Toplam 9 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 9 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: WAT günleri-bir yazı..

  1. #1
    Uzman Watçı
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    394
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart WAT günleri-bir yazı..

    AMERİKA’DA BİR TÜRK(1)
    ÖNAL ÖREN


    Merhaba.
    Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği 3. sınıfta okuyorum.
    Size bir öğrenci olarak Amerikaya ilk gidişimde gördüklerimden, yaşadıklarımdan bir özet sunacağım. Ben de kigem.com üyesiyim ve sizlerin ( özellikle ilk defa gidecekseniz) bazı şeyleri önceden bilmenizi istedim...

    Hep filmlerde izlediğimiz, her gün haberlerde adını duyduğumuz,neredeyse hayatımızın her köşesinde izine rastladığımız,kimimizin hayranlık duyduğu kimimizin nefret ettiği, siyaset konuşulan her ortamda illaki adı geçen, filmlerde yaşam standardını görüp “vay be orada yaşamak varmış” dediğimiz Amerika’da 3 ay geçirdim.

    Yazımın ilk kısmında gitmeyi düşünenlere de örnek olması amacıyla
    Amerika’ya nasıl gittiğim konusunda bilgi vereceğim. İkinci kısmında ise başımdan geçen komik ve trajikomik olaylardan bahsedeceğim.

    Amerika’ya gitmek çoğumuz için bir hayal.Hem maddi açıdan hem de vize almada yaşanan problemler yüzünden bazılarımız için imkansız görünüyor. Amerikan hükümetinin Avrupa’daki üniversite öğrencileri için bir programı var. Adı work&travel. Türkçe meali çalış ve gez! Son dönemde üniversite öğrencileri arasındaki yeni trend bu programla Amerika’ya gitmek. Ben de "trende" öküz gibi bakmamak için bu programın nasıl bişey olduğunu araştırdım ilk once.

    Program üniversitelerin hazırlık,1,2 ve 3. sınıf öğrencileri ile yüksek lisansın ilk senesindeki öğrencilere yönelik. Vize almak için Amerika’ya gidip orada kalmayacağınızı ispat etmeniz gerekiyor.Bu yüzden son sınıf öğrencileri gidemiyor.Bir acenta aracılığıyla Amerikadan bir form alıyorsunuz. Bu form olmadan vize için başvuramıyorsunuz.

    Acenta tabi ki bu form için sizden bir ücret talep ediyor.Acenta ayrıca size çalışacağınız iş ve kalacağınız yer konusunda da yardımcı oluyor.Ekonomik uçak bileti bulmak, Amerika ile ilgili oryantasyon programı vermek de acentaların sunduğu hizmetler arasında.Acentaların talep ettikleri ücretler değişiyor ama genelde gidiş- dönüş uçak bileti de dahil 1800$-2000$ civarı oluyor. Tabi giderken yanınıza cep harçlığı da almanız gerekiyor. Cep harçlığını ne kadar fazla alırsanız o kadar iyi olur)

    Vize süreci insanın ömründen bir yıl alıyor desem yeridir. Önce vize için gerekli belgeleri hazırlıyorsunuz. Aman şu eksikti,aman bu yoktu,yok ben şunu imzalatmadım falan derken vize görüşme gününüz geliyor.Hani ÖSS sınavından once hep “Bu sene soruları TÜBİTAK hazırlıyor” diye bir söylenti olur ya vize görüşmesinden önce de “Amerika 11 Eylülden sonra Türklere vize vermiyormuş” diye bir söylenti oluyor.

    Ardından da “hani Türkiye müslüman ülke ya ondan” diye açıklama geliyorBütün bunlara kulağınızı tıkıyorsunuz ve ne olduğunu anlamadan görüşme bitiyor.Bir kaç gün ya da bir hafta sonra vizeyi alıp almadığınız belli oluyor.Work&travel için vize türü olan J1 damgasını pasaportunuzda görünce inanın çok farklı hissediyorsunuz.

    Hani acenta iş ve kalacak yer konusunda yardımcı oluyor dedik ya nasıl işler bunlar diye sorarsanız iş yelpazesi geniş sayılmamakla birlikte genelde oteller,restaurantlar,marketler,eğlence parkları,plajlardaki işler ve Alaska’da balık temizleme işi oluyor. Acentaya ne kadar erken başvurursanız o kadar geniş iş seçeneğine sahip oluyorsunuz. Kalacak yer ise bazen yurtlar ,bazen evler oluyor.Genelde sizinle aynı şekilde Amerika’ya giden öğrencilerle kalıyorsunuz.Tabi evin kirasını orada kazandığınız parayla ödüyorsunuz.

    Ve beklediğiniz gün gelip çattı. Annenizin “oralar soğuk olur şunu da al” ısrarıyla tıkabasa doldurduğunuz valizinizle beraber havaalanına geldiniz. Kontrollerden geçtiniz ve sonunda uçağa bindiniz. Düşünsenize ertesi gün Amerika’dasınız. Yurtdışına çıkıyor olmanın verdiği heyecanla ,aileye ve vatana duyulacak özlemin birbirine karıştığı anlar bunlar.

    Ben ilk kez uçağa biniyordum ve tatlı bir heyecan vardı içimde.Sık sık uçakla yurtdışına gittiğini sonradan öğrendiğim bir bey “şu uçağı bir kaçırsalardı da biraz heyecan yaşasaydık” dediği zaman biraz korkmuştum. Adam bunu her uçağa bindiğinde söylüyormuş. İlginç bir adamdı)

    Uçak yolculuğunda ayaklarınız uyuşmasın diye son bir saat uçakta yürüdükten sonra Amerikaya iniyorsunuz.Hayalini kurduğunuz, filmlerde izlediğiniz hep merak ettiğiniz yerdesiniz artık.

    Türkiyeden tamamen farklı bir kültür.Maaşlar bizdeki gibi aylık değil, haftalık Ücretlendirme ise saate gore. Saati 7$ dan çalışıyorsunuz mesela.Haftada ne kadar çok çalışırsanız o kadar çok kazanıyorsunuz. Tabi bu ücretten eyalete gore değişen vergiler kesiliyor. Daha sonra ödediğiniz vergileri geri alabiliyorsunuz. Maaşlar genelde 2 haftalık çek olarak veriliyor.

    O yüzden cep harçlığı miktarı ilk başlarda zorlanmamanız için önemli.Telefon fiyatlandırması da farklı.Birisini aradığınız zaman hem siz hem de aradığınız kişi ücret ödüyor. Kontörünüz bittiği zaman sizi arayamıyorlar bile! Dijital merhamet yok yani)

    Kazandığınız miktar Türkiye’ye göre çok görünse de harcamanız da o oranda oluyor.Ev kirası, yemek masrafı,ulaşım,çamaşır yıkamak masraflar arasında en çok yekün tutanları.Arabanız yoksa çok zorlanıyorsunuz.Bizdeki gibi her evde çamaşır makinesi yok. Bozuk para atarak çalıştırdığınız çamaşır makinelerinin olduğu çamaşırhaneler var.

    Bir olay olduğu zaman 5 dakikadan kısa bir sürede polis,ambulans ve itfaiye olay yerine geliyor.Alışık olmadığımız bir durum değil mi?

    Yaşadığınız kültür şokunu ne kadar kısa sürede atlatırsanız o kadar yararınıza.
    Macera dolu Amerika artık ayaklarınızın altında..Bundan sonra ne yapacağınız size kalmış.Benim yaşadıklarımı merak ediyorsanız diğer yazımı okumanızı öneririm. Bu arada konuyla ilgili merak ettikleriniz olursa aşağıdaki mail adresinden bana ulaşabilirsiniz.

  2. #2
    Uzman Watçı
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    394
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart

    AMERİKA’DA BİR TÜRK(2)

    Merhaba,yazımın ilk kısmında Amerika’ya nasıl gittiğimi anlatmıştım.Şimdi Ameirka’daki bazı anılarımdan bahsedeceğim. Gerçekten çok eğlenceli bir yaz geçirdim

    Çalışacağım yer.Amerika’nın 5. büyük eğlence parkıydı.Oradaki aletleri çalıştırıyordum.Parkta çalışmak için Türkiye,Polonya,Bulgaristan,Slovakya ve Rusya’dan öğrenciler gelmişti.4 kişilik evlerde kalınıyordu ve ilk kaldığım evdeki tek Türk bendim.Diğerleri Polonyalı çocuklardı.Hani misafirperver milletiz ya yanımda getirdiğim kolonyayı çıkardım.Polonyalı çocuklara sunacaktım.Biz Türkiyede böyle yaparız falan demeye kalmadan çocuklar mutfaktan bardak kapıp geldi.Meğer kolonyayı votka sanmışlar(!)Siz siz olun kolonyanın üstüne votka değildir içilmez yazmayı unutmayın

    İşten çıkışta gittiğim bir cafede güzel bir kız gördüm.Tanıştık ve muhabbet ilerlemeye başladı.Adı Mariaydı.Venezuellalı.Bana ülkemi sordu.Türkiye deyince dünya kupasında 3. olduğumuzu söylemesi beni şaşırtmıştı.Mariayla ortak bir nokta bulmuştuk.Futbol.Tam ben gol atarım diye düşünürken kız bana “kaç tane deven var” diye sordu.Şaşırdım kaldım.Golü ben yemiştim.Ne diyeceğimi bilemedim.Biz onca ülkenin başkentine kadar bilelim bunlar bizi hala çölde yaşıyor sansın iyimi.Diyecek birşey bulamadım,o anki şaşkınlıkla babamın deve galerisi var dedim

    Atlantic City’de bir benzinciye girdik.Çok da sıkışmıştık.Bizde benzin istasyonlarının tuvaleti ücretsiz olur.Orada paralıydı.25 cent.Ama biz de Türktük ve 3 kişi 75 cent vermeye razı olmadık.25 cent atınca kapı açılıyordu.Biz 25 cent attık kapı açıldı ama kapanmadan diğer arkadaşım girdi.Böylece 25 cente 3 kişi tuvalete girmiş olduk

    Buna benzer bir olayı da Washington’da yaşadım.Sokakta 35 cent atıp gazete aldığınız kutular var.Ben parayı verince kutunun bir gazete verdiğini sanıyodum ama kutu tamamen açılıyormuş.Tabi 3 tane gazete alıp arkadaşlara dağıttım.1 gazete fiyatına 3 gazete. Evet kabul ediyorum bunu sadece Türkler yapıyor)

    New York’a gitmiştim ve canım acayip kebap çekmişti.Internetten Türk restaurantlarının adreslerini almıştım.Adresi bulmakta zorlanınca sokaktaki birine sorayım dedim.Kenarda duran birine yanaştım ve İngilizce”buralarda bir Türk restaurantı var mı”diye sordum.Adam yüzüme baktı,güldü ve “evet var” diye TÜRKÇE cevap verdi

    Sonunda restauranta girdim..Hemen bir adana söyledim bir de ayran içtim.Şalgam yoktu malesef.Hesap geldi: 18 dolar !!


    New York’ta sabahın 6''''sında sağlıklı yaşam trendine uyacağım diye koşan yaşlılar, kahvaltı yerine sosisli sandviç ve kahveyi tercih eden çalışanlar,yüksek yüksek binalar,konuşmasından hiçbirşey anlamadığınız Pakistanlı ya da Hindistanlu taksi şoförleri,çöplerdeki elektronik eşyalar beni çok şaşırtmıştı. Adamın videosu geri sarmıyormuş, fırının bir gözü yanmıyormuş, koltuk takımının modası geçmiş gibi sebeplerden dolayı çöpe atılan onca eşyadan ev dizenlerin sayısı hiç de az değil.

    Bu arada New York’a yolunuz düşerse mutlaka Türk Konsolosluğu’na gidin ve oradaki hizmetliyle muhabbet edin.Amcam tam bir Türk.Tipi,kıyafeti,konuşması; herşeyiyle bir Türk.Amerika etkileyememiş onu.”Yeğenim hoşgeldin” dediği zaman özlediğiniz değerler geliyor aklınıza)

    Yine New York’ta girdiğim bir cafede baklava görünce çok sevinmiştim.Garsona bu nerenin tatlısı diye sordum. Garson Türk tatlısı diyecekti. Böylece ben de Türküm diyecek ve kendi ülkemden bir şeyi görmekle mutluluk duyacaktım.Ama garson buna izin vermedi.Efendim baklava bir YUNAN tatlısıdır deyince bozuldum. Adam sonra da ekledi. Sarma ve dolmayı göstererek bunlar da YUNAN yemeklerimiz. Bir BULGAR ürünü olan yoğurtla servise sunuyoruz dedi..!

    Ne kadar ilginç değil mi? Adamlar baklavayı bile sahiplenmiş...

    Amerikan kültürü dedik ya adamlar sokakta gördüğü herkese selam veriyor.Sadece sokakta da değil. Heryerde! Tanısın tanımasın selam veriyor, nasılsın diye soruyor.Bize ters bir durum) Bir tanesi tuvalette sordu naber, napıyosun ,nasıl gidiyor diye. İlk günlerimdi Amerika’da. Ne diyeceğimi bilemedim. Beden dilimle cevap verdim hehe

    Amerika’da herşey tüketim üstüne kurulmuş.Paran kadar yaşayabiliyorsun. Zor bir durumun olsa Türkiye’de yardımına koşulacağını bilirsin ama Amerikada böyle birşey yok.Adamlar herşeyden para kazanıyor.Zaman eşittir para kavramı kültürlerinin bir parçası.Zaman kaybı olmasın diye kahvaltıyı yolda yürürken sosisli sandviç ve kahve ile yapıyorlar.

    Bizde öyle mi? Yağ. bal. domates. peynir. zeytin. Ve demleme çay tabi ki!Oraya gidince hepsinin değerini daha çok anlıyorsunuz. Dedik ya zaman eşittir para diye; arabada diş fırçalayanları ya da sakal traşı olanları(usturayla değil tabi!)görürseniz şaşırmayın..

    Amerikaya gitmenin ne tür yararları oldu diye sorarsanız en başta değişik kültürler tanıma fırsatı verdi derim.Ameirkan kültürünün yanısıra, Polonya, Bulgaristan, Venezuella, Slovakya gibi ülkelerin kültürlerini tanıdım.Trakya şivesiyle İngilizce konuşan Bulgarları dinlemek gerçekten keyif vericiydi.İnsanın aklına Beyaz’ın Hüsmen Ağa tiplemesi geliyor)

    Bu arada İngilizcemin geliştiğini söylemeye gerek yok herhalde.

    Acısıyla tatlısıyla 3 ay geçirdim Amerika’da ve Türkiye’ye döndüm.Yaşadığım olayların bana kattığı tecrübeyle yoluma devam ediyorum. Değişik kültürler tanıdım,İngilizcemi geliştirdim ve uzak gibi görünen bazı şeylerin aslında hiç de o kadar uzak olmadığını gördüm. Herkese öneririm.
    Saygı ve sevgilerimle

    ÖNAL ÖREN

  3. #3
    Deneyimli Watçı
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    222
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart

    gskapun güzel bir yazı olmuş insanı o psikolojiye soktun yine ama ilk yazıda 4. snıfların programa katılamadığı yazılmış artık o geçerli değil. belki eskiden de geçerli değildi ama çoğu insan red yiyordu

  4. #4
    Uzman Watçı
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    394
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart

    biliyorum canım bunu arkadaş taaa 2004 yazında yazmıştı

  5. #5
    Deneyimli Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    153
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart

    ya super bı yazı olmuş yaa işlemleri hızlandırıp hemen gıdesım geldı yaa ve ne kadar uzun kalabılrsem o kadar iyi sanırım bı de gıttıgın sırketı yazsan eger sorun olmazsa?

  6. #6
    Uzman Watçı
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    394
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart

    arkadaşın gittiği şirket mi ?

  7. #7
    Deneyimli Watçı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    153
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart

    Alıntı gskapun Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    arkadaşın gittiği şirket mi ?
    evet de noldu anlamadım yanlış bı şı mı sordum

  8. #8
    Uzman Watçı
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    394
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart

    yok canım..yanlış değil..adresusa ile gitti iki sene de..

  9. #9
    Hayalperest Watçı
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Mesajlar
    17
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart

    guzel yazı, tskr

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Bookmarks

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •