Merhaba arkadaşlar, bu sabah İstanbul Amerikan Konsolosluğu'nda görüşmem vardı, vizeye girecek arkadaşlara moral olması için vize görüşmemi yazmak istedim.
Sabah 08.00de konsolosluğa vardım, dış kapı girişinde bir memur üzerinizde elektronik eşya olup olmadığını sorgulayıp randevu saatinizi soruyor ve içeriye alınmak üzere sıraya geçiyorsunuz. İçeri girdikten sonra üzerinizde ne varsa çıkartıp xraydan geçiyorsunuz, bu sırada girişteki FBI ajanı kılıklı bir memur dosyanıza bakıyorgayet sakin bir şekilde montumu çıkartırken sert bi tavırla nereye gidiyorsun, meslek ne diye sorunca bi an geriyor insanı, görüşme içeride olucak sanıyodum açıkçası
soruları cevapladıktan sonra gülüp, güzel, başarılar dilerim demesi biraz olsun rahatlattı .. daha sonra vize görüşmesine gireceğeniz kata çıkmak için asansöre doğru ilerliyorsunuz ve oradaki başka bir görevli tekrardan evraklarınızı kontrol edip size teslim ediyor ve görüşmenizin olacağı kata çıkıyorsunuz. Bu arada elinize bildiğiniz gibi 2 adet numara veriliyor, ilk önce belgelerinizi teslim etmeniz için orta kısımdaki gişelerde numaranızın yanmasını bekliyorsunuz, daha sonra aynı numarayı parmak izi vermek için tekrar bekliyorsunuz ve ardından asıl nokta, görüşme için beklemeye başlıyorsunuz.
Konsoloslarla aranızda kalın bir cam bulunduğundan mikrofonla konuşuyorlar ve bu sesin tüm salon tarafından duyulmasına neden oluyor. Her bir gişeden gelen 'where are you going in the United States' 'are you married' 'İngilizce biliyormusun?' 'Have you ever been abroad?' sorularını duydukça, kendinizce ingilizce cevaplar hazırlamaya başlıyorsunuz içinizden
Derken sıra numaranız geliyor ve slow motion'da gişeye doğru ilerliyorsunuz. Merhaba, hoşgeldin diyen yabancı görünümlü fakat çok düzgün türkçe aksanı olan konsolosun, türk mğ yabancı mı olduğuna kanaat getirmeye çalışırken, 'hi' kelimesi çıkıveriyor ağzınızdanve soru yağmurunu bekliyorsunuz.
Colsul:Where are you going?
Me: Alabama, Orange Beach ..
Colsul: What are you gonna do there?
Me: I will be housekeeper.
derken, bilgisayara odaklanıyor konsolos, içinizden acaba isim soruşturmasına mı kalıcam, sicilimde ne olabilir ki, aynı isimli kaç kişi vardır bu ülkede diye düşünürken ..
Colsul: Just a second please .. deyip masadan ayrılıyor ve arka tarafa geçip birşeylere bakıyor.
Aklınızdan bir çok senaryo geçiyor tabi, neden kalktı acaba, suç işledim de haberim mi yok, yoksa tutuklayacaklar mı beniya isim soruşturmasına kalırsam, nasıl beklerim belli olmayan o açıklanma tarihini .. falan
Nihayet sayın Colsul gelip tekrar bilgisayardan birşeylere bakıyor ve 'Could you open your transcript' diyor. 'Of course' dedikten sonra transkriptimi açıp camın altındaki çukura bırakıveriyorum transkipti(bu arada ortalamam 2,68) ..
Transkiptime de göz attıktan sonra çok düzgün bir aksan ile ' Vizeniz Onaylandı' diyip yolculuyor beni sayın kolsolos
O kadar stres yaptığım görüşme sadece 4 dakika sürüyor ve toplamda 2 soru ile vizemi almış bulunuyorum. Gördüğünüz üzere sıkıntı yapacak hiç bir durum yok, ama yinede vize heyecanını eksik etmeyin içinizden, görüşmenin asıl olayı o heyecanda zaten
Bu arada vizemi aldıktan sonra o rahatlıkla ve mutlulukta bir müddet konsolosluk balkonundan manzarayı seyrettikten sonra asansöre bindim, giriş katına geldiğimizde asansörün kapısı açıldı ve karşımda bilindik bir yüz, Hülya Avşar ve kızı! Onları da gördükten sonra mutlu mutlu ayrılıyorum konsolosluktan ..
Vizeye girecek tüm arkadaşlara iyi şanslar diliyorum .. Enjoy!
Bookmarks