Ziyaretçi Anzak Subay


Yıl 1945. Arıburnu çıkartmasında (25 Nisan 1915) esir düşen iki Anzak subayından biri eşiyle, 30 yıl sonra harb ettiği bu toprakları ziyarete gelir. Çanakkale Harp sahaları 1945’de yasak bölgedir. İşte bu Anzak subayı Genelkurmay Başkanlığı’na müracaat ettiğinde onlara yardımcı olan 1915’in 57. Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’in oğlu Em. Hv. K. K. Orgeneral Tekin Arıburun o günlerde Genelkurmay Başkanlığında Hava Dairesi Komutanı’dır. O aileye üç gün izin alır. Onlardan tek ricası Çanakkale dönüşü Ankara’ya tekrar gelip bir kahvesini içmeleridir.

Tekin Paşa babası şehit oldu zaman 8 yaşında idi. Yıllardır baba özlemi ile yaşamakta idi. Anzak subayı üç gün sonra Çanakkale’den eşi ile Ankara’ya döner. Tekin Paşa onları karşılar ve evine götürür. Salona buyur eder, ikramda bulunmak için mutfağa gider. her şeyden habersiz olan Tekin Paşa salondan İngilizce “bu komutan bizi esir almıştı” kelimelerini duyar. Babasının üniformalı, kalpaklı resmi asılıdır. Tekin Paşa’ya da 30 yıldır babasının harp hatıraları hayatta kalan arkadaşları tarafından anlatıla gelmektedir.

Hatıra olay:

Çıkartmada esir düşen iki Anzak Subayı, 57. Alay Komutanının çadırına getirilir. İkisi de tir tir titremektedir. Alay komutanı onlardan bilgi alabilmek için onlara ikramda bulunur. Üzerlerindeki tabanca, dürbün, İncil v.s. eşyaları alınır. Fakat kendilerine başka hediyeler verilir. Titremeleri hala devam etmektedir.

O güne kadar anlatılan hatıralar Tekin Paşa’da canlanır. Hemen salondaki bir dolaptan fil dişi kaplı incili, tabancayı ve dürbünü çıkarır.

Misafir “a, eşyalarım” der. Tekin Paşa sorar; “babamın çadırında neden saatlerce titrediniz?”.

Misafirin cevabı;

“bakın, bugün hayattayım. Diğer arkadaşım da Avustralya’da yaşıyor. Babanız bize bir misafir gibi muamelede bulundu. Bugünümüzü ona borçluyuz. Çadırındaki bu asil muameleden sonra hicap duydum. Bizzat babanıza söylemedim, fakat bizi esir alanlara işaretle anlatmıştım. Şimdi size burada anlatıyorum:

Çıkartmadan bir gün önce, Limni adasında bizlere hitap eden Ordu komutanı “sakın Türklere esir düşmeyin, belki ölene kadar çarpışın, Türkler yamyamdır, sizi yerler” demişti Bizler de o gün çadırda yenileceğimiz saati beklerken Türklerle harp etmekle asil bir milleti yakından tanımış ve vatanları için ne büyük fedakarlıklara katlandıklarını görmüştük.”
ALINTIDIR