Merhaba Arkadaşlar..
Bugün girdiğim ISTANBUL vize görüşmesinden biraz bahsetmek istiyorum.(Dün gece iyi geçerse yazacağım diye söz verdim )
Öncelikle saat kaçta görüşmeye gideceğinizi kontrol edin çünkü daha bahçesinden sorgulama başlıyor. Ben 08:30 da girecektim yarım saat öncesinden oradaydım. Daha sonra sıra olunuyor ve tekrar kaçta gireceğin kağıttan teyid alındıktan sonra ilk kapıdan giriş gerçekleşiyor.
Daha sonra küpeli bi abi size cep telefonunuzun olup olmadığını soruyor.Sonra el koyuyor ve size bi numara veriyor. Herkese aynı espiriyi yaparak "kendini kaybet ama bunu kaybetme" gibi yersiz bi espiri yaptıktan sonra gerilmeler yavaş yavaş başlıyor Güvenlik araştırmasından sonra pekte uzun olmayan bir yoldan yürüdükten sonra arkasında ufo olan ve sadece onu ısıtan bir memur sizin belgelerinizi kontrol ediyor .Eğer tam ise yukarya çıkmaya hak kazanıyorsunuz.
Yukarı çıktıktan sonra kapıdan içeri giriyosunuz ve koyu fenerli olan hatta işi abartıp duvara fenerbahçe havlusu asan r.carlosla resmi olan başka bi memur size sıra numarası veriyor. Tek baktığı şey resminizin zımbalı olup olmaması.. Eğer değilse dert etmeyin dışarda zımba var orda bas öyle gel diyor ...
Sırayı aldıktan sonra 2 tane aynı olan numaralardan ilki belge teslimi için olacaktır. Belgeyi verirken sizinle türkçe konuşuyolar dert etmeyin vede kasmayın ama kendinizi ingilizce konuşacakmış gibi psikolojik bir hazırlamaya girebilirsiniz..
Daha sonra saat 9 gibi artık görüşmeler başlıyor. Ben çok susamıştım odanın sağ tarafından amerikanvari bir sebil var. Oradan içebilirsin dedi abi ama çözmek için bi 15 dk. gitti ) Hemen söyleyeyim tuşu hemen altında ve yan tarafta ağzınızı dayayarak pek de tadı hoş olmayan sudan içebilirsiniz. )
Sıra bana geldiğinde sadece biraz heyecanladım.Ama sorular peşpeşe geldiği için heycanlandığımı bile unuttum
İşte diyalog..
Ben :B
Konsolos : K
K : Hello How are you ?
B: İam fine thanks and you?
K: Thanks
K: Where do you studying ?
B: Iam studying @ ikü
K: Whats your average?
B: My GPA is 2.01
K: Where are you goin' to US?
B: Iam going to OHIO and iam going to KINGS ISLAND
K: Whats your job in Kıngs Island?
B: Food/Beverage
K: Whats your father and mother job?
B: My father is... My mother is ...
K: OK
dedi ve daha fazla soru sormadı kararımı DS belgeni bize yolladıktan sonra vereceğim dedi. Have a good day dedi..Ve yeşil kağıdı pasaporta zımbaladı..
3 dk yı aşmayan çile sona erdi. Nedense benden öncekilere cehhennem ızdırabı çektiren abi bana pek kasmadı...
Dip notlar:
konsolosun iyisi kötüsü olmaz. Bana en çile çektireni denk geldi. Extra soru bile sormadı..
Benden öncekine senin 2. dönem derslerin kötü gelmiş neden diye abuk bişey sormuştu.Yani buradan çıkaracağımız sonuç tamamen senin elinde karşındakini rahatlatacak şekilde rahat ve relax konuşursan hiçbir problem kalmayacaktır.
Çok çok kötü bir ingilizceye sahip olan bir arkadaşa yeşil kağıt verildi.Ancak çok iyi bir ingilizcesi olan arkadaşıda 15 dk. lafa tuttu.Yani olay ingilizce değil senin geri gelip gelmeyeceğini fiziksel olarak tayin etmesi. Yani olabildiğince derli toplu abartısız şık olmaya çalışın derim diğer söyleyenlerin aksine 1. karşındakine saygı 2. ilk izlenim.
Benim tahminim daha size how are you sorusunu sorarken size vize verip vermeyeceğine karar verdiğidir. Eğer beğenmezse zorlar ama bir sakınca görmezse fazla soru sormaz diye tahmin ediyorum.
Daha alıp almayacağım tabiiki belli değil.Tecrübeli arkadaşlarında yorumunu isterim açıkçası..
Herşeye rağmen sadece bir görüşme olarak görün ve dalga geçermişcesine bekleyin olabildğince güleryüzlü durun karşılarında.. Herşey sizin elinizde eğer isterseniz zaten bu iş olmuş demektir
Herkesin vize alabilmesi dileğiyle....
Bookmarks