Merhabalar herkese,

Öncelikle hikayem birazcık uzun soluklu olacak ve bu yazdıklarımı okuduktan sonra sizlere oldukça güzel tecrübeler bırakacak olmayı ümit ediyorum. Ayrıca hikayem bolca drama,aksiyon,entrika içerir bilginize..

Gelin hikayenin en başına bakalım öncelikle wat maceram nasıl başladı, nasıl karar verdim. 5 dakika içerisinde böyle bir serüvene atlamam, yanımda en yakın dostum ile beraber gidiyorduk hayaller ülkesine..

Aile fertlerinden izinler alındı. Kenarda binbir zorlukla biriken paralar hazırlandı. V.(beraber gittiğim dostum) V. elindeki tek birikim olan arabasını değerin altında satarak yola çıkmaya hazırlandı.

İş fuarında hazırlık yaptığımız fakat iki garip işverenin oyununa geldiğimiz için birinci seçimimiz( ki kesin olarak bakıyorduk) florida destindeki garsonluk işi elimizden uçup gitti.(İşverenler kimseyi almadan geri gittiler bu arada) Tüm işverenler yüzyüze yapıyor görüşmeleri. Etrafımızdaki insanlar sevinçten uçup teker teker işlerini kaparken biz ise kedinin ciğere bakması misali ne yapacağımızı kara kara düşünüyorduk. Ta ki tüm lanetin başladığı nokta olan Fudgery adlı işi bulana kadar. İşi kapmamız için herkesin şarkı söylemesi gerekiyor işverenlere karşı. Orada yapılan şebeklikleri ömrüm boyunca unutmam sanırım. Sıra bize geldi New Orleans'ı seçtik. Neden seçtik veya neye istinaden seçtik inanın hala anlam veremiyorum. Görüşmeye girdik. Basit soruları geçtikten sonra dananın kuyruğunu koparan an gelmişti..

Şarkı söyleyebiliyor musunuz ?

98 Tarkan Şımarık ruhu tekrardan bizde canlanıverdi. Karşımızda Obama bile otursa o an o şarkıyı yine o ruhla söyleyebilirdim. Çünkü o işi almam gerekiyordu. İkinci nakaratta yakalarsam Kiss Kiss kısmını beraber söyleyerek işi tam 12 den isabet ile kapmıştık. İşverenler mutlu ( sanıyorlar ki türk pop star aldık.) Ama bende soru işaretleri, biz niye bu kadar mutluyduk. V. kapıdan çıkarken bütün lobiyi inleten bir yihaaa çıkıverdi ağzından.

WAT hazırlık sürem boyunca o kadar çok araştırma yapmıştım ki destindeki en önemli nokta olan kalacak yerlerimi bile hazır bekletiyordum. New Orleans ile ilgili araştırmalara hız verdim. Yanlız bir sorun vardı..
New Orleans WAT öğrencilerinin pek tercih etmediği noktaydı. Housing gerçekten zordu. Öğrenci noktaları yardım alınabilecek hiçbir ofis mevcut değildi NOLA'da.(New Orleans kısaltması)

Bu temel sorun beraberinde yeni sıkıntılar meydana getirecekti. Gelelim ilk kısım olan yolculuk öncesine ve New Orleans'a seyahatime.

Vize görüşmeleri için Ankaradaydık. Meşhur Çinli hanımefendi beni bankonun arkasında ahiret soruları sormak için hazır kıta bekliyordu. Bunu neden söylüyorum benden bir önce giren arkadaş yaklaşık 15 dakika kontra ataK soruya maruz kaldı. Numara gözüktü, 11 numaralı banko( yanlış hatırlıyor olabilirim.) Karşısındaydım ama bir sorun vardı. Bankonun höporlörü bozuktu. Bunun anlamı 10 Cm kalınlığındaki camın arkasında size sorularını iletiyor ve sizin tek seçeneğiniz belgelerin teslim edildiği banko boşluğuna kafayı dayamak suretiyle sorulan sorulara cevap verme gerekliliği. Göz kontağı kurmaya çalışma kulağı banko boşluğuna götürme eşliğinde 10 dakika süren konsolosluk köprüsü sınavı bittiğinde Your visa has been approved kağıdını elime tutuşturmuştu. V. şanslıydı çünkü diğer görevliye denk gelmişti 5 dakika içerisinde o da vizeyi kapmıştı.

21 Mayıs 2015 Yolculuk vakti,

Herşeyimiz tamamdı gerçekten yanımızda V. ile beraber bu işe koyulmamızı sağlayan Y. de geliyordu. İlk etap Amsterdam, arkasından Atlanta oradan biz Nola'ya o ise DC arkasında Ocean City'e geçicekti.

İlk kontrol noktası biletlerimizi kestik. Apronda artık uçuş saatimizi bekliyorduk. Son güvenlik noktası gerekli evrak kontrolleri sırasında bummm... DS-2019 Belgemin olmadığını söyledi güvenlik görevlisi. Bunun anlamı passaportundaki visa belgenizin hiçbir anlamı olmadığı, o belgesiz Amerika sınırlarına girmen mümkün değil denildi. Hayatımın belkide en kötü anına tanık oluyordum. V. ve Y. hali hazırda kontrol noktalarını geçti. Havayolu şirketi yetkilisi bana belgeyi gün içerisinde bulursam yarın aynı saatte gidebileceğimi aktardı. Fakat sorun şu ki ben belgeyi nerede bıraktığımı bilmiyordum. Sonra acı an aklıma geldi. Gece yarısı tüm belgeleri taratıp mail adreslerine göndermiştim. Bu belgeleri internet kafede yapmıştım sabahın ilk saatleri en büyük destekçim Babam dış hatlarda beni bekliyordu. Hiç konuşmadan sürüyordu arabayı kendim stresten dolayı ateşlendim ve midemde inanılmaz ağrılara maruz kalıyordum. internet kafenin önündeydik, tahmin ettiğim gibi gece beni lafa tutan adam gülerek abi belgeni almayı unutmuşsun dedi.. Hata benimdi böyle bir işi son güne bırakmış olmam double check yapmamış olmam bunları getirdi.(Herkese benden tavsiye işinizi son güne bırakmayın.)

Evdeydim önümde 16 saatten fazla bir süre vardı. Fakat yorgundum,hastaydım, tüm heyecanımı yitirmiş durumdaydım. İlaç takviyeleri kabus nöbetleri arkasından tekrardan havaalanına gitme vakti gelmişti. Kararsızdım başarabilirmiydim ? Bir gün öncesinde amerika kıtasını feth edecek gücüm varken ertesi günü sadece yürüyebilecek kuvveti kendisinde bulan bir bireye dönmüştüm. Tekrardan oradaydım biletlerim kesildi. Yetkili hanımefendi hiçbir kesintiye uğramadan tüm biletlemeyi tekrardan gerçekleştirdi. Normalde böyle bir durumda cezai ödeme 400$ civarında veyahut üzerinde olacağını aktardı. Büyük teşekkürlerle tekrardan aynı kapıdaydım. Ücretsiz CIP Lounge giriş kartı yaptıkları belge kontrolu hatasından dolayı özür mahayitende verildi. Ama midem sadece su içmeyi ve bilgisayarda New Orleanstaki müsait olan hostel arama işine odaklanabiliyordu.(Çünkü gitmeden sadece 1 günlük rezervasyon yapmıştım.) What a big mistake !! Etrafımdaki insanlar birşeyler yiyip içerken onların arasında hayalet gibi duruyordum..

İlk nokta Amsterdam 22 Mayıs 2015,

Sorunsuz bir uçuşla Amsterdam'daydım. İndiğim anda o boğucu schipol havaalanını neden aktarma noktası olarak seçtiği sorguluyordum. Paris'teki kontrollerin sıkı olduğunu Roma'nın sorunlu bölge olması geriye Amsterdam seçeneği kalmıştı. Vize kontrol noktasında sıradaydım. Passaportlar gösteriliyor iki üç standart prosedür sorular ve arkasında o yeşil küçük etiket. Sırada ben vardım. Sorular başladı devam etti, sürdü devam etti, görevli o kadar çok soru yönelttiki zaten varolan panik halim iyice arttı. DS-2019 belgem ve passaportum bir gidiyor geri geliyor sonra görevli tekrardan bir yere gidiyor. Yaklaşık 15 Dakika sürdü bu sorgu. Sonrasında gülerek uçağınız 3 saat rötarlı iyi yolculuklar dedi ve gitti..

Bitmiyordu aksilikler bir şekilde o 3 saat ve arkasından gelen 9 saate yakın uçuş bitti. Atlanta'ya varmıştım. U.S Custom and Border formunu uçakta iken doldurmadığım için direk kontrol noktasında hallettim. Ülkeye girişim onaylandıktan sonra son adım olan New Orleans uçuşuna gidiyordum. Daha boarding pass için sıraya gelmeden ekranda güzel bir (two hours delay) görünüyordu. Biletlemeyi çinli çok tatlı bir teyze yaptı. Biletimi alıp kontrol noktalarını geçerek metro ile gidiceğim noktaya geçtim. Burada yaşadığım sahne çok komikti. Boarding zamanı geldiğinde business yolcuları tek tek uçağa gidiyordu. Ben daha biletimi kontrol etmemiştim. Uykusuzluk ve yorgunluktan inanın sadece yürüme yetisine sahiptim. Merak edip business için son çağrı sırasında boarding passte gördüğüm ibarede business class görüp kısa bir şaşkınlığın ardında arkada kalanlara business bakışı atıp son kişi olarak girdim uçağa.( Çinli Teyzeye buradan selamlar.)

Hikayenin özünü aktarma zamanı,

23 Mayıs New Orleans akşamüstü.
V. ile uzun telefonlar sonrasında buluşmam ve NOLA'daki tüm hostellerin ve düşük bütçeleri otellerin dolu oluşu konaklayacak yer bulamayışımız.