Evet arkadaşlar sıcağı sıcağına geldim,görüşmemi anlatmaya başlıyorum.

Randevum saat 08:15 teydi,8 gibi sıraya girdik erkek arkadaşımla ve beklemeye başladık.İçeri girişimiz 15 dk yı geçti ama çok da önemli değildi,zaten hemen saatinde alınman biraz zor.Kapıdan ilk girdiğinizde Türk görevli pasaport,sevis,ds 2019,ds 160 çıktısı ve transkripti çıkarmanızı istiyor,diğerlerini ayırıyor.Yani tapu vs gibi maddi durum belgeleri hiç önem arz etmiyor,bunu dert etmeyin.Sıra numarası aldıktan sonra en öne oturup diğerlerinin görüşmelerini dinlemeye başladım,orada iki kelimeyi bir araya zor getiren ve görevlinin söylediği tek kelimeyi bile anlamayan arkadaşları görünce acayip bir güven geldi Numaram yandığında bir Türk görevli önce belgelerimi aldı ve aynı sıra numarasıyla tekrar beklememi,takip etmemi söyledi.Numaram ikinci kez yandığında Amerikalı,yaşlıca bir bayan parmak izimi aldı.Gerçi bu süreç benim için biraz enteresandı,4-5 kez filan denedik.Nedense benim parmak izim zor alınıyor,pasaport işleminde de böyleydi.Kadına parmak izi verirken hep aynı sıkıntıyı yaşıyorum dediğimde "Sorun değil,bu benim işim.Tekrar deneyeceğiz." dedi.Onun bu sevimli hali bana daha da moral verdi.Bana belgelerimi düzenlenmiş bir şekilde verip interwiev için tekrar sıra numaramın yanmasını beklememi söyledi.

Bu sırada konuşmaları dinlemeye devam ettim.Tüm görevliler tane tane ve oldukça net konuşuyor,anlamamak cidden zor.En suratsız gözükeni bile vize vermek için elinde geleni yapıyor.Hatta bazı kişilerin İstanbul'daki suratsız kadın diye nitelendirdikleri kadın,konuştuğunu hiç anlamayan bir kıza "Whatt...does...your...sister...do?" diye tane tane,heceleyerek sordu.Sonunda dayanamayıp Türkçe konuştu :=)

Benim sıram geldiğinde gayet rahat bir şekilde gittim.Nerede okuduğumu,kaçıncı sınıf olduğumu ve bölümümü sordu.Amerikan Kültürü ve Edebiyatı'nda okuduğumu öğrenince,"Oh,great!"dedi ve Amerikan edebiyatı üzerine muhabbet ettik biraz.Çok güler yüzlüydü.Daha sonra nerede çalışacağımı,pozisyonumun belli olup olmadığını sordu.Ben de Six Flags Chicago'da dedim ve pozisyonumun henüz belli olmadığını,yabancı dil bilgimize göre işlere yerleştirileceğimizi söyledim.Bunun üzerine "You are so lucky,then."dedi.Arkasından "Your English is great.I'm so serious." diyerek iltifatlarına devam etti :=)) İnsan kaçakçılığıyla ilgili kağıdı gösterip okuyup okumadığımı sordu,okuduğumu söyledim.

Ardından "Your visa has been approved." dedi ve edebiyatla ilgili konuşurken bahsi geçen bir şehre değinerek (Baltimore) orayı mutlaka ziyaret etmemi tavsiye etti :=) "Have a nice day" diyerek ayrıldım.

Kısacası oldukça iyi bir görüşme geçirdim.Tabii bölümümün ve İngilizcemin etkisi büyüktü.Ancak kendine güvenen ve güleryüzlü olan arkADAŞLAR hER Zaman avantajlı olacaklar.Diğerlerine sorulan soruları dinledim,gpa niz,nerede ve hangi bölümde okuduğunuz,kaçıncı sınıfta olduğunuz,ailenizin mesleği,ne iş yapacağınız.Sordukları sorular hep aynı.Stres yapmaya değecek hiçbir şey olmadığını gördüm.

Umarım herkes sorunsuz bir şekilde alır vizesini.