Uçağa cok bindim ama bir istanbul-trabzon yolculuğunu hiç unutmam trabzona yaklaştığımızda havada fırtına kıyamet kopuyor pisti bir kaç kez pas gectik ucağın sarsıldığı anlardan birinde üst bagaj kapılarından biri acıldı valizin biri koridora düştü etrafa noluyor lan tarzı bakıyorum hollywood filmi gibi orta kapının orada oturuyorum hostesle yanyanayım.Millet öyle panik oldu ki amca ve teyzeler ellerindeki kücük tesvirleri konuuşma tonunda okumaya başladılar artık ve işte ilk kez bir hostesinde gözlerinin yaşlandığını gördüğüm zamandı ulan dedim hosteste ağlıyorsa bu ucak bize mezar olur hostes ağlar mı ulan tövbe etmekten tutta hayatımdaki pişmanlıkları falan değerlendirmeye başladım Neyseki sonunda iniş yaptıkta hepimiz rahatladık