Toplam 26 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 26 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: hellguard @ gulfport, new orleans, pensacola, memphis, orlando, miami, new york city

  1. #1
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart hellguard @ gulfport, new orleans, pensacola, memphis, orlando, miami, new york city

    Arada sırada vakit bulduğumda kurduğum siteye bazı anılarımı aktarıyordum. Şimdi Türkiyedeyim dün döndüm ve tüm anılarımı sizinle de paylaşıyorum. umarım keyifle okursunuz

  2. #2
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Kasım gibiydi... Daha önceki senelerden aklımızda kalan Amerika rüyası için ailelerimize danışmaya karar verdik. Öncesinden gayet iyi araştırdık ve Abd'ye en çok öğrenci gönderen şirketi tercih ettik. Ailelerimizin de iznini alarak görüşmeler başladı. Program hakkında detaylı bilgiler aldık ve bir maceradır atıldık. Atalarımız herşey için çokça laf söylemişler sağolsunlar. Bu durum için de en geçerlisi "Bindik bir alamete gedeyoz kıyamete" idi.
    Peşinatlar, taksitler, iş fuarları derken işimizi Amerika'nın doğa harikası, şu kartpostallardaki rengarenk ağaçların olduğu, New York ile Kanada arasındaki Vermont eyaletinin Manchester kasabasında bir hotelde seçtik... İş içimize yatmamıştı ama doğal güzelliklerin yanı sıra Albany, Boston, New York City, Niagara Şelalesi gibi yerlere olan yakınlığından dolayı çok da memnun kalmıştık.
    Derken araştırma süreci ve bir dönüm noktası olan vize sürecine girdik. www.turkishwat.net bu aşamada işimize çok yaradı. Work and Travel düşünen herkesin uğraması gereken bir site gerçekten. Daha önce vize görüşmesini tecrübe etmiş arkadaşların paylaşımları ve verdikleri bilgileri derleyerek soru-cevap şeklinde gelebilecek soruları ve vereceğimiz yanıtları belirledik. Sabah 6 gibi yola çıktığımızda 6.25te konsolosluktaydık. Randevumuz ise saat 7.45te idi. Oturduk bir cafeye birer çorba içtik heyecandan olan miğde bulantımızı geçirsin diye. Gittiğimizde 5-10 kişi vardı bekleyen zaten ama kalktığımızda rakam 30-40 olmuştu. "Ne çok giden varmış demek geldi içimden". Sonra hava alalım diye çıktık mekandan şöyle bir turladık ama görevliler konsolosluğa bırakın girmeyi yaklaştırmıyorlar bile. Derken yağmur atıştırmaya başlayınca geri geldik cafeye ve birer çay içiyorduk ki saat 7.25 olunca birer ikişer sıraya girildiğini gördük ve biz de yerimizi almak için ayaklandık. Listeden randevu saatimize ve ismimize baktılar onayladılar sıraya soktular. Burada tekrar baktılar ve gerekli belgeleri gözden geçirmemizi istediler. Baktık eksik yoktu ama fazla çoktu. 15-20 belgeden sadece 3 tanesini istediklerinde veryansın edecek duruma geldik ama işin ucunda vize vardı uslu uslu sıramızı bekledik ama hala konsolosluğun dışındaydık. Teker teker içeri alıp üst araması yaptılar ve görüşme yapacağımız banka veznelerini andıran salona yöneldik. Parmak izi verip belgeleri teslim edince oturduk koltuklara ve sıra numaramızın yanmasını bekledik. Burası lüks ve çok yoğun bir banka veznesini andırıyor ve tamamen Abd toprağı sayılıyordu. İçeri girmesi bir dert çıkması ayrı dert resmen bir kaleydi. Gözlemlerimizi yaparken görüşmesi devam edenlere kulak kabartıp neler sorduklarına ve nasıl sorduklarına bakıyorduk. Ayça 617 iken ben 618 idim. Tabi ben gayet rahat nasıl olsa Ayça girecek benden önce ben de kulak kabartıp tecrübelenip girecektim diye. Bir kadın, tipik amerikalı, sarışın, gözlüklü, asık suratlı gelene geçene red veriyor. Türkçe açıklamasını yaparak. Bakıyorum çocukların ingilizcesi benden iyi notları benden yüksek ama red alıyorlar içimde bir korku tufanı başladı "Ne olur Allah'ım bu aksiye denk gelmeyelim" derken sıra 610a kadar ilerliyor. 613e sıra geldiğinde yine aynı kadından çocuk red alıyor ve gidiyor bir de bakıyorum 618 yanıyor ve sıra o kadında. "Ben bittim" diyerek heyecanlı şekilde kalkıyorum yerimden ve gidiyorum yanına gülücükler saçarak. Gömlek üstü kazağımı giyip saçlarımı da yalatmıştım masum bir ifadeyle bakıyorum kadına. Nerede okuyorsun, Kaçıncı sınıftasın, Ortalaman kaç, Nereye gidip ne iş yapacaksın, Baban ne iş yapıyor, Abd'de tanıdığın var mı, Yurtdışına hiç çıktın mı gibi sorular soruyor ve maksimum beşer kelimelik yanıtlar vererek kendimden emin bir şekilde konuşuyorum. Son cümlesini söylemeden önce bana bir kağıt vermesi gerekiyordu pasaportumla beraber ve onu uzattığını görünce heyecan zirve yaptı kadının son cümlesini anlayamadım. Acaba verdim mi dedi, Sen eksik belgeleri gönder bakarız mı dedi, bi düşünelim de haber veririz mi dedi çelişkisi tam 3ay beynimi bulandırdı karıştırdı. Neyse görüşmem bittiğinde herkes gibi çıkmayıp Ayça'nın yanına oturup moral vermeye çalıştım çünkü o durumda gerçekten morale ihtiyacı vardı. Öss'de bile bu kadar heyecanlanmamıştı.
    Sıranın karışık ilerlediğini farkettikten sonra her an gelebilir düşüncesiyle bekliyoruz ve hemen karşımızda görüşen adamın ne kadar hızlı ve anlaşılmaz konuştuğunu ama bi o kadar da güleryüzlü cana yakın olduğundan bahsediyoruz. Ayça inşallah o gelmez derken numarası yanıyor ve adamın karşısına geçiyor. Adam iyi niyetli.. Heyecanını üstünden atsın diye Ayça'ya haftasonu naptın diye soruyor ama çalıştığımız diyaloglarda bu soru yoktu!!! Ve Ayça tıkanıp kalıyor ve sadece "I'm excited" diyor. Adam da hayır heyecanlı olmamalısın diye telkinde bulunuyor. Yine aynı diyaloglar devam ederken "Hangi bölümde okuyorsun" sorusuna yanıt "Food Engineering" olunca adam direk bu bölüm okuyanlar ne yapıyor diyor ve Ayça toparlayıp analiz yapıyoruz derken adam gıda mı üretiyorsunuz diye güzel toparlayıcı bir soru soruyor "Yes" yanıtıyla sorularına devam ediyor. Ailesinin mesleklerini söylerken şanslı olduğunu dile getiriyor ve beklenen yeşil kağıdı uzatıyor ama yine heyecandan son cümleyi anlayamayıp oradan ayrılıyoruz... 3 ay sonra pasaportlarımız vize basılı şekilde elimize ulaşıyor.
    Tam sevinirken danışmanımız Hale arıyor ve işlerimizin iptal olduğunu benzer lokasyonda yeni iş aradıklarını iletiyor. Şok olmuş durumdan kurtulmamız zaman alsa da Meksika Körfezinin kuzey kıyısı, Amerika'nın güneyi, Teksas ile Florida'nın ortasındaki Mississippi eyaletinin Gulfport şehrinde bir restaurantta çalışacağımızı duymamız biraz olsun içimizi rahatlatıyor. Mc donalds olunca da içimiz hepten kararıyor.
    Katrina Kasırgasının vurduğu bu yerde ingilizcemizi daha çok geliştirebileceğimizi düşünerek umutlanıyoruz.
    Ama umutlarımızın boşa olduğunu anlamamız çok sürmüyor..

  3. #3
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Yola ciktigimizdan itibaren bir heyecan sardi hepimizi. Biraz uzgunluk biraz korku biraz da bir bilinmeyene gitmenin heyecani.
    Ataturk havaalanindan ciktigimizda guzelim Istanbul'un manzarasini seyrederken bulutlara daldik. Hersey iyiydi, yemek de guzeldi. Londra'ya indigimizde arandik tarandik sonra mail atabilecek bir yer aradik. Bulduk ama euro ya da pound ile calisiyormus. Bizde de dollar var neyse bozdurduk ama 2 euroya sadece 10 dakika durabiliyorduk. Neyse zaten @ isaretini bulurken 5dk gitti. En sonunda bulduk alelacele mail atabildik. Sonra bir de baktik ucaga yarim saat kalmis. Kosa kosa gittik bir yerlere trene bindik havaalani icinde indik yine kostuk neyse ki yetistik.
    Harika bir ucakti gercekten. Filmler diziler maclar muzikler vs. istedigimizi secebiliyorduk tabi hepsi ingilizce. Yemekler bol baharatliydi biraz midemizi bulandirdi ama yemek zorundaydik. Ekranlarda harita, hiz gostergesi, hava durumu vs hersey yaziyordu. New York semalarinda 3tur attirdi kaptan bize ardindan indik henuz hava kararirken. Ayca bol bol uyudu ama ben pek uyuyamadim. Havaalanina indik burada zenci bir adam sikinti yaratti ama hallettik gectik iceri ve uyumaya yer aradik. Banklari bulduk gorevlilere sorduk uyuyabilir miyiz burda diye hayir dedi bizi baska bir terminale gonderdi havaalani icinde. Trenle giderken valizimin bir tekerlegi koptu ve kabus gibiydi. Neyse gittik burada turkler ve cekik gozlu ogrenciler vardi bi yer bulduk uyumaya daldik ama gozunuz uyku gorsun. 15er dakikalik araliklarla gozleri acip tekrar dalmak cok fena. Neyse orada da gezdik biraz sonra gun agirdi ve bir servis bulup La Guardia havaalanina gittik. Burasi cok kalabalikti. Hemen valizleri verdik bir adamin yardimi sayesinde. Adam bize ucaginiz 12de saat 6 ne ariyorsunuz burda daha 6 saat var dedi ama derdimizi anlattik. Neyse girdik iceri icerde oturduk bekledik ve zaman geciverdi birden. Burdan da Andac'a mail attik. Bindik ucaga guzelce uctuk 2 saat ama Aycanin midesi bulandi inince istifra etti. Aktarmamizi yaptik Gulfport ucagiyla da 1 saat bile ucmadan indik yere.
    Guzel bir yere benziyor ama hic yaya yok. Biz de gezemiyoruz o yuzden yadirgayacaklar diye
    Hemen yanimizda bir market bulduk ve burdan ekmek,su meyve suyu gibi ihtiyaclarimizi karsiladik. Henuz cok kisiyle tanisamadik ama zamanla ayrintilari ogrenip yine yazacagiz. Simdilik bu kadar bir kac fotograf ekleyip kalkacagiz.
    Ben bir Turk ve Taylandliyla beraber kaliyorum. Ayca ise simdilik yalniz ama sali gunu ona da arkadas gelecekmis. Mudurumuz iyi birine benziyor. Ise pazartesi baslayacagiz.
    Herkese iyi gunler...

  4. #4
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Eksik kalan ayrintilarimizi simdi yazma firsati bulabildik anca.
    Ikimiz de ilk kez ucaga biniyorduk ve en cok kalkistan etkiledi bizi. Cunku midemizi berbat etti. Ama inislerde problem yasamadik. Londra ucaginda iskender tarzi bir yemek vardi bol bol icecekle beraber. Yaninda tatli ve salata da vardi.
    Londra'ya inip lavabo aradigimizda suyun sadece sicak aktigini farkettik. Bu arada Ingiltere yukaridan gercekten cok guzel gozukuyordu. Hayran kaldik.
    Ingiltereye indigimizde Lamborghini arabalarin tanitimi vardi ufak bir sok gecirip etrafi gezmeye basladik.
    New York ucaginda da bize bol baharatli tavuk verdiler. Son saatlerde de sandvic vermisler ama biz uyudugumuz icin kacirdik. Istemeye de cekindik bir daha. Kara gozuktugunde bir heyecan sardi. Gokdelenler bekliyorduk ama bir turlu goremedik. Her yerde beyzbol sahasi vardi. Evler site halinde gayet duzenliydi tipki google mapsteki gibi. 3 tur attik havada ve indik sonunda. Biraz rotarli indik buraya. Indigimizde uzun bir kuyrukta bekledik ve buradaki plazmalardan Michael Jackson'in oldugunu ogrendik. Amerikalilar sok olmustu resmen. Bu gun 3. gunumuz televizyonlarda hala O var.
    New York'tan sonrasi isin basit kismiydi ki nitekim de oyle oldu. Gectigimiz her yerde evler cok duzenli ve insanlar saygili cok.
    Aklima geldikce ekleyecegim, simdilik bu kadar...

  5. #5
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Ted bizi yurda getirdiginde direk evlerimizi gosterdi. Bu arada oda arkadasim Semih ile ve Onun arkadasi Semih ile tanistik. Oda arkadasimin 2. gunuymus. Diger Semihin ise son gunleriymis. Cunku master yapmis ve bitmis, askerlige basvurmus. Burada da 1. ayi. Ingilizcesini iyi gelistirmis bu bir ay icinde gayet rahat iletisim kurabiliyor. Bize gelince korkulan olmadi biz de insanlarla rahat konusmaya basladik bile. Ancak zenciler agizlarini yaya yaya konustuklarindan anlasamiyoruz. Bu dertten herkes yakiniyor. Amerikalilar bile.
    Ted bize c.tesi, pazar bos oldugumuzu soyledi biz de "OOO ne guzel gezicez bol bol dedik" O gece 6-7 gibi evlere gidip uyuduk. Sabah 8 gibi kalktik
    Disari adimimi attigimda ilk sokla karsilastim. Saat sabah 8de hava boyle sicak ise biz cidden yandik.
    Neyse ciktik gezmeye diye bir allahin kulu yok yaya olarak. Bize tuhaf tuhaf bakiyor insanlar yururken. Her evin onunde en az 2 araba. En fakirinde bile var. Neyse geri donduk yurda tam bu sirada Ibrahim diye bir arkadasla tanistik. Ama o da 2'de ise gitti biz yine sikintidan patla patla ne yapacagimizi sasirdik. Yan taraftaki bakkala gidip ekmek, su, meyve suyu falan aldik. Corba yaptik ictik ama yagimiz olmadigindan baska sey yapamadik. Nerdeymis oda arkadasim Semih geldi. Gittik diger Turkleri bulmaya. Beraber 500metre ilerdeki markete gittik. Burda fiyatlar ucuz. Bir kova dondurma 3dolar Cikip geldik birseyler yapip yedik. Makarna ve patates hasladik. Sonra da Sefika diye bir kizla ve Onun arkadasiyla tanistik ama kizin adini unuttum. Neyse Turklerle akin akin tanistik disari cikip gezdik biraz.
    2. gun de alisveris merkezlerine gittik. Bestbuy'a gittik. Elektronikler gercekten cok ucuz. Ordan cikip dolastik yine. 5 dolara tavuk hamburger yedik icecek sinirsiz ama bunlarin spritelari bile bir degisik ictigime icecegime bin pisman oldum. Ardindan ucuza ayakkabici gorduk ilerde ona giderken bir yagmur bastirdi ama taksici Kevin varmis. Bizim yurttaki ogrenciler ucuza gezdiriyormus. Onu aradik ama O da orayi bilmiyormus. Biz de Best Buya gelmesini soyledik. Tbi biz bestbuya giderken sirilsiklam olduk.
    Diger ev arkadasim da Kevin. iyi bir cocuk gercekten en kisa zamanda fotograflari koyacagim.
    Birazdan oryantasyona gidecegiz. Calisacagimiz yerler ve saatlerimiz belli olacak. 4 gun 9-10 saat calisiliyormus genelde. Hadi bakalim hayirlisi olsun. Bu arada buradaki arabalara deginmeden edemeyecegim. En baba jeepler 6bin dollar.
    Bir ayrinti da su bizim servisleri soylesem inanmazsiniz ama fotograflari cekip koyacagim en kisa zamanda. Normal limuzin, jeep; bir de limuzin hummer karmasi bir yaratik.
    Neyse bakalim saatimiz geldi daha sonra ekleyecegim yine bir seyler...

  6. #6
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Cuma gunu geldigimizde bize pazartesi oryantasyona baslayacagimizi soylemislerdi. Sabirla ve can sikintisiyla pazartesini bekledik. Pazartesi 9'da Roberth adinda biri geldi ve bizi McDonalds'in merkezine goturdu. Bunyesinde 20ye yakin restaurant varmis. Ve islerini cok ciddiye aliyorlar. Gercekten de burada adamlar 3 ogun McDonalds'da yiyorlar. Neyse yaklasik 1 saat gittikten sonra oryantasyon icin bizi toplanti odasina aldilar. Sorular sordular ve kiyafet verdiler. Denedik oldu ve yurda geldik.
    Ben' Lorraine Road diye bir yere Ayca'yi da Downtown'a yani sehir merkezine verdiler. Ikimiz de ayni servisle ayni saatlerde gidip gelecegiz. 4 gun calisip 3 gun tatil yapacagiz. Carsamba tum ogrencilere tatil, persembe cuma da bize tatil. Ise sabah 4te uyanip 5teki servisle gidiyoruz. Zor olmuyor cunku burada zaman kavrami yok. Sadece aksamlari muhabbeti birakip yatmak zor oluyor. Is de 2de sona eriyor. Ama sabahlari cok yogun oluyor.
    Neyse sali gunu sabah uyanip servise bindik. 2ye 5 bir kadin soforumuz var. Bir de kocasi var o da 3e 5.
    Isyerine vardik. Yanimda an yung van tarzi Kent adinda bir Tayvanli var is yerinde. Beraber gittik tanistim herkesle. Big Boss dedikleri mudur var zenci bir eleman, Hei Buddy What up? dedi cevabim I am Ok man oldu. Adam birsey demedi. Dirsekleri carpistirarak selam vermeyi de ogrendim.
    Neyse isi ogretmeye calisiyorlar bana ama turlu turlu makina turlu turlu yiyecek aklimda tutamiyorum hicbirini. Kimisini fazla kimisini az isitiyorum ama cok sabirlilar hicbir sey demiyorlar. Bir tepsi biscuits adinda kurabiye tarzi ama arasina et konulan kahvaltilik bir sey var onu yaktim No problem dediler ok dedim. 9-10 gibi asiri yogunluk oldu dukkanda ama basettik. Tayvanli arkadas sagolsun patron yalakasi cikti ne lazimsa ona soyluyorum gidiyor buzhaneden getiriyor. Su bitmis diyorum kosa kosa gidiyor. Cocuga 30dakika mola verdiler. 3dakikada geri geldi. Sagolsun vallah. Diger arkadaslar Katie, Marie, Anthony, Yuhanna falan ama hepsi zenci ve sisman. Mekan cok pis domuz eti kokuyor. Molada ne yemek istersin dediler tavuga yumuldum. Mushroom yer misin dediler, domuz eti yoksa yerim dedim cok da guzeldi yedim ondan sonra kizartirken bir de baktim mantarmis ki ben hayatimda mantar yemem.
    Saat dolsa da gitsem dolsa gitsem derken servis gelmiyor delirecektim en sonunda geldi de geldik yurda. Baktim Ayca da ayni durumlarla karsilasmis. Isimiz zor ama bunca kisi yapiyor biz de alisiriz heralde zamanla.

  7. #7
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Uzun zamandir yazamiyorum cunku isler baya bir yogun. Gecen hafta tatil gunlerimizde burda havuza ve alisveris merkezlerine gittik. Gercekten giyimde fiyatlar cok ucuzmus onu ogrendik. Turkiye'dekiyle yari fiyatina. Bazi aksiliklerle tatilimiz bitiverdi ve o gece erken yattik, cunku sabah 4te uyanip ise gitmek zorundaydik. Benim oda arkadaslarimla Ayca'nin oda arkadaslari da sabahci olduklarindan uyanmada sorun cekmiyoruz. Oda arkadaslarimdan biri de 2800e dodge marka bir araba aldi sagolsun heryere goturuyor bizi. Dunde baska bir arkadas Ford aldi 2500e. Taksi yerine onlari cagiriyoruz artik.
    Neyse sabah erken kalktik ve ise gittik. Saat 6'da giris yaptim. O gunku menajer biraz iyiydi ve benimle ilgilendi. Kizartma isinden gina geldigi icin beni baska yere versin diye bakarken bekledigim soru geldi. Drive Thruya gecmek ister misin? Dedim istemem mi ya...
    Burda McDonaldslar gercekten Amerika'nin midesi. McDonalds olmasa bunlar acliktan olur. Drive Thru denen bisey icat etmisler, McDonaldsin cevresinden dolasiyor araba bir telsize geliyor ve karsisinda kocaman bir menu listesi. Soyluyor telsizle ne istedigini. Sonra bir pencereye geliyor parayi oduyor. Bu pencere kasa penceresi oldugu icin burada hic Turk calistirmiyorlar. 2. pencereye geldiginde de siparisler veriliyor. Beni siparislerin verildigi yere koydular. Tam karsimda ekran ne istedikleri yaziyor. Para odenince de onumdeki makinadan fis cikiyor ve o fisi alip verilenleri kontrol ediyorum eksik yalnis var mi diye. 2 tane yardimcim olmak zorunda ama her zaman olmuyorlar butun isleri kendim yapmak zorunda da kaliyorum. Hemen arkamda da bir kola makinasi. Para odenince otomatik olarak calisiyor ve ne istendiyse veriyor. Bana sadece kapagini takmak ve kolalari karistirmamak kaliyor ama cok zor karistirmamak cunku 10larca cesit kola var. Portakal suyu, ice tea, kahveler de benim sorumlulugumda ama iced mocha, latte mocha gibi sacma sapan kahve cesitlerini yapmasini beceremedigimden ekranda bunlar yazinca hemen uzaklasiyorum ordan. Geldigimde cogu zaman yapilmis oluyor. Burada stres cok oluyor, yetistiremiyorsun, musteri fircaliyor, on taraftan biraz daha beklet oyala diyorlar da turkce degil ki. Turkce olsa abi hangi takimlisin derim bi acilir muhabbet aksama kadar ama soyleyebileceklerim sinirli oldugundan oyle bir sansim yok. Cok garipliklerle karsilasiyor insan burada.
    Mesela tek basina 10larca yiyecek alip yaninda icecek olarak large diet coke alanlar, kiz arkadasinin kafasina sprite firlatanlar, kopegine menu alanlar, bir su icin 15arabalik kuyruga girenler neler neler. Bana burada direk alman misin diye soruyorlar, hayir dersem rus, olmadi romanyali ama turk olduguma kimse inanmiyor. Yorum da su; Sen hic araplara benzemiyorsun.
    Isime donecek olursam saatler 11:30u gosterdiginde mola veriyorlar bana. Molayi aldiktan sonra drive thruya yoneliyorum ama bir bakiyorum zencinin teki gecmis oraya, menajere soylemeye niyetleniyorum ama menajer de degismis o da zenci olmus. Hemen beni grille et kizartmaya gonderiyorlar. 2 gun bu sekilde calistim ama 3. ve 4. gun hep bu zenci kadin oldugundan hep grillde durdum. O grilldeki domuz eti kokusu da insani bir garip yapiyor.
    Benden herkese tavsiye sakin ama sakin fast food yemeyin. Nasil yapildiklarini gorseniz yemeden icmeden kesilirsiniz.
    9 saat ayakta durmak cok zor gercekten. Alismasi zor oldu ama ise alistik gibi. Sadece Ayca'nin isyeriyle ilgili problem var. Ayca oradaki tek Turk ve kimse ne Ayca'yla ne de birbirleriyle konusmuyor. Cok soguk bir ortam varmis. Bugun yarin onun yerini degistirmeye calisacagiz. Olursa da yanima aldirmaya calisacagim. Gerci gecen gun yanima yeni gelen bir turk kizini koydular ama yine de bir ihtimal sansimizi deneyecegiz.

  8. #8
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    New Orleans civardaki en buyuk yerlesim birimi. Yurt olarak bir tur duzenlendi ama tur kapsami sadece New Orleansa birakip geri almakla sinirli. Sabah 9 gibi burdan yola ciktik ve saat 11 gibi oradaydik.
    Yol boyunca ormanlar bize eslik etti ve denizi gordugumuzde bir kopruden gecmeye basladik, geciyoruz geciyoruz bitmiyor. Yaklasik yarim saat kopruden gectik. Neyse devaminda bir sehre yaklastigimizi farkettik. Evler uzaktan cok guzel gozukuyordu. Ama yakinina geldigimizde hepsi terkedilmisti. Birden herkesin kafasinda ayni soru belirdi; "Biz nereye gidiyoruz"
    Meger kasirgadan sonra buradakilar Houstan'a gitmisler birdaha da gelmemisler. Ileride gokdelenleri gorunce icimiz rahatladi biraz ve ilerlemeye basladik.
    Ama evler teksasvari boyle Ispanyol cizgisinde bir garipti. Evlerin onunde Tarlabasi misali gencler oturmus gelene gecene bakiyorlar kapkac yapmaya yer ariyorlar gibiydi. Ankaralilar da Cincin mahallesiyle benzetmeye basladilar. Derken bu mahalleyi arkada biraktik ve gokdelenlerin oldugu yere dogru ilerledik. Tam bu sirada bir yagmur basladi ki sormayin. Son duraga geldik ama kimse inmiyor. Neyse ki biraz dindi de indik hemen. Herkes nereye gidecegiz falan derken arastirmaci gazetecilik kimligim onplana cikti ve bizimle gelmek isteyen 4 kisiyi de yanimiza alip sehre dogru yola ciktik. Cunku gitmeden arastiran tek kisi benmisim. Koseyi donunce bir baktik ki herkes pesimizden geliyor.


    Canal Street adinda bir ana caddeleri var oraya geldigimizde yagmur biraz hizlandi derken saganaga cevirdi. Hemen bir restaurantin altina sigindik civardakilerle beraber. Ama bizi takip eden arkadaslar cok gec kalmislardi. Bir binanin sacak altina girdiler fakat ruzgardan dolayi yagmur onlari da vuruyordu. Aramizda 100metrelik mesafe vardi. Bize dogru geldiler fakat o 100 metrede islanmadik yerleri kalmadi.


    Yagmur dinecek gibi gozukmuyordu. Sigindigimiz restauranta girdik ayip olmasin diye baktik ki tavuk menusu var istedik birer tane oturduk hep beraber hem karnimizi doyurduk hem yagmurun dinmesini bekledik. 15 dk sonra yagmur dinince caddeye akiverdik.
    Hediyelik esya satan dukkanlar her taraftaydi. Girdik ama bir sey almadik. Oyle bakip cikiverdik. Biraz da resim cekildik iceride.
    Sonra cadde boyunca ilerledik sola kivrilip ve New Orlean Saints'in amerikan futbolu sahasina gittik. Iceri girip bi fotograf cekilebilir miyiz diye sordugumuzda burasi federal bir bina giremezsiniz dediler. Biz de gerisi geriye donduk.


    Soyle bir turlamaya devam ettik ve turistik bir tramvaya denk geldik. Hemen atlayip 1.25dolara sehir turu yaptik. Garden District denen mukemmel otesi evlerin oldugu mahhaleyi bastan asagi gezdik. Geri donuste ben uyumusum o yuzden pek birsey hatirlamiyorum.




    French Quarter adinda bir sokaga girdik. Tamamen eglence amacli kurulan bu sehir Jazz'in baskenti olarak sayiliyormus burada. Her kosede Jazz'cilari gormek mumkun. Blues clublar her yerde. Ama turist de cok vardi. Bu sokakta ilginc seyler de basimiza geldi ama sag salim ciktik ve soyle sahile dogru yol aldik.

    Sahil dedigime bakmayin nehirmis. Mississippi nehrinin denize dokuldugu yer. Gemiler gelip geciyor.
    Kopruler var ve her yerde heykeller var. Canli heykeller bile var.




    Sonra karnimizin aciktigini hissedip yine daldik sehre McDonalds'tan bikmamisiz gibi yiyecek yer bulamadik yine gittik Mc'e. Neyse doyduktan sonra sehrin kalan yerlerini gezmek icin atildik sokaklara. Casino'ya giriyorduk ki bir arkadas 20 yasinda oldugundan iceri almadilar. Biz de cocuga ayip olacak diye girmedik. Ardindan bir alisveris merkezine girdik. Basladik burayi gezmeye. Bir de baktik birileri Turkce konusuyor. Hayirli isler diledik cekildik kenara. Ayni komplekste 3 isyeri Turkmus ama biz ikisiyle karsilastik. Neyse ordan da ciktik saat artik 6olmustu yavas yavas bizi biraktiklari yere gelmeye basladik. Ve saat 7-8 gibi ordan ayrildik 9da yurda gelmistik gunun ve haftanin yorgunlugundan 10-11 gibi uyuduk. Simdi saat sabah 10 ve gayet dinlenigiz. Birazdan gezmeye cikacagiz tekrar. Simdilik bu kadar en kisa zamanda yine gorusmek uzere...

  9. #9
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Uzun zamandir yazamiyoruz cunku yogun calisma ve gezme temposunda zaman bulamiyoruz. Isler yoluna giriyor gibi yavas yavas. Agir calissak da yine de alisiyor insan zamanla. Tek alisamadigimiz konu domuz etinin kokusu.
    Ingilizcemizin gelismesini beklerken fazla bir asama kaydedemiyoruz. Sadece bildiklerimizi iyi bir sekilde kullanmayi ogreniyoruz. Ilk geldigimiz gunlerdeki acemilikler ustumuzden kalkinca insanlari anlamaya derdimizi anlatmaya basladik. Ama burdaki insanlar bile birbirlerini anlamakta gucluk cekiyor. Bir garip konusuyorlar. Bazen hangi dilde konustuklarini merak ediyoruz. Bir dil konusuyorlar belli ama ingilizce degil. Turkce bile olabilir ama kesinlikle ingilizce degil.
    Araba kiralama isine el atiyoruz haftaya. 2005 model 8 kisilik Chevrolet jeep gunluk 60$. 6 kisi kiralamayi dusunuyoruz kisi basi gunluk 10$a jeeple gezmis olacagiz.
    Jeep demisken bizim servislerden bahsetmistim. Bi ara resimlerini eklerim demistim. Sayfanin altinda bulabilirsiniz resimleri. Cep telefonuyla cektigim icin biraz kalitesi dusuk ama idare ediverin.
    Hala Turkiye'de ailemizden uzakta bir yerlerdeymisiz geliyor bize. Cunku gercekten cok turk var. 25 kisi sahilde Ankara misket oynarsa gerisi siz dusunun artik. Mississippi sokaklarinda arabadan son ses muzikle "fark var" sarkisi calarsa polis de gelir durdurur. Ama burda polisler birsey demiyor. Abi ogrenciyiz bilmiyorduk diyoruz tamam dikkatli olun diyorlar o kadar.
    Ilk paychecklerimizi de aldik. Ben Ayca'dan 41 cent fazla kazanmisim ilk 2haftada. Cunku bir gun hic mola vermeden sabah 5:30da giris yaptim, oglen 15:30da cikis yaptim. 10 saat ayakta kosusturmayi iyi kaldirmisim diyorum.
    Yemek konusuna alistik iyice. Ayca dun tum hunerlerini sergileyip kuru fasulye ile pilav yapti. Cok da guzel olmus. Dun mercimek falan da bulduk markette cesitleri bollastiracagiz.

  10. #10
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Burada multeci kampini andiran ama universitelileri barindiran yurdun guzel yanlari da yok degil. Toplanmak ve toplu bir plan yapmak kolay oluyor. Yine boyle bir planla Florida`ya gitmeye karar verdik. Sabah oldu yola cikildi. Dumduz yemyesil manzarali yollardan ilerlerken bir seylerin degistigini anlayabildik. Yavas yavas Mississippiden Floridaya gectigimizi civardaki evlerden ve binalardan anlayabiliyorduk ki 2 saatlik bir yolculuk sonrasi Amerika Birlesik Devletleri Ordusunun muzesinin oldugu, burada baya bir unlu ama adini ilk kez duydugum Pensacola sehrine geldik. Muzeye de bir ugrayalim dedik girdik iceri. Nerden baslayalim diye karar verirken sagdan gittik ve Amerika tarihi basladi. Zaten adamlar bizim tarih kitaplarimizin kronoloji siralamasinda sonlarinda devletlerinu kurduklarindan tek muzeye sigdirmislar butun tarihlerini. Herkes hayran hayran bakarken Aycayla ikimiz biraz ofkeli bakiyorduk etrafa. Derken bir kac silah gozuktu. Herkesin guzel yorumlari benim `` ne diyorsunuz siz ya bu silahlari 1.dunya savasinda Canakkale`de bizim dedelerimize karsi kullanmislar`` lafimla bitti. Iskembeden sallamiyordum ustunde yaziyordu.



    Universite okuyan bu arkadaslarin henuz Canakkale Sehitliklerini gezmemis olmalari ne aci ki elalemin nicin savastiklari belli olmayan askerlerine ozeniyorlar. 1916dan hizlica 1945e geciyoruz. Kronolojik siralamislar sozde kahramanliklarini ama Japonyaya attiklari atom bombalarini goremedim bu muzede. Nukleer bombadan olen cocuklarin resimlerini, derileri yanan ama can veremeyen Japon ninelerin resimlerini niye koymamislar cok merak ettim dogrusu. Laf buraya gelmisken Ebu Graybte yapilan iskencelerden de bahsetmemisler. Muslumanlara nasil da insafsizca yaptiklarindan bahsetmemisler bu muzede.

    Neyse biraz daha ofkeli tura devam ediyoruz. Bir de bakalim sesler geliyor toren var diyoruz gidiyoruz. 3 asker dizilmisler cok geometrikler ama bir de ne gorelim 2 tanesinin elinde kilic birinde blackberry. Birinde asker botu digerinde nike ayakkabi oburunde de parmak arasi terlik. Birinde rugby formasi eller cepte bir garip toren. Siz Turkiye`de boyle selam durusa gecin de bakin tezkereye kac yuzyilda aliyorsunuz. Allahim ya diyerek ordan da geciyoruz astronomi kosesine.
    Adamlar guzel muze yapmislar zaten ovunecekleri 3-5 sey var tarihte onlar da yalanla dolanla ya neyse onlari da iyi kullanmislar. Dikkatimi de bir de su cekti muzeye gelenlerin nerdeyse hepsinde Amerika bayrakli tisort vardi. Bizim hangimizde Turkiye bayrakli tisort var...





    Adamlar aya cikmislar bilmem kac yil once. Onla cok guzel ovunuyorlar ama hic sormuyorlar ``Yahu Obamacim biz onca sene once cikmisiz bir kac defa ayakbasmisiz aya. Hepsi de ayni baskan doneminde olmus. Teknolojimiz simdi cok daha iyi. Simdi neden gonderemiyoruz. Yoksa hepsi yalan miydi. Bizi de mi kandirdiniz`` demiyorlar ya neyse ben de demeyeyim.






    Bu gergin ortamdan cikinca kendimizi denize atma hayaliyle atladik otobuslere. Git git yol bitmiyor. Sagli sollu cok guzel evler luks hoteller, yatlar, tekneler. Floridadayiz belli. Kumsal harbiden kumsal bizim gibi cakilsal degil. Bulduk bir halk plaji atladik suya ama deniz de deniz degil. Nerde bizim Egemiz Akdenizimiz hatta Marmaramiz. Kesan deresi gibi dibi gozukmuyor suyun. Bir kac kez dalis cikistan sonra 2 saat kadar burada eglendik. Sonra gunes batmadan donus yolunu aldik onumuze uykulu ve yorgun...

  11. #11
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Plani daha onceden yaptik. 6 kisi carsamba gunu geniscene bir araba kiralayip Memphis`e gidecegiz, Sofor ben olacagim, bir gece arabada kalip geri donecegiz. Her sey tamam carsamba oldu gittik araba kiralama sirketine bize uygun sadece Ford Expedition marka bir jeepleri varmis. Gozum korktu dedim ben bunu kullanamam bu cok buyuk. Diger firmalara da baktik hicbirinde bize uygun yoktu. Biz de Jeepi kiralamaya karar verdik. Kisi basi 30dolara 3gunluk kiraladik. Sofor ben olacakken Jeepin guzelligine dayanamayan arkadaslar karar degistirdi ve talip oldular. Neyse hallederiz dedik. O gun soyle bir buralari dolastik yola cikmadik. Jeepin Allahi var cok saglam araba. Sabah 5 te uyandi herkes ve 5:30da yola ciktik. Giderken eglenceli gecti yol. Yolda guzel goller falan vardi. Donuste ugrariz diyerek gectik oralardan. Ama Memphis`e geldigimizde yok sen oyle kullaniyordun ben boyle kullaniyorum gibi cocukca laflar canimi sikti ben de biraktim anahtarlari gecin kullanin dedim. Neyle ugrastiklarini bilmiyor arkadaslar, bir de harita olarak beni kullaniyorlar beni kusturmekle hata yaptilar. Bendeki de inat. Koydum kafami yastiga dayadim cama kapadim gozlerimi de karismadim hicbirseye. Ariyorlar ariyorlar bulamiyorlar, o yola giriyorlar yok, buna giriyorlar yok. Memphis carsisini bulamiyorlar. Hic sesimi cikarmadim 1saat aradilar. Agizlarini acip bir kere de sormadilar. Neyse bulmuslar sonunda. Tam bu sirada beni bir bas agrisi tuttu. Dedim siz gidin ben sonra gelirim kaldim arabada. Agri kesici ictim kendime geldim. Ciktim soyle bir turlamaya. Onumde birisi kufurler ediyor telefonda ama Turkce. Ya hayirdir falan filan bekliyorum. Adam Bankaciymis orda. Bir turke kredi vermis o da geri odememis falan simdi o zor durumdaymis baya. Cani sikkin di ben de neyse dedim indim sahile. Sahil dedigimiz de Mississippi nehri. Ufacik bir manzarasi var. Istanbul bogazini gormeyenlerin agzinin suyu akabilir ama Meric nehrinden Yunanistana bakarken daha cok heyecan duydugum kesin. Soyle dolastim biraz her yerde Blues ruzgarlari esiyor. Elvis Presley heykelleri falan. Bir de baktik asagi da Memphis Grizzles salonu var ben girmedim ama Aycalar girmisler. Ben geri dondum oradan. Yemek icin bir yer bakiyordum Hic fastfood yoktu, daha dogrusu restaurant yoktu. Bir tane bulabildim attim kendimi iceri. Icerde bir adam Turke benziyor. Adama direk Selamin aleykum dedim, adam da aleykum selam dedi. Musluman misin diye sordum Elhamdulillah dedi. Nerelisin diye sordum bir umutla ama adam Filistinli cikti.Olsun dedim din kardesiyiz sonucta. Dedim domuz disinda herseyi yiyebilirim. Adam bana guzel bir tavuk kizartma verdi. Bir de limonata. Bildigimiz limonata Turkiyedeki gibi cok sasirdim. Cok ozlemisim valla. Dedi kebabin yerini tutmaz ama al sana ikramim para istemiyorum dedi. Allah razi olsun diyerek oturdum yedim derken aradi arkadaslar geldik arabada yoksun nerdesin. Gittim karinlari acikmis burayi soyledim geldiler yediler. Adam da arkadaslarimi getirdigimi gorunce sevindi bir daha gelirsen gene bekleriz falan dedi. Ciktik ordan boyle gezilecek yerler aramaya basladik ama yagan bir yagmur vardi sanki okyanusu kaldirmislar basimizdan asaga dokuyorlar. Arabayi kullanmakta zorlaninca cektim bir park gibi bir yere yagmur dinene kadar durduk. Biraz da uyumusuz. Ciktik yola tekrar. Baya bir gezdik. Gece oldu barlar sokagina donduk tekrar. Icki icmek niyetinde degiliz yalnizca sokaklara tasan blues muziklerini bedavaya dinlemek niyetimiz. Ama bir kac fotograf cekilip ayrildik oradan. Geceyi gecirmek icin turist information adinda her eyaletin girisinde olan bilgilendirme evlerinin onune park ettik. Sabaha kadar uyumusuz. Sabah uyandik. Ciktik yola. Yavas yavas geze geze. Gollere saptik. Cok guzel yerler yapmislar gercekten. Bizde dogal guzellik daha cok vardir eminim ama biz degerlendirmiyoruz adamlar degerlendiriyor. Derken Mississippi eyaletinin baskenti Jackson`a geldik. Dedik burda en az 5-6 saat gezeriz. Girdik sehre sehir merkezine gidiyoruz. Merkez yok ortada. Buyuk buyuk binalar ama sokaklar bombos. Terkedilmis gibi. Bos bos fotograf cekip donuyoruz yola. Yine ulusal parklara sapiyoruz oralarda dinlenip Hattiesburg sehrine geliyoruz. Burda da pek bir sey bulamayip Gulfport`a geri donuyoruz. Gulfport`a gelince birden buyuk bir sehre gelmisiz havasi oluyor. Yollar kalabalik her tarafta tabela falan var aslinda iyi yerde kaliyormusuz ya diyor herkes ve evlere dagiliyoruz. Bir tatil de boyle geciyor...

  12. #12
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    Uzun zamandir ama islerin yogunlugu ama gezmenin yorgunlugu yazamamastim. Arda arda sozde eglencelerle avutuyoruz kendimizi burda. Turkiye gibisi de yokmus ogrendik. Herkesin kendi memleketi tabi. Bi bilardo oynayalim dedik saatine 10dolar verdik. 12tane kutu kola aldik 2 dolar verdik. 2 salataya 4, 8 muza 1 dolar verdik. Boyle garip bir ulke tutarsiz dengesiz bir ulke.
    Bu hafta yine yurtla beraber waterpark diye bir yere gittik burda. Pillerimin kaybolmasindan dolayi resimleri ekleyemiyorum ama en yakin zamanda bu sorunu da cozup florida ve Memphisle beraber bu resimleri ekleyecegim.
    Simdiden 2 arkadas Turkiyeye dondu. Biri askere gitti birisi de sinava. Biz de kalmaya pek niyetli degiliz ama biletimizi ucuza almamizdan dolayi degistirirken verecegimiz ceza parasini bilmiyoruz. Bu durumda biraz elimizi kolumuzu bagliyor. Bekliyoruz bakalim gun ola hayrola. Bir kac arkadas disinda pek arayip soran yok. Burdan herkese teessuflerimizi iletiyoruz. Soz meclisten disari tabi. Kimse alinmasin.
    Burda durumumuz rahatimiz iyi esasinda. Bugun hesap yaptik da cok para harcamisiz anlamadan ama sorduk arkadaslara en az harcayanlar yine bizmisiz. Garip tabi.
    Bu arada 2. paychceklerimizi de aldik. Bu donemde Ayca benden 10dolar fazla kazanmis. Tebriklkerimi de site vasitasiyla iletiyorum kendisine.
    Ayiptir soylemesi bugun de mercimek yemegi yedik. Ayca yapti bir de guzel oldu sormayin. Yanina da bir sogan kestik oh valla keyif. Turkiyedeki tadlar burda yok. Sprite Cola falan farkli burda. Bir tek Nutella var o ayni bir de bu mercimek yemegi ayni oldu. Bir de bugun krem peynir bulduk. Cok sevindik hemen aldik.
    Burda cok turkun olmasi avantaj gibi gozuktu ama degilmis meger. Ulkem iyi guzel ama Tayvanlilar daha sicak davraniyorlar bize. Bizde mi sorun var acaba diyecegiz ama diger Turkler de aynilarini soyluyorlar. Dedikodu arkadan konusma hersey var tipik bir Turk mahallesi gibi.
    Herseyden sogutuyorlar adami. Bugun yarin Miamiye gitme planimiz var ama bakalim sadece ihtimal su anlik. Cunku biraz pahali kacabilir bizim icin. Turklerle gidecektik sagolsunlar planlari degistirdiler biz de simdi Tayvanlilarla gitmeyi dusunuyoruz. Bu arada burda ingilizcemden cok Cincem gelisti. Baya baya cumle kurmayi ogrendim burada. Hadi bakalim hayirlisi diyelim dunyanin yarisi konusuyor ben mi konusamayacagim.
    Simdilik herkese cok cok selamlar biz gayet iyiyiz merak etmeyin.
    Herkese selam
    calismaya devam

  13. #13
    Uzman Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Yaş
    34
    Mesajlar
    343
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    güzel bi anı olmuş, resimleri nezaman ekliceksin ilk mesajdan beri ekliyorum eklicem diyosun göremedik hala bişey
    AEK

  14. #14
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    bunları amerikadayken siteme yazmıştım o yüzden böyle ama en yakın zamanda istanbula gidince resimleri eklicem
    laptopta tüm resimler ve laptopun şarjı yok fiş girişi sorunundan dolayı kullanamıyorum
    devamı da gelecek

  15. #15
    Üstad
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Mesajlar
    2.944
    Tecrübe Puanı
    25

    Standart

    @Hellguard

    Gerçekten mükemmel bir derleme yapmışsın. Ellerine, yüreğine sağlık.

  16. #16
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    devam edecektim
    özellikle tatil kısmı için tavsiyelerle ama aldığım hp laptopun anakartı tutuştu
    hp teknik servis de yurtdışından alınan ürünleri kabul etmiyor. ve yaptıramıyorum hiçbiyerde derken şimdi bi yer buldum yapacak ama vizeler başladığı için erteledim 2hafta
    günlüğüm orda hazırdı
    en kısa zamanda devam ederim

  17. #17
    Üstad
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    2.584
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart

    hellguard nerde buldun bu servisi.bir arkadasta abd den almisti ekran karti yanmis sanirim.uluslararasi garantiyi kabul etmiyorlar tr dekiler.az once sony e mail attim onlarda kabul etmiyor uluslarari garantiyi.
    Peki.

  18. #18
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    yazıcıoğlu işhanındamı nerdeydi kadıköyde
    şimdi gitsem bulurum da yerini
    ismini bilmiyorum inan

  19. #19
    Üstad
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    2.584
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart

    bu yetkili servismiydi kadikoydeki ?
    Peki.

  20. #20
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    yok değil
    yetkililer almıyor zaten

  21. #21
    Üstad
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    2.584
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart

    amerika uluslar arasi garanti diye satiyorlar hic bir yetkili servis kabul etmiyor tr de nasil bir istir bu anlamadimki
    Peki.

  22. #22
    Efsane Watçı
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    1.147
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart

    buraya resim ekleyecektim ama üşendim
    facebook profilimden bakabilirsiniz şehir şehir ayırdım
    Konu hellguard tarafından (07-03-2010 Saat 09:09 PM ) değiştirilmiştir.

  23. #23
    Wat Profesörü
    Üyelik tarihi
    Mar 2009
    Mesajlar
    756
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart

    Güzel bi çalışma olmuş eline sağlık.Orlando ve Miami resimlerini görünce o günlerim canlandı aklımda bende orlando daydım bu yaz 2 defa da miami yaptık south beachh like a dream

  24. #24
    Hayalperest Watçı
    Üyelik tarihi
    Apr 2010
    Mesajlar
    13
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    Arkadaşlar bu yıl missippiye gidecek olanlar war mı?

  25. #25
    Hayalperest Watçı
    Üyelik tarihi
    May 2010
    Mesajlar
    1
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    bende bu sene mississippiye gidecem..mc donalds da çalışcam..

  26. #26
    Hayalperest Watçı
    Üyelik tarihi
    Apr 2010
    Mesajlar
    13
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    ne zaman gidiyosun theone

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Benzer Konular

  1. @Roma (New York City /NY/ Dennis /MA/)
    Konu Sahibi Roma Forum TW Arşiv
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 22-06-2009, 02:52 AM
  2. New York City
    Konu Sahibi cancan Forum Tanışalım-WAT Arkadaşı arıyorum!
    Cevap: 5
    Son Mesaj : 10-01-2009, 07:26 PM
  3. New york city
    Konu Sahibi fatih26 Forum TW Arşiv
    Cevap: 11
    Son Mesaj : 04-01-2009, 01:09 AM
  4. New York City Yolcularina........
    Konu Sahibi çelebi Forum TW Arşiv
    Cevap: 8
    Son Mesaj : 09-09-2007, 05:56 PM
  5. Kendi yaptığım Klip (NY, Miami, Key West, Orlando)
    Konu Sahibi tolga_yy Forum TW Arşiv
    Cevap: 6
    Son Mesaj : 02-02-2007, 12:44 AM

Bookmarks

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •