Canlı Mayın İzmir'li Hafız
Türk ordusu Süveyş kenarında savaşıyordu. Kanalın doğu kıyıları kamilen alınmıştı, fakat kanalı geçmek için hiçbir aracımız yoktu. Düşman ise, gözleri keşif uçakları ve savaş gemileri ile gece gündüz kanalı kontrol ediyor, kuş uçurtmuyordu. Halbuki, bu kanaldan Avustralya, Uzak Şark ve Hindistan’dan getirilen askerler, Avrupa’ya ve bilhassa Çanakkale cephesine gönderiliyordu.
Tümen Komutanı bir gün arkadaşlarını topladı.
“Hepiniz düşÃ¼nünüz” dedi. “Bunların geçişine nasıl mani oluruz? Sonra düşÃ¼ndüğünüz çareyi bana söyleyiniz”.
Herkes düşÃ¼ndü ve şu çareye vardılar. Bu işi yapsa yapsa İzmirli Hafız yapar. Çünkü Hafız balık gibi yüzerdi ve üstelik gözüpek bir erdi. Düşmanın gözü önünde geceleri Süveyş’i yüzerek geçer, her defasında ya bir düşman nöbetçisinin tüfeğini veya düşmana ait birtakım silahları toplar getirirdi. Suyun altında çok uzun süre kalabiliyordu.
Hafız’ı buldular, Tabur Komutanının karşısına getirdiler, komutan sordu:
“Hafız, biz her gün gözümüzün önünden geçen şu düşman gemilerine bir şeyler yapmak istiyoruz. Senin beline bir mayın bağlasak, götürüp bu gemilerin önlerine koyabilir misin?”
Hafız sevindi, “Koyarım Binbaşım” dedi. Gerçi hafız bu işi yaparım demişti, ama herkes şÃ¼phe içindeydi. Düşman uçaklarının mekik dokuduğu bu bölgede, bu işin başarılacağına kimse ihtimal vermiyor, inanmıyordu.
Hafız iki üç gün asker yüklü bir geminin geçmesini bekledi. Nihayet, büyük bir gemi uzaktan görününce, o da mayını beline bağladı ve denize daldı. Hafız’ın su içinde yüzdüğünü kimse görmüyordu, çünkü o uzun süre su altında kalıyor, bir saniye nefes almak için başını çıkarıp tekrar dalıyordu. Vapurun etrafındaki muhafız torpidoları, suları yararak ilerliyordu. Bizim tarafta herkes gözünü kanala dikmiş, ne olacak diye beklerken, müthiş bir infilak oldu ve gemi parçalandı. Düşman askerleri denize döküldü. Torpidolar, dökülenleri toplamaya çalışırken, biraz sonra üstünden sular süzülerek hafız çıka geldi. Herkes sevinç içindeydi. Tümen komutanı onu alnından öptü. “Hafız” dedi, “Sen gerçekten bir deniz aleti imişsin…”.
Hafız’ın mükafatı, başarısının kendisine verdiği gururdu.
Bookmarks