TURKISH JOURNAL - MAKALE ALI CINAR'A AIT
Geçenlerde, Birleşmiş Milletler binasının karşısındaki New York Başkonsolosluğu'na tam girmek üzereyken, kapı önünde bekleyen birçok gencimiz ile karşılaştım. Normalde hiç alışık olmadığım bir manzara idi. Hepsinin yüzünden düşen bin parça. Work and Travel, yani Türkçesi çalışmak ve gezmek anlamına gelen bu program, öğrencilerin ara tatilerinde hem yeni bir ülke görme, para kazanma hem de iş tecrübesi yapmasına imkan kılacak şekilde sunulan bir program.
Ancak gelin görün ki, Türkiye'den belli acentaların yalanı ile gelen gençlerimizin, burada kaldıkları yerden tutun da çalıştıkları ortama kadar, durumları içler acısı. 20 kişilik odalarda kalıp hasta olanı mı derseniz veya yüzme bilmeyip, cankurtaran olacaksın diye baskı yapan işvereni mi?
Gençlerimiz ile konuşmaya başladığımda, oğlum ne işiniz vardı da geldiniz; demek geldi içimden. Amerikan rüyasını acı tecrübeler ile yaşayan bu gençlerimiz arasında Boğaziçi gibi Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde okuyan çocuklarımız bile var. İşin üzücü yanı, iş vaadi ile gelip 1 ay bekleyen gençlerimizin çoğu, vizelerinin yandığı ve kaçak duruma düştüklerinin bile farkında değiller.
Her yaz, Work and Travel ile gelen gençlerin hikayeleri duyulurdu. Ancak bu yaz, sıkıntı ve sorunlar en üst düzeye çıkmış durumda.
Geçen hafta New York Başkonsolosluğu'na mağdur olarak gelen öğrenci sayısı 40. Yakın çevreme ve bana bildirilen Work and Travel mağduru ise 50’nin üzerinde. Çok yakın zamanda San Diego'da pedi-cab sürerken kaza yapan ve müşterisi ölen Türk gencimizin başından geçenleri biliyorsunuz. O da bir Work and Travel mağduru.
Bu gençlerimizin ne sigortası var ne de başlarına birşey gelirse ellerinden tutacak kimseleri.
Esas suçlu, Türkiye’de Work and Travel programını pazarlayan sahtekar firmalar! Türkiyede doğru dürüst bir denetime tabi olmayan öğrencilerimizi kazıklayan ve daha sonra öğrencilerimizin sorunları ile ilgilenmeyen bu firmalara karşı yaptırıcı yasaların konması gerekiyor. Aksi takdirde, her sene Amerika'ya gelerek mağdur olan gençlerimizin sayısı artacak ve hiç umulmadık zamanlarda başlarına olmadık işler gelecek.
Maalesef , Türkiye’de Better Business Bureau (BBB) gibi müşteri haklarını koruyacak kuruluşlar olmadığı için –olsa bile yaptırım güçleri yok- , öğrencilerimizin yurtdışında haklarını koruyacak ciddi bir organizasyon yok.
İnanıyorum ki, konsolosluklarımız konuyu Dışişleri Bakanlığı'na bildirerek, gerekli tedbirlerin ve çalışmaların yapılmasını istemişlerdir. Ayrıca,Türk-Amerikan kuruluşlarının konuya sahip çıkmasını gönülden arzu ediyor ve Amerika'ya kısa süre de olsa gelen gençlerimizi sahipsiz bırakmamız gerektiğine inanıyorum.
Bookmarks