Bende ilk hafta yaşadığım bir kaç iyi veya kötü şeyden bahsetmek istiyorum. Neyse konuya girelim.. İlk gittiğim günü havalimanına indiğimde o çok farklı gelen insanlar ve hayatın heyecanını yaşarken zencinin biri üzerimdeki Galatasaray eşofmanından beni tanıyıp Galatasaray takımımı geldi diye sorması hayatımda unutamayacağım bir anıdır. Tabii bu bir güzellik olarak geçse de benim amerika günlüğüme kötü anımızda olmadı değil.. İş sözlemeşini yaptığımız Lake George'daki The Great Escape parkında çalışacaktık. Gittik ilk gün sözleşmedir falan hallettik. 2. gün iş başı yaptık ve başladım. İlk supervisor beni kadrosuna dahil etti. Çarpışan arabalara götürdü training yapmak için tabii burada ingilizce konusunda epey bir problem yaşadık supervisorla. Biraz da garip konuşuyordu.. Tabii bana göre biz alışmışık how are you' yu hocalardan hav ar yuuuu diye yumuşatmadan öğrendiiğimiz için anlamakta zorluk çekiyorduk tabii.. Neyse ingilizcede problem yaşadığımız için, ilk gün beni park service e gönderdi. Yani kısacası temizlikten sorumlu olduk.. Parktaki ilk günümde böyle bir gün geçirmek beni "hep böyle mi kalacağım" ne olacak durumum sorularının eşliğinde can sıkıntısına dönüşüyordu. Çünkü anlaşmama park servide anlaşması değil ride operator anlaşmasıydı.. Akşama eve gidip ingilizce çalışmak bile gelmedi değil aklıma Neyse 2.gün farklı oldu ve supervisor'u değiştirerek iş halloldu sonra alışıyorsunuzz zaten hem ingilizceye hem de işe