would like to withdraw hundred dollars from my account - Hesabımdan yüz dolar çekmek istiyorum

UNIQUE = Eşşiz, yegane, tek
Unique cars for sale in Turkey---- Eşşiz arabalar Türkiye'de satışta..

[anton]

BİLATERAL:İki taraflı
Bilateral relationships between countries is quite important---Ülkeler arasındaki ikili iliskıler oldukca onemlıdır

FRAGİLE:Kırılgan
Careful!Fragile items---dikkatli olun kırılgan parçalar

CONFİRMATİON:Dogrulama
Did we get confirmation about suspect---Supheli hakkında dogrulama aldıkmı?

[Fiorex]

River : Nehir
What is the longest river in the world? - Dünyanın en uzun nehri hangisidir?

Cash : Nakit
I will pay cash .- Nakit ödeyeceğim.

Come off = Çıkmak
The gloves must come off - Eldivenler çıkmalı

[anton]

HUGE:Büyük kocaman
We have huge support behınd us---Arkamızda büyük bir destek var

DESPERATE:Umutsuz
People get desperate so easily---İnsanlar kolayca umutsuzluga kapılıyor

LUNATİC:Deli Çılgın
he acts like lunatic--- Deli gibi davranıyor

[Fiorex]

FAITH : İman, inanmak.
You gotta faith --- İman etmelisin.. İnanmalısın

EXCHANGE : Değiş tokuş, değiştirmek
WAT is a Cultural Exchange Program. - WAT kültürel değişim programıdır.

MELT : Erimek, eritmek
Snow started to melt --- Kar erimeye başladı.

[break]

EXCEPT: Hariç tutmak, dışında tutmak, ayırmak.

I like all of vegetables except broccoli. - Brokoli haric tum sebzeleri severim.

BE CAREFUL (=WATCH OUT): Dikkat etmek

Watch out for pickpockets! - Yankesicilere dikkat et.

ANYHOW: Her nasilsa, ona rağmen, nasıl olsa, her ne olursa olsun.

I did it anyhow. - Ona rağmen yaptım.

[m3lijh]

Convince:İkna Etmek
You should convince sellers to buy to cheaper it-Onu daha ucuza almak için satıcıları ikna etmelisin.

Insist:Israr Etmek
You dont insist on about deal-Anlaşma üstünde ısrar etme.

Compare:Karşılaştırma yapmak
If you want to buy to cheap it, you should compare them-Eğer onu ucuza almak istiyorsan, onları karşılaştırmalısın

[YETO]

disdainful :küçümseyen, kibirli
glace at : bakmak, göz atmak
porridge: bir tür yiyecek ( yulaf peltesi)

She glanced out of the window disdainfully at the porridge that the little boy ate.

[anton]

PRECONDİTİON:Ön kosul
Both sides want to talk without precondition--- İki tarafta önkosulsuz konusmak istiyor

FRANKLY:Açıkça-sı
Frankly I dont know the truth---Açıkçası gerçegi bilmıyorum

SHORTCOMİNG:Kusur İhmal
They tried to hide their shortcomings---Kusurlarını gizlemeye çalıstılar

[Fiorex]

Familiar = Tanıdık, bilinen
It seems familiar --- Tanıdık gözüküyor.

[anton]

UTTER:Düpedüz
whole story is utterly lie---Bütün hikaye dupedüz yalan

TRUST:Güven-mek
A man who doesn't trust himself can never really trust anyone else--- Kendisine güvenmeyen bir adam baskasına hiç güvenemez

HUMBLE:Alçakgönüllü
Be humble but not so much because nobody is that great---Alçakgönüllü olun ancak çok fazla degil çünkü kimse o kadar mükemmel degil

[Fiorex]

Fear : Korku
You gotta beat your fears... Korkularını yenmelisin

Twist : Burkmak
He twisted my arms ... (o) Kolumu burktu

[cinobili01]

announced:ilan etmek
the despair of the workers,the company announced the closure of the factory

(çalışanlar fabrikanın kapanmasının ilan edilmesini umutsuzlukla bekliyorlar)

blow:üflemek
she blew onto her coffe to cool it down

(o kahvesini soğutmak için üfledi)

alive:canlı
ıt was a bad plane crash,they were lucky to be alive

(onlar kötü uçak kazasında şanslarıyla hayatta kaldılar

[Fiorex]

Grow up= büyümek
How did he grow up without me realizing it? - (O) Ben farketmeden nasıl olduda büyüdü?

[mustafa61]

bump=TUMSEK
GENELDE YOL KENARLARINDA BUMP LEVHASINI GORDUGUNUZDE ILERIDE KASIS OLDUGUNU BELIRTIR