"Bu arada tarih vermeyi unutmuşum, gün itibariyle 29 temmuz 2007... yani amerika'ya geldikten hemen hemen 1 ay sonradayız..."
onlar gelirken hafiften bir ürkeklik çöktü üzerime, sonucta geleli bir gün olmuş ve yüzümüze dahi bakmamışlar, insan bir garip hissediyor kendini...
ilk önce tanıştık, klasik "memleket nere, hangi bölüm" muhabbetlerinden sonra, artık dayanamadım sordum... "ya hayırdır böyle bir çekingenlik halindesiniz, neden?" aslında nedeni açık, az çok türkiyeyi ve türkleri tanıyan bir moldovalının aynı evde onlardan biriyle kalacağını öğrenmesi pek sevindirici olmasa gerek
onlarda sanki sormamı bekliyormuş gibi anlatmaya başladılar... eve ilk taşındıklarında, 7moldovalı, 1 ukraynalı, 2 türk varmış... fakat bizimkiler bunlara
3.sınıf insan muamelesi yapıp, neredeyse hiç konuşmayıp, kızlar bizimkilerle konuşmaya çalışınca gidin yanımızdan diye tersleyince, haliyle bunlar da tepki almışlar bize karşı... tabii üstüme düşen kültür elçiliğini yapıp aslında ne kadaaar sıcak kanlı insanlar olduğumuzu anlatmaya başladım... "bu kısımlar dalga geçermiş gibi oldu ama gerçekten büyük sorun yaşadık, yani bizi arapça konuşan, kızlarla sevgili olmayı ya da dokunmayı bırakın konuşmadığımızı zannediyorlardı..."
fakat hiç sandığım kadar kolay olmadı... sordukları soruları aynen naklediyorum "nasıl yani sizin kadınların hepsi çarşaf kullanmıyor mu?, alkol de mi alıyorsunuz siz?" hatta, bizde sizin gibi insanlarız diye ikna etmek için telefonda çektiğim konser video ve resimlerini bile göstermek zorunda kaldım
"üzülerek söylüyorum, bu zamana kadar benimde moldovalı kızlar hakkında garip düşüncelerim vardı, yani nasıl derler, biraz hafifmeşrep oldukları konusunda, fakat tanıyınca anladım ki gerçekten gayet samimi, gayet bizim gibi insalar... muhtelemen okuyucuların çoğu burda bana küfrediyor ama, olsun ben sizi böyle de seviyorum
eh, madem tanıştık, bi sinerji yaratalım, yarın parti yapalım dediler... tam bu anda bir dejavu yaşadım ki hiç sormayın....
hemen bu olaydan 4 gün öncesine dönmek ve bir diyaloğu aktarmak istiyorum...
-----------------------------------------
Zaman 25 Temmuz 2007
İşyerinden Eve Doğru Dönüyoruz..
B: Ben
A: Arkadaş (Atilla)
B: Bu mu lan wat dedikleri, ne para kazanıyoruz, ne eğleniyoruz, ne güzel bi ev var, ne de kızlar? bu ne abii... hayır kızdan kastım abazanlık değil, en azından farklı bir cinsle de konuşayım, bütün günüm zenci, ürdünlü ve mısırlı üçgeninde geçiyor...
A: ................. "arkadaş biraz sinirli galiba, yazmayayım görüşlerini"
B: ne bilim abi böyle yarın bikaç kişiyle tanışsak, arkadas falan olsak, birlikte open air party falan yapsak... çıldıracam yaaa.
A: ahhahaha, tabii tabii bekle yaparız open air....
--------------------------------------
aslında kızlarla aynı evde kalmak, ya da parti yapmak birçok wat öğrencisi için çok da garip karşılanmayacak durumlar, fakat eşekten inip de porsche'a binince insan daha iyi anlıyor...
neyse efendim ertesi gün oluyor, parti falan olayına giriyoruz yavaştan... evdeki arkadaşlardan biri erkek arkadasını çağırıyor... "bu arada evdeki moldovalı arkadaşlarımızdan ikisi hariç geldikleri anda birer sevgili edinmişler, biri hariç hepsi meksikalı, fakat bunu da fırsat haline getirmeyi başardım tabiiki..." arkadaşımız da geliyor... kendisi national security'denmiş... böylece ilk asker kankamı edinip +3 güvenlik puanı kazanıyorum... aslında burdan sonraki kısımları resimler yardımıyla anlatmak daha zevkli olur ama adminlerimiz ne der bilemiyorum...
Bookmarks