Öncelikle İngilizce'nin ne durumda olduğu önemli. Kayıt olacağınız şirketin İngilizce'nizi test etmesi ardından çıkan sonuca göre sizi bir yerlere yerleştirmesi gerekiyor. Birincisi gideceğiniz eyaleti belirlememişsiniz (belirlemenize de gerek yok), ikincisi yapacağınız iş konusunda bir bilginiz ya da düşünceniz yok (biran önce yapabilceğiniz işleri belirlemeniz gerek). Work and Travel'a para kazanmak, biriktirmek ve belli bir birikimle dönmek isteyen öğrenci sayısını giden toplam öğrenci sayısına oranlarsak %95 civarıdır herhalde. Programı mutlu bir şekilde devam ettirebilmeniz ve ikinci iş bulma olasılığınızı artırmak için dilinizin iyi olması gerek. Hellguard birkaç iş tavsiyesinde bulunmuş; tavsiye ettiği işlerin de iyi getirisi var fakat bir restauranta garson olarak girer, söylenenleri anlamazsanız işvereninizin canını sıkarsınız. Böyle bir durumda ya pozisyonunuz değişir (daha düşük bir ücretliye dönersiniz) ya da işten çıkarılır bir süre ortada kalırsınız. O yüzden size göre bir yerleştirme yapılması gerekir.
Bunların dışında gerçekçi olmak gerekirse bu kriz ortamında hiçbir işveren çalışanına overtime vermez. Eğer overtime'lık bir iş varsa bunu yeni çalışanlar alarak kapatır. O yüzden overtime hayalleri kurmak biraz üzücü olur.
hellguard'ın dediği gibi büyük şehirler pahalıdır; geçinmek zordur fakat hareketlidir. Para biriktirmek istiyorsanız büyük şehirlerde çok iyi getirisi olan bir işe girmeniz gerek (burda birkaç örnek vermem uygun olmaz) ya da küçük yerleşim birimlerinde ikinci işi kovalamanız gerek. Şehir olarak Chicago pahalı Boston da yazları pek hareketli olmayan şehirdir. Ayrıca Boston öğrenci kenti olduğu için yaz mevsiminde nüfus yoğunluğu kışa göre çok düşer ve işler durgunlaşır; dikkat edin.
Bookmarks